Sanık yakınlarından 'dilek ağaçlı' eylem

Balyoz davası sanıklarının yakınlarının oluşturduğu ''Vardiya Bizde Platformu'' üyeleri, dileklerini temsili ağaca astılar. Balyoz Planı davası kapsamında talepler alınırken ''çılgın delilleri''nin olduğunu söyleyen tutuklu sanık Albay Cengiz Köylü, Eskişehir'de ele geçirilen belgelerde çelişkiler olduğunu ileri sürdü.

Sanık yakınlarından 'dilek ağaçlı' eylem
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 05.05.2011 - 08:25

Balyoz Planı iddialarıyla ilgili olarak eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek ve eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 162'si tutuklu 196 sanıklı davanın 28. duruşması başladı.

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salonda yapılan duruşmaya, Halil İbrahim Fırtına ve Özden Örnek'in de aralarında bulunduğu tutuklu 158 sanık ile tutuksuz yargılanan 22 kişi katıldı. Tutuklu sanıklar Çetin Doğan, Dora Sungunay, Ali Demir ve Nihat Özkan ise duruşmaya gelmedi. Doğan'ın sağlık mazereti nedeniyle duruşmaya gelmediği belirtildi.

Savcı Savaş Kırbaş'ın yerine Hüseyin Aksoy'un hazır bulunduğu duruşmada, üye hakim Ali Efendi Peksak, Genelkurmay Başkanlığı'ndan bazı sanıkların 2002-2003'te yurt dışında görevli olup olmadıklarına dair yazıların dosyaya gönderildiğini söyledi. Buna göre, sanıklardan Hasan Hakan Dereli ile Aytekin Candemir'in görev tarihlerinin sehven hatalı yazıldığı belirtilerek, Dereli hakkında 28 Şubat 2002 olarak bildirilen tarihin 28 Ağustos 2002 olduğu kaydedildi.

Candemir'in ise yurt dışı görev tarihinin 23 Şubat 2002 değil, 23 Mart 2002 olduğu belirtilen yazıda, sanıklar Mehmet Alper Şengezer, Hakan Akkoç, Taylan Çakır ve Doğan Fatih Küçük'ün de yurt dışında hangi tarihler arasında görevli oldukları anlatıldı. Duruşmada söz alan sanık avukatlarından Şule Nazlıoğlu Erol, sanık ve avukatların ortak bir karar alarak bugün saat 16.00'ya kadar savunmalara devam edilmesini, daha sonra taleplerin alınmasını istediklerini söyledi. Mahkeme Heyeti Başkanı Ömer Diken ise önce taleplerin alınacağını, ardından zaman kalırsa savunmalara devam edileceğini kaydetti.

 

'Eskişehir'de ele geçirilen belgeler çelişkili'

Balyoz Planı davası kapsamında talepler alınırken ''çılgın delilleri''nin olduğunu söyleyen tutuklu sanık Albay Cengiz Köylü, Eskişehir'de ele geçirilen belgelerde çelişkiler olduğunu ileri sürdü. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada söz alan tutuklu sanıklardan Köylü, 11 No'lu CD'de Oraj planıyla ilgili 3 belge olduğunu, bunların aynı zamanda, aynı bilgisayarda kendisi tarafından İstanbul Hava Harp Akademisinde hazırladığının iddia edildiğini söyledi. İddianamede sanıklardan Yusuf Ziya Toker ile birlikte bunları hazırlayıp kaydettiğinin yer aldığını anlatan Köylü, 3 belgenin 24 Ocak 2003'te üretildiğini, ancak kendisinin 20-28 Ocak 2003 tarihlerinde Gölcük, Bursa ve Mudanya bölgesinde askeriye tarafından düzenlenen gezide olduğunu ifade etti.

Planlı olarak yapılan bu gezinin kamera görüntülerini duruşma salonunda izleten Köylü, bu geziye ilişkin görevlendirme yazısının olduğunu ve 20 tane şahidinin bulunduğunu kaydetti.
Köylü, Gölcük Donanma Komutanlığında ele geçirilen belgelerin son kaydedilme tarihleri incelendiğinde dosyada bulunan 11 No'lu CD'deki belgelerden daha önce hazırlandığının görüleceğini iddia ederek, ''Askeriyede her şey zamanında yapılır. Her sayfası bir yerde çıkan darbe planı görmedim'' dedi. Gölcük'te 42 belge çıktığını, bunların sahte olduğunu tespit ettiğini savunan Köylü, ''çılgın deliller'' açıklayacağını belirterek, Eskişehir'de bulunduğu iddia edilen dokümanlarda tarihi çelişkiler olduğunu ileri sürdü.

Köylü, ''Eskişehir belgeleri'' ile TSK'nın güçsüzleştirilmek, Türk halkının TSK'ya olan güven ve itibarının zedelenmek ve Hava Kuvvetlerinin komuta kademesinin şekillendirilmek istendiğini iddia ederek, davaya yeni subaylar eklenmek istenerek Türkiye'nin yeniden şekillendirildiğini ileri sürdü. Mahkemeye gönderilen 2 klasördeki bazı dokümanların, daha Balyoz Planı yokken ve AK Parti iktidara gelmeden oluşturulduğunu ifade eden Köylü, ''Neden Gölcük ve 11 No'lu CD'de çıkan belgeler Eskişehir'de yoktur? Belgelerin bir tanesi dahi bana ait bilgisayar ve CD'lerde neden yoktur? Eskişehir klasörlerinde çelişkiler var'' dedi.

Balyoz Planı iddianamesinin sahte dijital veriler üzerine kurulu olduğun iddia eden Köylü, ''İddianamenin mantığı hatalı, niyeti kötüdür. Akıl ve bilimden uzaktır. Kişisel kanaatlere dayanmaktadır'' diye konuştu. Belgelerin sahte olduğuna dair 371 adet somut delil bulduğunu ve savunma sırası kendisine geldiğinde bunu açıklayacağını anlatan Köylü, ''İftirayı kuranlar benim arabama çarpıyor ama benim 2 sigortam var. Yani tam kasko. Bu belgelerin sahte olduğunu ortaya çıkaracağım. Evde çocuklarımla otururken bir komploya uğradım. 30 aydır tutukluyum. Doğruluğu teyit edilemeyen 25 kuruşluk CD ile tutuklandım. Adalet ve hukuka olan güvenimi kaybetmeye başlıyorum. Sığındığımız hukukun gözleri bağlı, kulakları duymuyor, terazisi zulümden yana tartıyor, kılıcı paslanmış kesmiyor. Bu Silivri otobüsüne bindik. Otobüsün kontrolü mahkeme başkanındadır. Diğer hakimler yardımcı. Biz de yolcuyuz. Artık bu otobüsten inmek istiyoruz'' dedi.

Avukatların talepleri

Sanık avukatlarından Ali Demirkılıç da davaya hukuk anlamında söylenecek bir şey bulamadığını belirtti. Kendini çağdaş dünyanın çağdaş Türkiye'sinde hissedemediğini söyleyen Demirkılıç, ''Benim 2 müvekkilim var. Ben artık ne diyeyim? Söylenenler, konuşulanlar ortada. Ben kendimi güvende hissedemiyorum siz de hissedemezsiniz. Hayatımda çaresizlik duyduğum tek dava budur. Bu insanların bu maceradan kurtulmasını istiyorum'' şeklinde konuştu. Sanık avukatlarında Şule Nazlıoğlu Erol da Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın özel bir televizyon kanalında, tutukluluğun bir cezaya dönüşmemesi gerektiği, özel yetkili ağır ceza mahkemelerinin kalkması, yargılamanın tabii mahkemelerde devam etmesi şeklinde konuştuğunu hatırlattı.

''Kamu vicdanının rahatsızlığı 3 Mayıs'ta Arınç'ın sözleriyle netleşti'' diyen Erol, şöyle devam etti: ''Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay daha da ileriye gitti. Sizi üzmemek için söylemeyeceğim. Demek ki verdiğiniz karar kamu vicdanında tepkilere yol açtı. Bu kadar delik deşik olmuş delillerden sonra bu kadar insanı tutuklamanız kamu vicdanında yaralar açmıştır. Bir çete tarafından üretilen komplolarla hem sizler vaktinizi boşa harcıyorsunuz, hem de tutukluyorsunuz. Sizlerin kendinizi hem de bu deliler nedeniyle Hasdal'da hayal etmenizi istiyorum. Artık siyasetçiler bile sizlerden şikayet etmeye başladı. Verdiğiniz kararları gözden geçiriniz. Silivri'nin koşulları çok ağır. Biri hayatını kaybedince bunun ağırlığından kalkamazsınız, bunun hesabını vicdanlarınıza bu delillerle veremezsiniz.''

Kadir Sağdıç'ın avukatı Murat Ergün de Türk Silahlı Kuvvetlerine özellikle sanıklar üzerinden oynanan bir oyun olduğunu belirterek, ''Öncelikle sizin böyle bir komplonun varlığına inanmanız lazım. Komploya nasıl inanacaksınız? Başınıza mı gelmesini istiyorsunuz? Tahliye kararı verirseniz başınıza geleceği mi düşünüyorsunuz? Komplonun varlığına inanırsanız maddi tutarsızlıkların, tarih çelişkilerinin, Gölcük'ten çıkan saçmalıkların bizde uyandırdığı etki sizde de uyanacaktır. Tutuklama isteyenler bile artık davanın savunuculuğundan çekildiler'' diye konuştu. Duruşma, sanıkların taleplerinin alınmasıyla devam ediyor.
 

'Vardiya Bizde Patformu' üyeleri, dileklerini temsili ağaca astılar

Balyoz davası sanıklarının yakınlarının oluşturduğu ''Vardiya Bizde Platformu'' üyeleri, dileklerini temsili ağaca astılar. Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki duruşma salonu önünde bir araya gelen ve yakınlarının fotoğraflarının basılı olduğu tişörtleri giyen platform üyeleri, ''Davalar yayınlansın halk aydınlansın'', ''Dileklerimiz tez zamanda gerçekleşsin'' ve ''Bahar geldi topraktan delil çıkabilir'' şeklinde slogan attı.

Grup adına basın mensuplarına açıklama yapan emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın eşi Nilgün Doğan, bugünün Hıdırellez olduğunu hatırlatarak, ''Bugün temsili dilek ağacı oluşturduk. Ağaca asacağımız notlarda, eşlerimize bir an önce kavuşmayı diliyoruz'' dedi. Doğan, davanın yayınlanması için bir süre önce 50 bin imza toplayıp Adalet Bakanlığına başvurduklarını belirterek, ''Ergenekon, Balyoz gibi davaların herhangi bir televizyon kanalında naklen yayınlanması için başvurular yaptık. Çünkü mahkeme salonunu bırakın diğer şehirlere İstanbul'a bile ne kadar uzak olduğu ortada. İçeri ses kayıt ya da görüntü cihazı alınmıyor. Dolayısıyla içeride olanlardan hiçbir yurttaşımızın haberi olmuyor. Bana sorulduğunda ve davaları anlattığımda herkes dehşet içinde dinliyor. İnanamıyorlar. Eşlerimiz de içerde seslerini soluklarını duyuramayacak durumda. Eşlerimiz özgürlüklerine kavuşana kadar onların gözü kulağı olacağız'' diye konuştu.

Gruptakiler, daha sonra ''Yakınlarımızın özgür kalmasını Allah'tan diliyoruz'' diyerek, dileklerini temsili ağaca astılar. Temsili ağacı duruşma salonu önüne bırakan platform üyeleri, eylemlerinin ardından duruşmayı izlemek üzere mahkeme salonuna girdi.

(Fotoğraf: CNN Türk)

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler