Oran: 'Görevi bırakırım demişti'

Oran, ''TOKİ'de 60 milyon liralık yolsuzluk var. Buradan TOKİ'den sorumlu sayın bakana seslenmek isterim. Beyanatları var, 'TOKİ'de en ufak bir yolsuzluk olursa, en ufak bir suistimal olursa görevi bırakırım' demişti. Bu sözünün arkasında durması gerekiyor'' dedi.

Çeşitli ziyaretler için Antalya'ya gelen CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Umut Oran, partisinin il binasında basın toplantısı düzenledi. Oran, iki gün Akdeniz bölgesinde olacaklarını, burada partililerle, yerel yönetimlerle ve sivil toplum örgütleriyle bir araya geleceklerini söyledi.

Antalya'nın güzel ve önemli bir şehir olduğunu dile getiren Oran, ''Antalya geçmişi, tarihi, kültürü çok önemli olan, tarım üretimi yapan, kumu, güneşi ile bir turizm şehridir. Antalya'nın birçok da sorunu bulunuyor. Özellikle tarım ürünlerinde ve üretiminde çiftçilerimiz sorunlar yaşıyor. Bu ziyaretimizde onlarla da bir araya geleceğiz'' diye konuştu.

Antalya'nın turizmde çok önemli potansiyele sahip olduğunu vurgulayan Oran, ancak plansızlık nedeniyle ucuz turizmin uygulandığını ifade etti. Ekonominin güçlü olabilmesi için kaliteli demokrasiye ihtiyaç duyulduğunu dile getiren Oran, ''Ekonomi kendi kendine güçlü olmuyor. Her şeyden önemlisi, demokrasinin kaliteli olması lazım. Demokrasi tartışılır hale geldi. AK Parti, Türkiye'yi bir parti devleti gibi yönetmeye çalışıyor. Her alanda 'Tek yetkili benim, ben seçeceğim, ben karar veririm' diyor. Özellikle 89 yıllık Cumhuriyet geleneğinden gelen bir ülke için çok tehlikeli bir durum'' diye konuştu.

Laik, demokratik, sosyal hukuk devleti olunması, insanların haklarının, özgürlüklerinin, hukukun üstünlüğünün genişletilmesi durumunda Türkiye'nin daha kaliteli bir demokrasiye, güçlü bir ekonomiye sahip olacağını ifade eden Oran, bunun mücadelesini verdiklerine dikkati çekti.

Oran, 10 yıl önce Türkiye'nin önüne hükümetin bir ''Truva atı'' gibi konulduğunu iddia ederek, şöyle konuştu:

''Truva hikayesinde olduğu gibi Türkiye kapının önünde buldu kendini. Halk içeriye aldığı zaman, gerçek yüzlerini gösterdiler ve kaleyi içten fethetmeye çalıştılar. 'Yolsuzlukla, yoksullukla mücadele edeceğiz, yasakları ortadan kaldıracağız' dediler. Örneğini görüyoruz, TOKİ'de 60 milyon liralık yolsuzluk var. Buradan TOKİ'den sorumlu sayın bakana seslenmek isterim. Beyanatları var, 'TOKİ'de en ufak bir yolsuzluk olursa, en ufak bir suistimal olursa görevi bırakırım' demişti. Bu sözünün arkasında durması gerekiyor. Sayın Bakan Erdoğan Bayraktar'ın görevini artık bırakması gerekiyor. AK Parti 'Yolsuzluklarla mücadele edeceğim' dedi, ama yolsuzlukların baş aktörü oldu. Yolsuzluklardan beslenen bir yapıya büründü. 'Yasakları kaldıracağız, demokrasiyi daha da ileriye taşıyacağız' dediler. 29 Ekim Cumhuriyet kutlamalarını, bu nimetleri bize yoktan var eden Atatürk'ün heykeline çelenk bırakılmasına müsaade etmediler ve bunu yapanlara soruşturma açtılar.''

Oran, 87 gün Suriye'de tutuklu kalan gazeteci Cüneyt Ünal'ın kurtarılmasının ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın teşekkür etmesi gerektiği yerde iftira attığını ileri sürdü.

Kaddafi'nin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın en yakın arkadaşları arasında yer aldığını, Erdoğan'ın Mübarek'e ''Aziz kardeşim'' dediğini belirten Oran,şöyle devam etti:
''Başbakan Esed'e de 'kardeşim' dedi. Ancak daha sonra Esed, düşman oldu. Tutarsız ilişkiler nedeniyle Türkiye'de ve yurt dışında gerginliğe sebep oldu. Bugün görüyoruz ki kime kardeşim diyorsa sayın başbakan, bilin ki en kısa zamanda o bir düşman haline geliyor. İçeride de kardeş kavgası var. Daha evvel kardeşim dediği Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile şu anda kardeş kavgası yapar hale geldi. Sürekli olarak bir itişme, kakışma görüyoruz. Dolayısıyla Türkiye bugün ekonomide, dış politikada, özgürlüklerde, hukukta, demokraside ve terörde son derece kötü bir karneye, yönetime sahip. CHP olarak biz bunu düzeltmek sorumluluğunu ve bilincini taşıyoruz.''

Umut Oran, basın toplantısının ardından CHP Antalya İl Başkanı Devrim Kök ve partililerle Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın'ı makamında ziyaret etti.