Redd, "21" ile geri döndü

Şarkılarında kent yaşantısına ve mordern hayatın döngüleri içine sıkışmış insanın hikayesini gerçekçi bir dille yansıtan Redd'in yeni albümü "21" müzik marketlerde. Albüm, herkesin adına söz almış bir karakterin, '21’ isimli karakterin hikayesini anlatıyor. Sevilen grup yeni albümlerini sevenleriyle 18 Nisan'da Studio Live'de buluşturuyor.

Redd,
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 08.04.2009 - 07:27

Redd'in uzun zamandır beklenen yeni albümü “21” Sony Müzik etiketiyle yayımlandı. Kayıtları MMA ve Garaj stüdyolarında, mastering’i İngiltere’de yapılan albüm bir yıllık yoğun bir çalışmanın ürünü. Grubun kendi elinden çıkan yazı, fotoğraf ve videolarla oluşturduğu blog sayfası (//reddseyirdefteri.blogspot.com) ile dinleyicisiyle her aşamasını paylaştığı 4. stüdyo albümü “21”, 4 episode, 21 şarkı ve 74 dakikalık süresi ile Türk müzik tarihinin en önemli konsept albümlerinden biri olmaya aday.

Grup, sitede şu görüşlere yer veriyor;

"'21'i içimize sinen en iyi biçimiyle önce somut bir nesne olarak ortaya koymak, sonrasında içinde barındırdığı anlamları sizlerle paylaşmak ve geri dönüşleri duymak bizim için oldukça önemli. Biz keyifli bir beklenti içindeyiz."

Redd,  yeni albümün ilk konserini ise 18 Nisan’da Studio Live’de veriyor.

 

Albüm hakkında

Albüm 21 isimli karakterin doğumu ile başlıyor. Çocukluk hayallerine, geleceğe dair umutlarına, dünyaya ve çevresinde gördüklerine dair epik öyküler ergenlik dönemi ile birlikte yerini farklı sanrılara bırakıyor. Yaşadığımız dünyanın biçimlendirilmişliğinin hayatlarımızı nasıl sınırlandırdığını gözlemli gözlemliyor, kendi masumiyetinin elinden kayıp gidişine tanıklık ediyor. Bir sonraki episode’da aşk onu tüm bu sorgulamaların içinden çekip çıkarıyor. Albümün son episode’unda ise 21 gerçeklikle tanışıyor. Çocukluk hayallerini ve yaşamını sorguluyor. Ait olduğu gerçeklikten dünyayı anlatıyor ve yaşamı boyunca içinde gizlemeyi başardığı küçücük bir umutla aramızdan ayrılıyor. “Bu albüm, dünyaya tutunmaya çalışan, onu değiştirmeye çabalayan ve bu yolculukta kendine bir yön bulmuş herkesin adına söz almış bir karakterin, 21’in hikayesi...”



Redd'in yolculuğu

Redd’in  yolculuğu 1996 yazında başladı.Berke ve Doğan’ın tanışmasının hemen ardından Güneş ve İlke’nin katılımlarıyla İstanbul’da çeşitli mekanlarda Ingilizce sözlü Rock müzik yapmaya başladılar. 2000 yılında grup canlı müzik mekanlarında çalmaya devam ederken aynı anda beste çalışmaları yapmaya karar verdi. İlk beste çalışmaları Berke ve Doğan ‘ın evde parça yazıp kaydetmesiyle başladı. 2002 yılında, beste çalışmaları devam ederken, İstanbul’daki canlı müzik mekanlarının ve canlı müziğin hızlı dejenerasyonu Redd’i  bar programlarını askıya almaya itti. Grup 2003 yılında beste ve düzenleme çalışmalarını evden stüdyoya taşıma zorunluluğu hissetti.

2003 yılında işin stüdyoya taşınmasıyla birlikte Redd, Suat Ayyıldız ile birlikte çalışma fırsatı buldu. Bir yılı geçen sürede onlarca şarkı yazıldı . Bu şarkılar  defalarca düzenlenerek tekrar tekrar kaydedildi.  Yoğun prova temposunu kiralık stüdyolarla devam ettiremeyeceğini anlayan grup kendi stüdyosunu kurma kararı aldı.

2004’te kendi prova stüdyosunu oluşturan grup, burada altı ay süren oldukça yoğun bir çalışma temposuna girdi. Üretim aşamasında piyasa ortamının yok etmesi muhtemel özgürlüğünden vazgeçmek istemeyen Redd, ilk albümü olan 50/50 ‘yi  kendi başına aşamalar halinde kaydetmeye karar verdi.  Albümde co-prodüktör olarak Redd’in yanında yer alan Levent Büyük ‘ün de desteğiyle Redd ilk albümünde de yer alan 50/50, Meleksin Güzel’ i kaydetti. “Kirli Suyunda Parıltılar” albümünde yeniden düzenlenerek yer alacak olan “Aşık” yine aynı dönemde Stüdyo 18’de kaydedildi. Bu süre içinde Stardium’la görüşmelere başlayan Redd, ilk stüdyo sürecinin bitmesine yakın bir tarihte Stardium’un ilk sanatçısı oldu. Kayıtlara kaldığı yerden devam eden grup yaklaşık bir ay içinde albümü yayına hazır hale getirdi. Haftalarca liste başı olacak olan “Mutlu Olmak İçin”’i provalar sırasında albüm listesinden çıkaran grup, şarkıyı Levent Büyük ve Stardium’un ısrarıyla tekrar gündeme aldı. Albüm kayıtlarından önceki gece, şarkı beş yıl aradan sonra yeniden düzenlendi ve Redd’in çıkış şarkısı olarak seçildi. 2005 Şubat’ta çıkan 50/50 isimli albümün çıkış parçası “Mutlu Olmak İçin” birçok radyo ve müzik kanalının listelerinde  haftalarca üst sıralarda yer buldu. Daha sonraki klip parçaları “Öperler” ve “Bahçelere Daldık”’la kitlesini genişleten grup,  albümün çıkması üzerinden yaklaşık sekiz ay geçmişken ikinci albümü için çalışmalara başladı.

İkinci albüm çalışmalarına başlandığı sıralarda  Redd, Suat Ayyıldız’ın da katılımıyla beş kişi oldu. İlk albümün çıkmasından bir süre sonra Stardium’la yollarını ayıran Redd ikinci albüm için Pasaj Müzik’le anlaştı.  Yine yoğun bir prova süreci yaşayan grup 2006 Mayıs ayı başında “Kirli Suyunda Parıltılar” ismiyle ikinci albümünü yayınladı. “Falan Filan” isimli çıkış parçası altı hafta boyunca Türkiye müzik listelerinde birinci oldu. Aynı tarihlerde MTV Europe’da World Chart’a 10 numaradan giriş yaptı.  İkinci klipleri “Hala Aşk Var Mı” yı 2006 Kasım ayında çıkaran grup , bu şarkıyla da uzun süre liste başı oldu.

Redd, 2005 ve 2006 yılında Türkiye’nin bir çok yerinde konser verdi.  2006 yazında Bulutsuzluk Özlemi’nin 20. Yılı için Açık Hava Sahnesi’nde düzenlenen konserde sahne performansı ve farklı sound’u ile çok konuşulurken Barışa Rock konserinin de kuşkusuz yine en fazla dikkat çeken gruplarından biri oldu.

2007 Temmuzunda Ghetto’da unplugged bir konser veren Redd bu konseri “Gecenin Fişi Yok” ismiyle DVD haline getirdi. Redd’in askerlik öncesi yaptığı bu konserin yanında yine aynı haftalarda MMA stüdyolarında “Plastik Çiçekler ve Böcek” albümü kaydedildi. Bir gün gibi kısa bir sürede kaydedilen albümde tüm şarkılar canlı olarak çalındı. Davulda Berke Özgümüş, bas gitarda ise Ege Göktuna’nın eşlik ettiği albüm Redd’in askerlik öncesi ruh halini yansıtan önemli bir albüm olarak uzun süre hafızalarda yer edeceğe benziyor. Redd’in tüm üyelerinin Ocak 2008’de askerden dönmesiyle 6 aylık durgunluk yeni bir albüm yoğunluğuna bırakmıştır.

Redd, canlı performansı ve sahnesiyle dikkat çeken Redd konserlerinde kullandığı özenle secilmiş videolarla şarkı sözlerindeki derin anlatımı zenginleştirmeyi  amaçlamaktadır. Videokliplerinde de farklı bir anlatım dili üzerinde duran Redd bilinen tüm Rock klişelerini de şiddetle reddeden bir çizgide, işitsel anlatım kadar görsel anlatımın da önemli olduğunu savunan, müzikal kaygısı kadar felsefi ve estetik kaygısı da yoğun bir gruptur. Redd, hayat görüşü ile müzikal tavrı arasında gerçek bir  tutarlılık yakalayabilmiş belki de ender rock gruplarındandır. Redd üyelerinin her birinin sıradışı hikayeleri olması belki de bunun en önemli göstergelerinden biridir. Redd’in farklı duruşunun ardında şarkı sözlerindeki kendine haslığı, benzersizliği ve  müzikal kabiliyeti,  on yılı birlikte çalarak, yazarak ve üreterek geçirmiş olmasının, insanın hayata bakışının onun sanatsal ifadesini oluşturması gerektiğine  inancı yatmaktadır.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon