Operasyon üssü İzmir olacak

NATO sözcüleri, Libya'da uçuşa yasak bölgeyi denetleyecek hava harekatın komuta merkezinin İzmir'deki NATO hava üssü olacağını bildirdi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Libya'daki gelişmelerle ilgili muhalefet partilerini bilgilendirme turu kapsamında dün DSP Lideri Masum Türker'le görüşmüş, Türker görüşmenin ardından, Davutoğlu'nun kendisine operasyonun merkezinin İzmir olacağını söylediğini açıklamıştı. Ancak bu açıklama Dışişleri tarafından yalanlanmıştı.

Operasyon üssü İzmir olacak
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 25.03.2011 - 08:27

NATO askeri kanadından Albay Geoffrey Booth, NATO Sözcüsü Oana Lungescu ile basına verdiği brifingde, "Hava harekatının komuta merkezi İzmir olarak kesinleşti. Operasyonu yürütecek komutanın hangi ülkeden olacağını bilmiyorum ama NATO tarafından atanacak. Türk, Amerikalı ya da diğer NATO üyelerinden olabilir" dedi.

Libya'ya silah ambargosunu icra eden NATO deniz misyonuyla birlikte İzmir komutasındaki hava operasyonunun İtalya'nın Napples kentindeki Müşterek Kuvvetler Komutanlığı'na bağlı olacağını belirten Booth, İzmir'in görevi devralmasından itibaren sorumluluklarını yerine getirebilmek için muhtemelen 48 saat hazırlık yapması gerektiğini dile getirdi.

Booth, bu süreçte Libya'daki mevcut koalisyon operasyonunu yürütenlerin şu ana dek yapılanlar ve mevcut durum konusunda İzmir'deki NATO komutanlarını bilgilendirmesi gerektiğini anlattı.

Albay Booth, Libya üzerinde 7 gün 24 saat uçuşa yasak bölge uygulamasının "yüzlerce değil düzinelerce savaş uçağı" ve minimum 3 AWACS uçağı gerektireceğini ifade etti.

NATO sözcüsü Lungescu ise salı günü Londra'da düzenlenecek Libya toplantısında, Libya'daki NATO misyonu konusunda ihtiyaç duyulan "siyasi direktifin" verileceğini söyledi.
Lungescu, Londra toplantısının ardından BM Güvenlik Konseyi'nin Libya konusunda aldığı 1973 sayılı kararında öngörülen, sivillerin korunması dahil tüm unsurların NATO sorumluluğuna geçeceğini kaydetti.

Sözcü Lungescu, son gelişmelerin ardından NATO Genel Sekreterinin konuştuğu birçok Arap liderin, Libya operasyonunun NATO sorumluluğuna geçecek olmasını memnuniyetle karşıladıklarını aktardı.

Fransa, NATO'nun Arap dünyasındaki olumsuz çağrışımı nedeniyle Libya operasyonunun NATO'ya devrine Arap ülkelerinin karşı çıktığını savunuyordu.

Bu arada NATO kaynakları, Londra toplantısının ardından Libya'da koalisyon operasyonunun tamamıyla NATO'ya devredileceğini ve eş zamanlı iki operasyonun söz konusu olmadığını vurguladı.

 

Komuta Libya'da

NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, Libya'da uçuşa yasak bölge uygulamasının NATO sorumluluğunda yürütüleceğini duyurdu.

NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, Libya'da uçuşa yasak bölge uygulamasının NATO'ya devriyle ilgili "Tüm NATO müttefikleri BM kararlarından doğan yükümlülüklerini yerine getirmeye kararlı. Bu nedenle uçuşa yasak bölge konusunda sorumluluk almaya karar verdik" dedi

Rasmussen, NATO büyükelçilerinin Libya toplantısının ardından yaptığı açıklamada, "Kaddafi rejiminin saldırılarına karşı sivilleri korumak için geniş uluslararası çabanın parçası olarak eyleme geçiyoruz. Bölgedeki ortaklarımızla işbirliği yapacağız ve onların katkılarını memnuniyetle karşılıyoruz" ifadesini kullandı.

NATO'nun bu aşamada sadece uçuşa yasak bölge icrasında bulunacağını anlatan Rasmussen, şimdilik uluslararası koalisyon operasyonunun ve NATO operasyonunun birlikte yürütüleceğini ve ilerleyen dönemde tüm sorumluluğun NATO'ya geçebileceğini belirtti.
Rasmussen "(1973 sayılı) BM Güvenlik Konseyi kararına uygun olarak NATO'nun daha geniş sorumluluk alıp almayacağını değerlendiriyoruz ama henüz bir karara ulaşamadık" dedi.
Bu durumda NATO, uçuşa yasak bölge uygulaması kapsamında sadece meşru müdafaada bulunabilecek. Sivillerin korunması gerekçesiyle yer hedeflerine ateş edemeyecek.
 

"NATO'nun üstlendiği pozisyonla, Türkiye'nin savunduğu pozisyon aynı"

Amerikan yönetiminden üst düzey yetkililer, Libya'da uçuşa yasak bölge uygulamasını NATO'nun yürütmesi konusunda varılan mutabakata işaret ederek, NATO'nun bu mutabakat sonucunda üstlendiği pozisyonun, Türkiye'nin bir süredir savunduğu pozisyonla aynı olduğunu söylediler.

İsimlerinin açıklanmasını istemeyen yetkililer, "Türkiye, NATO'nun Libya'ya müdahalesine başlarda karşıydı. Türkiye'nin bu pozisyonundaki değişikliğin nedeni sizce nedir? NATO içindeki tartışmalarda Türkler tarafından herhangi bir koşul masaya getirildi mi?" sorusu üzerine, Türkiye'nin pozisyonunun Türk yetkililere sorulması gerektiğini belirtmekle birlikte, şunları kaydettiler:
"İlk günden beri NATO içinde yürüttüğümüz tartışmalardan bildiğimiz kadarıyla, Türkiye, silah ambargosu, insani yardım ve uçuşa yasak bölge konularındaki bir operasyonu da içerecek şekilde, herhangi bir operasyonun planlamalarına destek vermek istediğini çok açıkça ortaya koydu. İlk başta, 'eğer NATO bu operasyona, özellikle de uçuşa yasak bölge uygulamasına müdahil olacaksa, bunların tümünün sorumluluğunu NATO'nun alması gerekir' diyen Türkiye'ydi. Türkiye'nin bir süredir savunduğu pozisyon buydu ve aslına bakarsanız NATO'nun şimdi üstlendiği pozisyon da bunun aynısı".

Yetkililer, "Bu süreçte Türkiye'deki Amerikan üslerinin kullanılıp kullanılmayacağının" sorulması üzerine de bu tip operasyonel detaylar üzerinde askeri komutanların çalıştığını, kendilerinin bu noktada yorum yapabilecek pozisyonda olmadıklarını ifade ettiler.
NATO'daki mutabakat öncesinde ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın konu üzerinde yoğun çalışma yürüttüğünü kaydeden yetkililer, Clinton'ın önceki gün Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen ile görüştüğünü, dün de önce Fransa Dışişleri Bakanı Alain Juppe ve Davutoğlu ile ayrı ayrı, daha sonra da Juppe, Davutoğlu ve İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague ile telekonferans yoluyla dörtlü olarak görüştüğünü bildirdiler. Yetkililer, dün duyurulan mutabakatın şeklinin bu dörtlü görüşmede verildiğini aktardılar.

Davutoğlu, Clinton'ı geri arayarak, kendisini çabalardan ötürü kutladı


Bunu müteakip, Davutoğlu'nun Clinton'ı geri arayarak, kendisini uzlaşıya varılması için gösterdiği çabalardan ötürü kutladığını kaydeden yetkililer, Fransız bakanın da, dörtlü görüşmenin sonunda, "Bravo Hillary" dediğini anlattılar.

Yetkililer, uçuşa yasak bölge uygulamasının komuta ve kontrolünün uluslararası koalisyondan NATO'ya devredilmesi üzerinde mutabakatın sağlanmasıyla ileriye doğru büyük bir adımın atıldığını, devrin tam anlamıyla tamamlanmasının bir-iki gün alacağını, ancak kararın alındığını söyledi.

NATO'nun silah ambargosunun uygulanması konusundaki sorumluluğu zaten aldığını hatırlatan yetkililer, şimdi de uçuşa yasak bölge uygulamasının yanı sıra sivillerin ve sivil alanların saldırı tehditlerine karşı korunmasının üstlenilmesi yönünde mutabakatın da sağlandığını belirttiler.
 

"Kilit uzlaşıya dörtlü görüşmede ulaşıldı"

Yetkililer, şunları söyledi:

"Uçuşa yasak bölge uygulamasının komuta ve kontrolünün üstlenilmesi kararı alındı. NATO artık, uçuşa yasak bölge uygulamasının komuta ve kontrolünden sorumlu. Alınan diğer temel karar ise, NATO şimdi, sivillerin korunmasının da komuta ve kontrolünü üstlenecek. Bu karar da alındı. Bu konudaki kilit uzlaşı, Clinton'ın, Davutoğlu, Juppe ve Hague ile görüşmesinde sağlandı. Şimdi NATO'nun 28 üyesi arasında, İttifak'ın, misyonuna ve komuta ve kontrolüne sadece uçuşa yasak bölge uygulamasını değil, sivillerin korunması ihtiyacını da dahil etmesi gerektiği yönünde uzlaşı bulunuyor.

Planlama sürecinde atılması gereken birkaç adım daha kaldı. Bunlar da hafta sonunda yapılacak. Dolayısıyla birkaç gün içinde NATO, koalisyonun yürüttüğü operasyonun tamamının komuta ve kontrolünü devralmış olacak. Bu çok önemli bir siyasi karar. İttifak'ı bölen, 'NATO tüm operasyonun kontrolünü almalı mı almamalı mı?' sorusu aşıldı. Şimdi artık NATO'nun 28 üyesinin her biri, bunun NATO'nun üstlenmesi gereken ve üstleneceği bir pozisyon olduğu üzerinde görüş birliğine vardı".

Yetkililer, sözlerinin, "(1973 sayılı) Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararına uygun olarak NATO'nun daha geniş sorumluluk alıp almayacağını değerlendiriyoruz, ama henüz bir karara ulaşamadık" diyen NATO Genel Sekreteri Rasmussen'in açıklamasıyla çeliştiğine yönelik bir yorum üzerine de şunları kaydettiler:

"NATO'nun, BM Güvenlik Konseyi'nin 1973 sayılı kararının uygulanması konusundaki tüm misyonları yürütmesi yönünde siyasi mutabakat sağlandı. Bu, silah ambargosunun uygulanması, uçuşa yasak bölge uygulaması ve sivil ve sivil alanların saldırı tehdidinden korunmasını içeriyor. Sonuncusuna dair operasyonel planlamaları hala tamamlama aşamasındayız ve hafta sonuna kadar bunu tamamlamayı bekliyoruz. Bu açıdan bakıldığında, bence Genel Sekreter ile aynı şeyi söylüyoruz. İlk iki bölümü hayata geçirdik, üçüncü bölümü de planlamalarını yapıp hafta sonuna kadar hayata geçirme yönünde mutabakata sahibiz" diye konuştular.

Bir soru üzerine, bu operasyonun NATO'nun komutası ve kontrolünde olacağını ve Kuzey Atlantik Konseyi tarafından idare edileceğini de belirten yetkililer, NATO'nun 28 üyesi arasında uzlaşı inşa etmenin hiçbir zaman kolay olmadığını, zor bir diplomatik mücadelenin verildiğini sözlerine eklediler.

'Cadı avı başlatıldı'

Libya'ya düzenlenen uluslararası operasyonu ''haçlı seferine'' benzeterek ülke içinde ve dışında şimşekleri üzerine çeken Fransız İçişleri Bakanı Claude Gueant, ''kendisine yönelik cadı avı'' başlatıldığını iddia etti.

''BFM'' televizyon kanalının sorularını yanıtlayan Fransız bakan, ''söylediklerinin, sistemli bir şekilde gerçek anlamından saptırıldığını'' ileri sürdü.

Gueant, ''Libya'ya yönelik Batının Doğuya karşı bir din savaşı başlattığını söylediğimi iddia ediyorlar. Bu tamamen gerçek dışı ve manipülasyon'' dedi.

Fransa'da ana muhalefetteki Sosyalist Parti, yeni İçişleri Bakanı Gueant'ın bu açıklamalarını sert bir şekilde eleştirmişti.

Sosyalist Parti Meclis Grup Başkanı Jean-Marc Ayrault, ''Gueant, bakanlığı daha öğrenemeden, kötü bir filmin oyunculuğunu üstlendi ve aşırı sağ partiyle adeta kendini özdeş kıldı'' ifadesi kullandı.

Fransız basınında çıkan haber ve yorumlarda da bakanın''haçlı seferi'' ifadeleri eleştirilmişti.

Afrika Birliği  toplandı

Afrika Birliği, Libya'daki krize çözüm bulmak amacıyla Libya hükümetinden bir heyetin de katılımıyla toplandı. Afrika Birliği Komisyonu Başkanı Jean Ping, açılış konuşmasında, "durumun Libya ve bölgenin tamamı için son derece ciddi" olduğunu belirtti.

Ping, bu toplantının, Libya'daki durumla ilgili eylemlere yönelik görüş alışverişini destekleme ve krizden hızla çıkış olanaklarını arama amacını taşıdığını söyledi.
Toplantıya Libyalı muhaliflerden delege katılmadığı kaydedildi.  


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler