Sanık avukatı Ergenekon'u işaret etti
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesini azmettirdiği iddiasıyla yargılanan polis muhbiri Erhan Tuncel'in avukatı Erdoğan Soruklu, cinayetin Ergenekon'la bağlantılı olduğunu öne sürerek, “Bu olayı Tuncel çapında biri organize edemez. Cinayet Tuncel'in verdiği bilgilerle önlenebilirdi” dedi.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki 17. duruşmaya tutuklu sanıklar polis muhbiri Erhan Tuncel, azmettirici Yasin Hayal ve 3 tutuksuz sanık katıldı. Müdahiller Rakel Dink, Delal Dink, Hosrof Dink ve gazteeci Ali Bayramoğlu'nun da hazır bulunduğu duruşmada, Dink'i vurduktan sonra Trabzon'a doğru yola çıkan Ogün Samast ile aynı otobüste seyahat eden iki kişi tanık olarak dinlendi. Otobüste, Samast'ın arkasındaki ve yanındaki koltukta oturan tanıklar, Samast'ın dikkat çeken bir davranışını görmediklerini söylediler. Tanık Mehmet Ali Temelocak “Otobüse ilk bindiğimde bacak bacak üstüne atmış, rahat görünüyordu. Beyaz beresi başında değildi. Bu olaydan sonra yurtdışına çıkarken dahi yanıma Türk yolcu vermeyin diyorum” dedi.
“Samast jandarma komutanı bilir”
Trabzon Emniyet Müdür Yardımcısı Necati Ekici'nin Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 24 Mart 2011'de tanık olarak verdiği ifade mahkemeye sunuldu. Tutuksuz sanık Mustafa Öztürk ile telefon irtibatı tespit edilen Ekici, Samast'ın katil zanlısı olarak görüntüleri medyaya yansıdığında evine gittiğini belirterek, “Jandarma ile buluşup gittik. Samast'ın internet kafetye gittiği söylendi. Babasına, 'Ogün'ün yerini jandarma komutanı bilebilir. Ogün jandarma komutanı ile görüşürdü' dedi. Hangi komutan olduğunu bilmiyorum” dedi.
Ergenekon bağlantısı iddiası
Sanık Erhan Tuncel'in avukatı Erdoğan Soruklu, Dink cinayeti soruşturmasının eksik olduğunu, olaydan sonra delillerin karartıldığını söyledi. Cinayetin Tuncel çapında bir üniversite öğrencisinin düzenleyemeyeceği büyüklükte kompleks bir olay olduğunu ifade eden Soruklu “Kafes Eylem Planı'nda Hrant Dink ve Zirve Yayınevi cinaayetlerinden operasyon olarak söz ediliyor. Zirve Yayınevi soruşturması Ergenekon kapsamına alındı. Ergenekon davası sanığı avukat Kemal Kerinçsiz, Dink'i 'bundan sonra öfkemizin, nefretimizin hedefisin' diye tehdit etmişti. Olayın Ergenekon soruşturmasıyla bağlantısı, bize göre somut delillerle ortaya çıkmıştır” dedi. Tuncel'in, Yardımcı İstihbarat Elemanı görevinden 'kağıt üzerinde' çıkarıldığını kaydederek, “Tuncel'in 13-14 Ocak tarihinde kendisi ile irtibatlı olan emniyet görevlisi ile görüşme talebine ilişkin kaydı HTS dökümlerinde yok” dedi.
“Telefon kaydım silindi”
Tutuklu sanık Erhan Tuncel de mahkemeye gelen HTS kayıtlarında emniyet görevlileri ile yaptığı telefon görüşmelerin silindiğini iddia etti. HTS dökümlerinde tanımadığı kişilere ait
kayıtların yer aldığını ifade eden Tuncel, "Belki ekleme yapılmıştır, belki de bu kişilerin gerçek isimleri telefona kaydettiğim isimlerinden farklıdır. Bu nedenle tanımamış olabilirim"
diye konuştu.
Baba tanık olarak dinlensin
Müdahil avukatı Fethiye Çetin, TÜBİTAK'ın Akbank'ın Pangaltı şubesinin, cinayet saatinde Agos'u kaydeden güvenlik kamerasına ait harddiskte silinen görüntü olmadığını bildiren raporunun çelişkili olduğuna dikkat çekti. Raporun ekinde, işletim sistemi içinde silinen dosyaların olabileceğinin belirtildiğini anımsatan Çetin, “Silinen dosyanın birine neden 'Akbank_pangaaltı1_sb(h.dink)' ismi verilmiş. Bu hard diskler bankaya aitse, içlerinde silinen görüntü bulunamaması hayatın olağan akışına aykırı. Bu tür güvenlik kameralarda genellikle görüntüler kaydedildikten birkaç gün sonra başka görüntülere yer açmak için silinir” dedi.
Savcı süre istedi
Davaya ilk kez katılan Cumhuriyet Savcısı, Hikmet Usta, cinayetin dünyada ve ülkemizde infial yaratmaya yönelik olduğunu söyledi. Sanıklara atılı "örgüt kurmak ve üyesi olmak" suçunun, "Anayasal düzeni silah zoruyla değiştiremeye teşebbüs" olarak değişme ihtimalinin göz önünde bulundurulmasını istedi. Esas hakkındaki görüşünü hazırlamak için süre isteyen savcı, “Dava dosyası 60 klasör. Dijital ortama hepsi aktarılmamış. Bu mahkemede iki aydır görev yapıyorum. Dava sayımız 150'yi buldu. 50'ye yakın mütalaa verdik” dedi.
Dava Mayıs'a ertelendi
TÜBİTAK'tan Akbank Pangaltı şubesinin cinayet gününe ait görüntülerin siilindiği 3 hard diske ilişkin yeni bir rapor alınmasına karar veren heyet, Samast'ın babası Ahmet Samast'ın tanık olarak dinlenmesi talebini reddetti. Tutuklu sanıklar Erhan Tuncel ve Yasin Hayal'in tahliye istemlerini de reddeden heyet, sanıkların kuvvetli suç şüphesinin bulunduğunu, tahliye oldukları taktirde koruma tedbiri uygulanmasının yeterli olmayacağını belirtti. Arazi mafyası olduğu iddia edilen Ayvaz Korkmaz'ın cinayetten 5 ay önce Dink’in öldürülmesi için adamlarına 100 bin lira teklif ettiği iddialarıyla ilgili iddialar araştırılması için savcılığa gönderildi. Esas hakkındaki görüşünü açıklaması için dosyayı savcıya gönderen heyet, davayı 30 Mayıs 2011'e erteledi. Duruşmayı CHP Milletvekili Çetin Soysal ile BDP milletvekili Ufuk Uras da izledi.
Hrant'ın arkadaşlarından eylem
Hrant'ın Arkadaşları, tutuklu gazeteciler Ahmet Şık ve Nedim Şener'in fotoğraflarıyla ve Şık'ın basılmadan toplatılan İmamın Ordusu adlı kitabının maketiyle Dolmabahçe'den Beşiktaş Meydanı'na dek yürüdüler. Grup adına burada açıklama yapan Ayça Damgacı, ”Er ya da geç, Hrant’ı öldürtenlerin yakasına yapışacağız. Arkadaşımızın öldürülmesine katılan, karışan, katilleri kollayan, suçlu ve kusurlu resmî görevlileri koruyan kim varsa hesap verecek. Bundan kaçamayacaklar” dedi.
Darbe planlarında Hrant’ın öldürülmesinden “operasyon” diye sözedildiğine dikkat çeken Damgacı, şöyle devam etti: “Darbe ortamı oluşturmak için misyonerlik umacısı imal etmeye çalıştılar. Azınlıklara yönelik düşmanlık yaratmak istediler. Rahip Santoro’yu öldürttüler, Zirve Yayınevi’nde üç insanı vahşice katlettirdiler. Ve Hrant’ı öldürttüler. Öldürtenlerin en azından bir kısmının resmî üniformalar taşıdığını, devlet görevlisi olduğunu düşünmeyen kimse var mıdır acaba? Devlet şimdilik Hrant’ı öldürten elemanlarına kıyamıyor, onları yargı önüne çıkartamıyor.
Ama nasıl Malatya’dakileri daha fazla koruyup kollamaları mümkün olmadıysa, Hrant’ı öldürtenleri de sonsuza kadar sahiplenemeyecekler. Malatya’daki katliam ekibinin komutanlarına kimlerden emir aldıklarını sorsunlar, Hrant’ın infaz emrini verenlere de ulaşırlar. Ama tabiî adalete yaklaşabilmemiz için, cumhuriyet tarihinin en önemli davasını yürüten kişilerin, yayımlanmamış kitapları toplatma fantezileriyle uğraşmayı bırakmaları, sanal âlemden gerçek dünyaya geçmeleri gerekiyor.”

En Çok Okunan Haberler
-
İmamoğlu farkı açıyor!
-
Nereden çıktı bu ‘kurucu önder’ lafı?
-
İsrail Şam'ı vurdu!
-
Oyuncu Şinasi Yurtsever hayatını kaybetti
-
MSB'den açıklama geldi!
-
İmamoğlu’nun şansı
-
Özgür Özel istifasını istemişti: Yusuf Özcan istifa etti
-
Yeni Akit yazarı görevinden uzaklaştırıldı
-
AKP'li başkanın eşine ‘kritik’ atama
-
Kanserle mücadele eden Tanyeli'den kötü haber!