Sanat ve müzik şiddeti önler

Yeni eğitim politikalarıyla MEB’in “ilgi, yetenek, mizaç dersleri” dediği resim, müzik, beden, bilgisayar, din dersleri seçmeli yapılarak okul dışında paralı kurslara yönlendirildi, kamu görevinden çıkarıldı.

Sanat ve müzik şiddeti önler
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 17.08.2020 - 06:00

Covid-19 pandemisine bağlı önlemler, konser iptalleri, sanata doğrudan ulaşmayı engelleyen yaşam biçimi sanatın yaşantımızdaki önemini tüm dünyaya gösterdi. İnsanlar birbirleriyle her türlü sanat etkinliklerini çevrimiçi paylaşma telaşına girerken, sanata destek için kapsamlı paketler açıkladı. Salgının bize ne gösterdiğini Müzik Eğitimcileri Derneği (MÜZED) Başkanı Refik Saydam ile konuştuk.

- Pandemide salgın ve sanat etkileşimini siz nasıl gördünüz?

Salgın, sanatın bir uygarlık ihtiyacı olduğunu çok somut şekilde ortaya koydu. Sanata desteğin ideolojik bir alan değil, devletin asli görevi olduğunu gösterdi. Ayrıca hem canlı performansın önemini vurguladı hem de sanata yönelimin sanal ortamda da yaygınlaşmasına yol açtı.

‘EĞİTİM HAKKINA AYKIRI’

- Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) haftalık ders çizelgelerini MÜZED olarak eleştirdiniz. Ne açıdan?

“Ortaöğretim Tasarımı” 2023 Eğitim Vizyonu’nun temel adımlarından birisidir ve ders sayılarını azaltmayı, sanat derslerini “seçmeli” duruma getirmeyi içeriyor. MÜZED ortaöğretimde sanat derslerinin “seçmeli” yapılarak etkisizleştirilmesine karşıdır, eğitim hakkının kapsamına aykırıdır. Seçmeli dersin önemi ortadan kalkmaktadır.

- Müzik niçin azaltılıyor?

Görünürdeki neden, bunun yerine tasarım ve beceri atölyelerinin ön plana çıkarılması.

- Günümüzde işverenlerin talep ettiği “21. yüzyıl becerileri” denilen problem çözme, takım çalışması ve yaratıcılık gibi yeteneklerin kazanılmasında yüksek kaliteli sanat eğitimi önemli rol oynar. MEB ise sanatı yok ederek mi “tasarım ve beceri”yi kazanmayı planlıyor?

Öğrencide kişilik, özgüven, girişimcilik, işbirliği ve yaratıcılığın gelişimi, doğrudan sanat dersleriyle bağlantılıdır. Kaldı ki dersi olmayan bir “tasarım ve beceri atölyesi”nin etkili, yararlı, başarılı olması olanaklı değildir.

MEVCUT SORUNLAR...

- Ülkemizde “müzik eğitiminin” mevcut sorunlarını özetleyebilir misiniz?

En temel iki sorundan birisi, iktidarların konuya bakış açısı. İlk ve ortaöğretim müzik müfredatı 2017 yılında değiştirilmiş ve ilkokul birinci sınıftan itibaren dini müzik getirilmiş, çoksesli müzik çıkarılmıştı; ortaokulda çoksesli şarkılar ve tüm sınıflarda çalgı çalma öğretimi programdan çıkarılmıştı. Halen ilkokullarda ve ortaokullarda müzik dersi haftada tek saat, Anadolu liselerinde ise müzik veya resim dersinden sadece biri haftada iki saattir. İkinci temel sorun, nitelikli eğitimci yetersizliğidir. Sınıf öğretmenleri yalnızca bir yarıyıl (üç ay) müzik öğretimi dersi alıyor. Bu nedenle, sanat eğitimi açısından en verimli dönem olan anaokulu ve ilkokulda çocuklarımız müzik eğitimcisiyle tanışamıyor.

- Müzik eğitimi nasıl olmalı?

Biz müzik eğitimcileri şunları talep ediyoruz:

- İlk ve ortaöğretimde haftada iki saat zorunlu müzik dersi,

- İlkokulda müzik dersine dal öğretmenlerinin girmesi,

- Programların uzman, eğitimci ve MÜZED’in katılımıyla güncellenmesi,

- Okulların müzik odaları, çok amaçlı salonlar, çalgılar, araç ve gereçle donatılması,

- Sorunların demokratik katılımla ele alınması.

NEO-LİBERAL POLİTİKALAR...

- Gelişmiş ülkelerde 1960’lardan itibaren uygulanan ve sanatın konumunu / rolünü açıklıkla ifade edip ilgili stratejileri içeren sanat ve müzik politika belgeleri Türkiye’de niçin hiç hazırlanmadı?

Bugün toplumsal yaşamda gördüğümüz şiddetin, hoşgörüsüzlüğün, içe kapanmanın, uyum sorunlarının en önemli nedenlerinden biri çocuklarımıza ve gençlerimize yeterli sanat eğitimi veremeyişimiz. Yetkililerimizin eğitim sistemi içinde müziğe, sanata bakışı yetersiz.

Cumhuriyet devrimlerinden itibaren güzel sanatlar eğitiminde değerli bir birikim yaratıldı. Sanat eğitimi açısından kritik önemdeki ilkokul dönemi için, 1968’de Prof. Muammer Sun ve 1994’te Prof. Dr. Ali Uçan gibi duayen eğitimcilerimizin başkanlığında müzik müfredatı hazırlandı. Ancak 1980 kararlarıyla laiklikten uzaklaşan uygulamalar yapıldı.

İki binli yıllardaki neo-liberal politikalar kapsamında uluslararası kuruluşların finanse ettiği temel eğitim projelerinde eğitim harcamalarının sınırlandırılması, eğitimin özelleştirme veya piyasa kursları vasıtasıyla devletin asli görevi olmaktan çıkarılması öngörüldü. Buna göre, MEB’in “ilgi, yetenek, mizaç dersleri” dediği resim, müzik, beden, bilgisayar, din dersleri okul dışında paralı kurslara yönlendirildi. Neoliberal eğitim politikaları sanatı ve müziği kamunun ilgi alanının dışına taşımaktadır.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler