Sahte Soykırım Gündemi

Sahte Soykırım Gündemi
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 08.03.2010 - 07:14

Atatürk; “Ermeniler, emperyalizmin şımarık çocuğudur” der. Gerçekten de tarihsel süreç, Ermeni siyasal politikalarının emperyal eylemselliklerle özdeşleşerek ortaya çıktığını göstermektedir. Lozan’da İnönü’den yurt istedikten sonra bu talebi sert bir azarla geri çevrilen Norodunkyan’ın, Osmanlı’ya Balkan Savaşı’nı yitirten Dışişleri Bakanı olduğu da anımsanmalıdır.

93 Harbidenilen dönem, Osmanlı coğrafyasının perişan edildiği bir tarihsel devredir. Birinci Meşrutiyetin ilan edildiği zamana rastlayan 1877 Osmanlı Rus Savaşı, kötü bir strateji uygulayan Osmanlının yenilgisiyle sonuçlanmıştır. Osmanlı Mebusan Meclisi, azınlıkların çoğunluk olduğu biçimde kurulmuş, Türk kökenli milletvekilleri etkisiz kalmışlardır. Meclis, savaş yönetiminde de ağırlıklı olunca her alanda karmaşık bir yapı ortaya çıkmıştır. Ordu da aynı yönetsel karmaşadan payını almıştır. Balkanlardan Kafkasyaya kadar on binlerin Anadoluya göçü başlamıştır. İkinci büyük göç, 1912 Balkan Savaşı sonrası olacaktır.

Tarihsel irdeleme

1877 savaşı başlayınca o zamana değin Osmanlılarca baş tacı edilerek; Milleti sadıkasıfatıyla tanımlanan Ermeni azınlığın önceleri içtenlik taşımayan aldatıcı desteği görülür. Savaş bozgunuyla birlikte Osmanlının Ermeni kökenli yurttaşları, Rus Çarlık saldırısının düşünsel ve eylemli çoğunluk yandaşı olurlar. Artık,Taşnakve Hınçaksıfatları altında siyasallaşan Ermeni çetecilikleri birbirini izleyecektir. 1895 yılında başkent İstanbulda ayaklanarak halka silah çekilir. Saldırı önlenince de esaslı bir yaygara koparılarak, dünya kamuoyunda mağdur konuma geçilir. Ermeni kalkışmasının ardında emperyalizmin koruyuculuğu vardır. Ermeniler lehine protestoda bulunan Britanya Elçisini dinledikten sonra onu yanına alarak bir salona geçen Osmanlı Devlet Başkanı II. Abdülhamitin; İşte Türklerin silahları sadece değnekler. İşte İngiliz damgalı silahlar, onlar Ermenilerin saldırı aletleridirdemesi çarpıcı tarihsel gerçektir.

Birinci Dünya Savaşında içlerinde yaşadıkları yurdu arkadan vurmaya kalkışan Ermeni faşizminin toplu davranışını, uluslararası hukukta yeri bilinen tehcir yöntemiyle etkisizleştirmenin soykırımcılıkla ilgisi nedir?

Osmanlı, Birinci Dünya Savaşı sırasında Gabriel Norodunkyan adlı Ermeniyi Dışişleri Bakanı yapar. Bakanın ilk işi Osmanlı hükümetini etkileyerek Balkanlardaki 120 alay gücündeki ordu grubunu terhis ettirmektir.Balkanlardan imanım kadar eminimsözü hain bakanındır. Sonuç, Balkan bozgunudur. Ermeni kökenli eski bakan, yıllar sonraki Lozan Konferansı sırasında Anadolu İhtilalinin Dışişleri Bakanı ve Başdelegesi İsmet İnönüden Ermenilere Anadoluda yurt isteyecek ve sert bir azar işiterek geri çevrilecektir.

Atatürk, Ermenileri emperyalizmin şımarık çocuğuolarak niteler. Gerçekten de tarihsel süreç, Ermeni siyasal politikalarının emperyalizmin hemen yanı başında yer aldığını göstermektedir.

1970’li yıllarda bu kez Ermeni Taşnakve Hınçakpartilerinin terör kolu olarak Asala adlı örgüt ortaya çıkacaktır. Türkiyenin elçi ve konsolosluk görevlileri saldırılara uğrayacaklardır. Ermeni faşizminin, Azerbaycanın Dağlık Karabağbölgesindeki soykırımı, yakın tarihin sürekli anımsanması gereken olaylarındandır.

ABD ve Avrupa Birliği ülkelerinde maddesel etki sahibi olan ve Hıristiyanlık kozunu kullanan Ermeniler lobiler oluşturmaktadırlar. Sahte Ermeni soykırım savları, çeşitli parlamentolarda bu açıdan üst üste tanınarak, geçmektedir. Gündemde olan son olay, ABD Temsilciler Meclisindeki komite oylamasıdır. Kızılderili katliamlarıyla anılan bir geçmiş, karanlık lobilerle özdeşleşerek sahte soykırım savlarına destek vermiştir.

Demokratik kitle örgütleri, sendikalar, beş siyasal partinin mensupları, bilim adamları, basın-yayın organları beraberce ve kendi olanaklarıyla Lozana, Berline gitmişlerdir. Yüzlerce insan, ücretlerini taksitle ödedikleri seyahatleri sırasında; Lozanda, Misak-ı Milliyi savunmuşlar, Berlinde ise Ermeni propagandaları yanlısı parlamento kararlarını protesto etmişlerdir.

Tarihsel belgeler

Faşizmin Avrupada, siyonizmin ise Ortadoğudaki soykırımları, Afrika ve Asyayı yıllarca sömürgeleştiren emperyalizmin potasındaki insanlık suçlarıyla birlikte teşhir edilmiştir. Türk ulusunun masumiyeti özenle belirtilmiştir. Helen megali ideasının hedefi KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Sayın Denktaş da sürekli yanımızda olarak bizlere güç vermiştir. Gerçeğe dayalı tarihsel belgeler, söz ve davranışlarda rehber olmuştur.

Ağrı Dağını devlet amblemi yapan, Türkiye aleyhine sınır anlaşmazlığı çıkartan, hınçlarını diplomasi perdesiyle saklayan Ermeni siyasetleri, insani içtenlikten yoksundur. Soykırım sahte savlarının adresi; Ermenistanın bitmeyen kinidir.

Dış dünyayı tahrik etmesidir. Çünkü emperyalizm, ardındaki güçlü destektir. Önce Ermenistan kendine gelmelidir. Birinci Dünya Savaşından sonra kurulan ilk Ermeni devletinin Başbakanı Kaçaznuninin bir özeleştiri niteliğindeki değerli yapıtını tüm Ermeni lobisi şimdilerde okumalıdır.

Eğer emperyalist düvel-i muazzamanın öngörüleriyle tek taraflı olarak Ermenistana ödünler verilirse, bu aymazlık ve sapkınlığın sonucu, Türk ulusunun varlıksal onuruna doğrudan yönelecektir.

Ertuğrul Kazancı Eğitimci/Hukukçu


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler