ÖSS'ye de hazırlanırım, tango da yaparım!
Lise son sınıfta okuyan öğrencilerin durumu aşikar. Okuldan kalan zamanları ya etütte ya dersanede ya da odada masa başında harıl harıl test çözerek geçiyorlar. Bu verimli bir yol değil elbette. Beşiktaş Koleji'nin öğrencileri yaşıtlarına inat, sosyal yaşamdan kopmadan sınava hazırlanıyor.
İyi bir üniversiteye gireyim derken bir ya da iki yılları heba olan gençler bu yıllar boyunca kimi zaman sinemaya bile gitmeden günlerini geçiriyor ne yazık ki. Ancak ÖSS’ye hazırlanmanın hayattan kopmak olmadığını artık biliyoruz. Eğitim kurumları da bunun yavaş yavaş ayırdına varıyor. Beşiktaş Koleji de bunlardan biri. Uğur Eğitim Kurumları’na dahil olduğundan beri müfredatını ÖSS’ye göre değiştiren okul, ÖSS’ye ağırlık vermenin sadece ÖSS’yle haşır neşir olmak anlamına gelmediğinin farkında. Ders çalışmayı, sanatı ve sporu bir potada eritirken aynı zamanda her birinde başarılı olan öğrenciler, yüzlerinde gülücüklerle konuşup ders çalıştıklarını, ama sadece ders çalışmadıklarının altını çiziyor.
Biz de, dersten sonra tango yapan, okulda kurdukları takımda futbol oynayan ve derslerinde de bir o kadar başarılı olan 12. sınıf öğrencileri İrem Uzun ve Gözde Gedik’le konuştuk okul çıkışlarında. Heyecanlı ve hevesliydiler hayata karşı. Enerjileri dışarıdan bakınca bile belli oluyordu. Yaşıtları gibi eve ya da dershaneye kapanıp ders çalışmamalarına rağmen başarılı olmalarından gururluydular. Her ikisi de İstanbul Ünivesitesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü’nde okumak isteyen genç kızlar kadar biz de inanıyoruz başarılı olacaklarına.
Üzerimizde baskı yok
İrem, 2 yıldır tango öğreniyor. Gözde ise geçen yıl okulda başlamış tangoya. Her ikisi de çocukluklarından beri futbolla da ilgilendikleri ve hiç ayrılmadıkları için tüm bunları birlikte yapmışlar. “Bu yıl okulda düzenlenen futbol turnuvasında yer alan 6 takımın içinde sadece iki kız vardı. Gözde ve ben” diyen İrem, “Bize 15 gol yersiniz diyenler biz şampiyon olunca biraz şaşırdılar tabii” diyor gülerek. Söze katılan Gözde, “Lise 1’de kızlar takımından kupayla döndük ikinci olarak. Erkekler kupasız döndü” diyerek futboldaki başarılarını bir kez daha vurguluyor.
ÖSS’ye hazırlanırken nasıl bu kadar sosyal olabiliyorsunuz diye sorunca, her ikisi de bunu sosyal etkinliklere de zaman ayırabilmeleri yani deşarj olabilmelerine bağlıyor: “Üzerimizde aşırı bir baskı yok ne ailemiz ne de okul böyle bir baskı kuruyor biz de her şeye vakit ayırabiliyoruz bu şekilde.”
ÖSS yıpratıyor
Tango ve futbolla aynı anda ilgilenmelerini pek çok kişinin ilginç bulmasını anlasalar da her ikisinden de farklı kazanımları olduğunu söyleyen Uzun ve Gedik, “İkimizin de ailesi sen kızsın futbol oynama demiyor. Kızlar da pek futbolla ilgili değil, futbol deyince çekiniyorlar ama bu bir spor. Tango ve futbol birbirine aşırı derecede zıt şeyler. Futbol erkek oyunu ama tango estetik olduğu için kızlara yakışır gibi bir önyargı var. Bunların ikisini bir arada yürütmemiz insanlara ilginç ve tezat geliyor. Tango sanatın içinde futbol da spor olarak düşünülüyor. Zıt düşseler de hepsinin kazandırdığı farklı şeyler var bize. Hiç sürekli ders çalışalım, testlerden başımızı kaldırmayalım gibi bir durumumuz yok. 2 gün ders çalışmıyorsak 3. gün mutlaka ders çalışıyoruz. Ne yapmamız gerektiğini kendimiz ayarlayabiliyoruz” diyor.
En Çok Okunan Haberler
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- Restoranlarda 'harcama limiti' uygulaması başladı
- Milletvekilleri Genel Kurulu terk etti!
- Erdoğan'dan Suriyeliler açıklaması