Ömer Çelik'den İmralı yorumu
AKP Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, İmralı hakkında her gün yeni yol haritaları açıklandığı ve olur olmaz bir sürü diyaloğa yer verildiğini söyledi. Çoğu açıklamaların gerçek olmadığını söyledi. Çelik, BM'nin Suriye politikasını'da eleştirdi.
AKP Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, İmralı görüşmesi ve Paris saldırısı konusunda yaptığı açıklamada, İmralı görüşmeleriyle ilgili süreci yeni bir süreçmiş gibi nitelendirmenin anlamı olmadığını ifade etti.Konunun daha önceden gelen bir sürecin devamı olduğunu anlatan Çelik, şöyle devam etti:
"Devlet akan kanın durması için çok yönlü bir çalışma yapıyor. Devletin yetkilileri, ilgili birimleri gereken görüşmeleri yapıyor. Bizim siyasetçi olarak pozisyonumuz, siyasi ilkemiz; siyasetle müzakere, terörle mücadeledir. İmralı görüşmelerini devletin ilgili kurumları yapıyor, dolayısıyla her gün yol haritaları açıklanıyor, olur olmaz bir sürü diyaloğa yer veriliyor. Çoğunun gerçekle bir alakası yok. Gereken yerde gereken açıklamalar zaten yapılır. Normal şekilde devam ediyor. Devlet, devlet olmaktan çıkmış değil, millet de kendini tasfiye etmiş değil. Dolayısıyla bazı aşırı yorumlara çok itibar etmemek gerekiyor. Bunu bir istismar aracı olarak sunmaya çalışanların yorumlarına çok itibar etmemek gerekiyor."
"Birkaç gün bekleyelim. Fransa İçişleri Bakanlığı belli ki çok yönlü bir araştırma yürütüyor zaten. Olayın oluş şekli çok komplike bir eylem olduğunu gösteriyor. Biraz daha gerçekler ortaya çıksın ondan sonra zaten olan bir şey varsa sizinle birlikte paylaşılır. Şu an ne söylesek spekülasyon olur"
İncirlik'teki cami iddiaları ile ilgili olarak Çelik:
"Genelkurmay Başkanlığı bir açıklama yaptı, idari tahkikatın sürdüğü şeklinde. Tabi camiye ve mukaddesata saldırıyı hiçbir şekilde kabul etmeyiz. Burada beklentimiz, hiç kimse herhangi örtbas etme çabasına girmeden eylem neyse, tam içeriği kamuoyuyla paylaşılsın ve neticesi itibariyle sorumluları bulunduğu takdirde, ki bulunmaması için hiçbir sebep yok. Nihayetinde askeri birliktir burası, askerleri birliklerin durumunu biliriz. Her şey kontrol altındadır.
Sorumlularının açık bir şekilde cezalandırılmasını talep ediyoruz. Bunun Adana'da olması ayrı bir üzüntü kaynağıdır. Dolayısıyla biz Adana kamuoyu ve AK Parti olarak bu konuyu özel bir hassasiyetle takip edeceğiz. Camilere veya başka dinlerin ibadet yerlerine de bu şekildeki hiç bir saldırıyı biz kabul etmeyiz ve sonuna kadar takipçisi oluruz." dedi.
Ömer Çelik, kabine revizyonu iddialarıyla ilgili
"Sayın Başbakanımıza sordular. Konu benim dışımda" dedi.
Adana'daki iddialar
Çelik, Adana Valisi, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili ve AKP Adana İl Başkanı arasında sürtüşmeler bulunduğu iddialarının yerel gazetelerde yer aldığının belirtilmesi üzerine, gazetelerde çok şey yazdığını, ancak kendilerinin gerçeğe baktığını dile getirdi.
AKP siyaset yapanların hükümetin emrinde çalışan bürokrasiyle herhangi bir sorunu olmayacağını ifade eden Çelik, Adana Valisi'nin devletin seçkin bürokratlarından birisi olduğunu, ona yönelik yıpratma kampanyası yapıldığını ve bu iddiaların kendileri açısından bir kıymeti olmadığını kaydetti.
Ömer Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Vali beyi yıpratma yönündeki bir kampanyanın zaten sonuç olacak bir tarafı yok ama yolsuzluk operasyonlarından rahatsız olanlarla da devlet bürokrasisi üzerinde legal olamayan hakimiyet kurmaya çalışanlar bu emellerine ulaşamazlar. Yolsuzluk konusunda sıfır toleransla hareket ediyoruz. Vali bey kanunlar içerisinde hareket etmektedir. Gidip de başka siyasi partilerin merkezlerini dolaşıp Adana Valisi'yle ilgili yalan yanlış haberler yaymak, bunu yayanlara yakışmaz. Bu yıpratma kampanyası Sayın Vali'nin Adana'daki yolsuzlukların üzerine gitmesiyle ilgilidir, başka konularla ilgilidir. Bunu yapanlar karşısında bizi bulurlar. Dolayısıyla bu gündemde bile yer almaması gereken bir meseledir. Yolsuzluğa karşı sıfır tolerans politikamız aynen devam edecektir."
BM Suriye'deki katliamları görmezden geliyor
AKP Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, ''Mali'ye askeri müdahale konusunda bu kadar hızlı, bu kadar organize olan BM ya da Avrupa, Suriye'ye dönük yaptırımlar konusunda niçin bu kadar çekimser ve ortadaki katliamı görmezden gelen bir tavır sergilemektedir'' dedi.
Çelik, partisinin teşkilat içi eğitim programında yaptığı konuşmada, AKP teşkilatlarının kurumsallaştığını ve uluslararası bir konumda olduğunu, birçok ülkeden partilerin de kendilerine teşkilat eğitimi talebinde bulunduğunu ifade etti.
Tüm parti teşkilatları için seçim dönemlerinin olağanüstü bir zaman olduğunu belirten Çelik, ''Bir tek AKP teşkilatları için seçim zamanı dinlenme ve tatil zamanıdır. Çünkü AK Parti teşkilatları seçimin dışında o kadar çok çalışırlar ki, seçime gidildiğinde sadece bir dinlenme ve başarıya ulaşma gibi gözükür'' dedi.
Mısır'da yaşanan devrim ve sonrasında yaşanan gelişmeleri anlatan Çelik, ''Mısır'a diktatörlük geliyor'', ''AKP Mısır'da diktatörlerin yanında duruyor'' diye propaganda yapanların seçim yapılıp, anayasa kabul edildikten sonra hiç bir şekilde öz eleştiri yapmadığını söyledi.
Bölgede ''Camp David Düzeni''nin artık bertaraf olduğunun altını çizen Çelik, bu düzeni devam ettirmek isteyenlerin sarıldıkları son cephenin Suriye olduğunu kaydetti.
Suriye'de kan döküldüğünü, binlerce insanın göz göre göre katledildiğini, rejimin rejim olmaktan çıkıp bir katliam şebekesine dönüştüğünü dile getiren Çelik, buna rağmen bu katliamı durdurmak üzere uluslararası toplumdan ve BM Güvenlik Konseyi'nden güçlü bir ses çıkmadığını ifade etti.
Çin ve Rusya'nın BM Güvenlik Konseyi'ndeki vetosu nedeniyle Suriye'ye yaptırım kararının çıkmasının engellendiğini hatırlatan Çelik, şunları söyledi:
''Orta Afrika'daki Mali'ye Fransa'nın askeri müdahalede bulunmak üzere asker gönderdiği haberlerini okuyorsunuz. Bundan 10 gün kadar önce Mali'ye askeri müdahale için karar çıkartıldı. Peki Mali'de Suriye kapsamında bir katliam ya da çatışma var mı? Yok. Mali'nin kuzeyini ele geçirmiş bazı güçler var, bu güçlerle askeri idare arasında çatışma var. Ama Suriye ağırlığında bir kriz, ya da bir katliam olduğu söylenebilir mi? Söylenemez. Peki BM Güvenlik Konseyi'nden Suriye için güçlü bir yaptırım kararı çıkmıyor da Mali için niye bu kadar çabuk çıkıyor. Mali'ye müdahale etme konusunda bu kadar gerekçe üreten dünya, Suriye söz konusu olduğunda var olan, üretilmeye gerek bile duyulmayan gerekçeleri niye görmezden geliyor. İşte onun için diyoruz ki; Bu dünyanın düzeninde, bu düzenin işleyişinde ciddi bir yanlışlık var.''
BM Güvenlik Konseyi'ne eleştiri
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın uluslararası platformlarda konuyu çok kez dile getirdiğini anımsatan Çelik, ''BM Güvenlik Konseyi'nin 5 tane üyesi dünyanın kaderini değiştirecek bütün kararları tek başlarına alıyor. Bunun dışındaki geçici üyelerin inisiyatifleri çok geri planda kalıyor, üstelik BM Güvenlik Konseyi'nin üyelerinin hangi denge içerisinde bugün dünyayı ne kadar temsil ettiği bu kadar tartışılırken bütün bu düzenin adalet, hakkaniyet ve sağduyu temelinde işlediğini söylemek giderek imkansızlaşıyor'' dedi.
Çelik, İsrail Gazze'ye saldırdığı zaman BM Güvenlik Konseyi üyelerinin tamamının İsrail'in kendini savunma hakkından bahsettiğini, ancak Gazzelilerin hayatta kalma hakkından bahsetmediğini kaydetti.
Çelik, şöyle devam etti:
''Mali'ye askeri müdahale konusunda bu kadar hızlı, bu kadar organize olan BM ya da Avrupa, Suriye'ye dönük yaptırımlar konusunda niçin bu kadar çekimser ve ortadaki katliamı görmezden gelen bir tavır sergilemektedir. Uluslararası meşruiyetle ilgili güncel soru ve sorun budur. Bu sorulara cevap verilmeden dünyanın, (Dünyanın düzeni böyle kurulmuş, dolayısıyla bunun değişmesi mümkün değil) gibi bir takım argümanlarla yönetilmesi artık mümkün değildir. Buna Türkiye itiraz etmektedir, dünyada sağ duyunun yanında yer alan bütün devletleri buna itiraz etmektedir. Çok açık ve net bir biçimde görülüyor Suriye meselesinde uluslararası toplum ve BM Güvenlik Konseyi sınıfta kalmıştır. Bu kadar insan öldürülürken, bu kadar mülteci Ürdün'e, Lübnan'a ve Türkiye'ye sığınmışken BM Güvenlik Konseyi'nin hala Suriye'deki olaylar karşısında seyirci durumunda kalması Güvenlik Konseyi'nin meşruiyetini tartışma konusunun ötesine taşımış, ciddi biçimde zedelemiştir. Dolayısıyla dünyanın bütün aktörlerinin çatışmalar karşısında etkisiz kalan, sadece seyirci kalan bu düzenin nasıl değişeceğinin hakkında yaratıcı fikirlerle ve güçlü bir iradeyle olaya müdahil olması gerekir.''
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu