"Rıza Sarraf kendisine avukat değil, savcı bulmuş"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’yi sarsan 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasında takipsizlik kararı veren İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu savcılarından Ekrem Aydıner'ı sert sözlerle eleştirdi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 21.10.2014 - 13:43

17 Aralık soruşturmasında verilen takipsizlik kararına tepki gösteren CHP Lideri Kılıçdaroğlu ''Bu savcı hiçbir delili görmüyor'' dedi. Kılıçdaroğlu'nun onuşmasından satır başları:

15 gün önce 25 Aralık operasyonu dolayısıyla bir takipsizlik kararı verildi. 17 Aralık için de böyle bir karar verildi. Kararın arkasında Adalet ve Kalkınma Partisi olduğunu hepimiz bilmek zorundayız. Sayın Davutoğlu, grubunda konuştu. 17 Aralık büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonu dolayısıyla bir cümle edemedi.

Kılıçdaroğlu yumruğunu kürsüye vurdu: Bir de bu ülkeyi namuslu adamlar yönetsin - VİDEO


















-Eğer bu dosyada rüşvet ve yolsuzluk dolayısıyla bir delil yoksa emin olun dünyadaki başka hiçbir dosyada delil yoktur. Her şey var ama savcıya göre hiçbir şey yok.  ‘Ayakkabı kutusu’ kamuya mal olan küçük bir alan ama asıl 247 milyar liralık bir yolsuzluk var. Bu savcı hiçbir delili görmüyor.

25 Aralık 2013 Erdoğan Bayraktar, 'Rüşvet ve yolsuzluk ifadelerinin bulunduğu bir operasyon sebebiyle istifa ediniz ve beni rahatlatacak deklarasyonu yayınlayınız şeklinde tarafıma baskı yapılmasını kabul edemem' diyor. Savcı bunu görmüyor.

“İstifa ettiğimi açıklıyorum ve Sayın Başbakan’ın istifa etmesi gerektiğine inandığımı söylüyorum” diyor. Kendi bakanı Başbakanın talimatıyla yapıldı bunlar diyor ama savcı bunları görmüyor. Bir yolsuzluk dosyasını kapatabilirler. 17 Aralık’tan sonra yapılan bütün yasa değişikliklerin amacı yolsuzluk dosyalarını kapatmak. Davutoğlu’nun başbakan yapılması vardı, tek amaç vardı, yolsuzluk dosyasını kapatmak. Davutoğlu’nun bugün konuşmamasının temel nedeni de budur. Bir ülkede bu kadar yolsuzluk varken o ülkenin başbakanı konuşmuyorsa o ülke iyi yönetilmiyordur.

Dönemin Başbakanlık müsteşarı arıyor “Savcıyı alın, bu ülkede kanun biziz” diyor. Ama savcı bunu da görmedi. Savcıların değiştirilmesi polis memurlarının değiştirilmesinin temel amacı buydu.  Kimler vardı bu yolsuzluk dosyasının içinde. Bakanlar vardı, bankaların genel müdürleri vardı, Kuranıkerim ile dalga geçen bakanlar vardı. Rüşvet parasıyla hacca gidenler vardı. 700 bin liralık saati rüşvet olarak alan bakanlar vardı. Ne yaparsanız yapın kapanmaz gün gelecek. Bunların hesabını vereceksiniz.

Önce hırsızlara seslenelim; Sakın devleti de satın aldık, hukuku da satın aldık diye düşünmeyin. Satın aldığınız Türkiye değil şerefini satılığa çıkarmış adamların kendisidir. Bu devlet asli rotasına döndüğünde adaletin tokadı suratına çarpacaktır.

 Bizim yanımızda rüşvetçiler yok, kaçakçılar yok katiller yok. Bizim yanımızda alnının akı ile kazanan Somalı madenciler var. 14 yaşında biber gazı kurşunu ile hayatını kaybeden Berkin Elvanlar var. Bizim yanımızda adalet için sokağa çıkıp öldürülen Ali İsmail Korkmazlar var. Biz Ethem Sarısülük’ün katiline 7 yıl hapis verip annesine 10 yıl verenlerden değiliz. Biç Ethem Sarısülük’ün annesinin yanındayız.

Ethem için içimiz nasıl yanıyorsa sokak ortasında linç edilen Yasin için de Diyarbakır’da linç edilen Yusuf Er için de üzülüyorum.

Savcıya da sözümüz var. Ona savcı diyoruz. Resmi adı savcı. Gerçek adı Rıza Sarraf’ın avukatı. Savcı ile avukatın rolü farklıdır. O savcı şunu unutmasın Nazi Almanyası’nda Hans Frank’ın açıklaması var. Verdiğiniz her karada kendinize şunu soracaksınız. Benim yerimde Führer olsaydı nasıl karar verirdiniz.

Bu savcı da benim yerimde Erdoğan olsaydı nasıl karar verirdi diyerek karar verdi. O savcı adalet sarayına giderken diğer hakimlerin yüzüne nasıl bakıyor acaba. Eşinin çocukların yüzüne nasıl bakıyor. Komşularının yüzüne nasıl bakıyor. Soyadı Aydıner bence değiştirsin. Karanlık soyadı çok yakışır. Ona savcı denmez. Düşüncesini, adaletini, kalemini satan adama savcı denemez.  Onlara müsaade edeceksin gazi bacağına haciz koyacaksın. Bu mu adalet. Türkiye provokasyonla karşı karşıya.

Türkiye’nin itibarı yerle bir. En son BM’de görüldü. Davutoğlu kendi grubunda konuşma yapıyor. 'Biz BM Güvenlik Konseyi’ne daimi olmayan üye seçileceğiz bu bizim başarımız olacaktır' diyor. Sonuç ne oldu. Yeni Zelanda 4,5 milyon nüfuslu 145 üyenin oyunu aldı. İspanya girdi oyu aldı. Türkiye 60 üyede kaldı. Tam bir yüz karası, diplomatik darbe. BM’de Türkiye’yi bu hale getiren kim?

İÇ GÜVENLİK PAKETİ

Daha baskıcı bir Türkiye için yasa getiriyorlar. Daha baskıcı bir Türkiye’yi inşa etmek istiyorlar. Zaten molotofun cezası var. Neden halkı kandırıyorsun. Türkiye'yi yarı açık cezaevine döndürmek istiyorlar. Biz mücadelemizi yapacağız. Yurttaşlarıma da şunu söyleyeyim; biz molotofkokteyli kullanıp, çevresine zarar veren insanları hiçbir zaman savunmadık. Doğru bulmayız, belediye otobüsü, kütüphane, halkevleri yakılacak, insana zarar verilecek, kuyumcunun dükkanı yağmalanacak doğru bulmayız, doğru bulmayız da biz iktidar değiliz. Biz iktidar olsaydık, onların kulaklarından yakalar, adalete teslim ederdik.

Davulu boynuna asılmış tokmağı başkasının elinde bir hükümet var. Böyle hükümet olmaz. 2015 seçimleri Türkiye için bir dönüm noktasıdır. En karanlık dönemlerde Türkiye'yi krizden çıkaran CHP olmuştur. Önümüzdeki günlerde göreceksiniz çok güzel projelerle halkımızın karşısına çıkacağız.''


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon