"Sansürün uygulanmadığı anlamına gelmez"

TGC Başkanı Orhan Erinç, 2009 yılının sansürün ilk kez gazetecilerin ortak kararıyla kaldırılışının 101'inci yılı olduğunu belirterek, ''Ancak bu yıl dönümü de Türkiye'de aradan geçen 101 yılda sansürün hiç uygulanmadığı anlamını yansıtmamaktadır'' dedi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 24.07.2009 - 19:58

Basında sansürün kaldırılışının 101'inci yılı ve ''Geleneksel Gazeteciler Günü'', Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) tarafından Dolmabahçe Sarayı Has Bahçe'de düzenlenen törenle kutlandı.

Törende konuşan TGC Başkanı Orhan Erinç, 24 Temmuzların, sansürün ilk kez kaldırılışını ''Basın özgürlüğü yolunda bir mücadele aşaması günü'' olarak değerlendiren ustalarının belirlediği özel bir gün olduğunu ifade ederek, şunları söyledi: ''2009, sansürün ilk kez ve gazetecilerin ortak kararlarıyla kaldırılışının 101'inci yılıdır. Ancak bu yıl dönümü de Türkiye'de aradan geçen 101 yılda sansürün hiç uygulanmadığı anlamını yansıtmamaktadır. Aksine sansür, ülkemizde uzun yıllar varlığını sürdürmüştür. Bugün de bir yanıyla yasalardaki ifade özgürlüğü sınırlamaları, öbür yanıyla da siyasal, ekonomik ve ideolojik nedenlerden kaynaklanan oto sansür uygulamaları dikkate alındığında 'yok' deme olanağı bulunmayan bir meslek sorunu olarak gündemdedir. İnternetteki yasaklamalar ise tam sansüre dönüşmüştür.''

Erinç, TGC'nin yasalarda yer alan ve halkın bilgilenme hakkını kullanmasını engelleyen yasa kurallarının değiştirilmesi için çaba harcarken, meslek ilkelerinin uygulanmasını yaygınlaştırma girişimlerini de meslek içi eğitim seminerleri ile sürdürdüğüne işaret etti.
Türkiye'de gazeteciliğin gelişmesini yalnızca hukuksal sınırlamaların engellediğini söylemenin gerçeklerle bağdaşmayan bir durum olduğunu vurgulayan Erinç, şöyle konuştu: ''Gazetecilik kavramında uzun yıllardan bu yana yerleştirilmeye çalışılan çarpıtmalar, bilgilendirme yerine yönlendirme çabaları ve kamplaşmanın, mesleğimiz içinde zorunlu olduğuna ilişkin varsayımlar, ifade özgürlüğünün önündeki tehlikeleri daha da yoğunlaştırmaktadır. Gazetecilerin çalışma koşullarının giderek bozulması da, halkın bilgilenme hakkını kullanmasını zorlaştırmaktadır.''
 

''Basın Özgürlüğü Ödülü"

Erinç, ''Geleneksel Gazeteciler Günü'' töreni kapsamında Büyük Seçici Kurul'un belirlediği ''2009 Basın Özgürlüğü Ödülünü'' de sunacaklarını belirterek, ödüle değer görülenleri kutladı. Erinç, ödülün verilmesine gerek duyulmayacak bir sürece girilmesi dileğinde bulundu. Törende geçen 24 Temmuz'dan bu yana sürekli basın kartı taşıma hakkını kazanan 99 üyelerine de anı plaketi vereceklerini ifade eden Erinç, bu üyelerine bundan sonraki yaşamlarında sağlık, mutlululuk ve başarı dileklerini ileterek sansürsüz günler diledi.

Cumhurbaşkanı Gül'ün mesajı

Törende Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün sansürün kaldırılışının 101'inci yıl dönümü ve Geleneksel Gazeteciler Günü nedeniyle TGC Başkanı Orhan Erinç'e gönderdiği mesaj da okundu.

Cumhurbaşkanı Gül, mesajında özgür ve tarafsız basının demokratik, şeffaf ve açık toplum olmanın en önemli şartlarından biri olduğunu belirterek, ''Günümüzde basının sansür ve benzeri kısıtlamalara maruz kalmadan gerçekleri topluma aktarma, kamuoyu oluşturma, denetleme, eleştirme ve sorgulama görevlerini tam anlamıyla yerine getirebilmesi, şüphesiz demokrasinin standartlarını yükselten temel unsurlardandır'' dedi.

Basının her türlü yönlendirmeden ve baskıdan uzak bir şekilde kamuoyunu doğru ve eksiksiz bilgilendirmesinin, toplumun bilinçlenmesi ve güçlenmesini sağladığını kaydeden Gül, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: ''Demokrasi ancak herkesin bilgiye ulaşabildiği, düşüncesini açıklayabildiği bir ortamda olgunlaşabilir. Ülkemizde bugün farklı görüşlerin demokratik bir zeminde ortaya konabilmesi, sorunların değişik bakış açılarıyla serbestçe tartışılabilmesini ve kamuoyunun bütün bu tartışmaların takipçisi olabilmesini çok önemsiyorum. Basın özgürlüğü, demokratik toplum düzeninin en önemli gereklerinden biridir. Basının yaşanan sorunları özgürce ele alabilmesi ve kamuoyunun dikkatine sunabilmesi, yapılan yanlışları azaltacak, ülkemiz bu özgürlük ortamında büyük faydalar sağlayacaktır. Bu bakımdan, basınımızın objektif bir anlayışla, evrensel ilkelere bağlı kalarak her şart altında toplum yararını gözetmesi, bireylerin doğru, sağlıklı haber alma ve bilgi edinmesini sağlamanın önemi büyüktür.''

Gül, bununla birlikte basın mensuplarının üstlendiği sorumlulukların bilincinde, tarafsız, özel hayata ve kişilik haklarına saygılı, meslek ahlak ilkelerine bağlı kalarak görevlerini yerine getirmesinin ve bu doğrultuda kendi içinde denetimi en sağlıklı şekilde işletebilmesinin halkın Türk basınına güvenini yükselteceğini vurguladı. Türk basınının Türkiye'de demokrasi, hukuk devleti ve insan hakları konusunda en ileri standartlara ulaşması çabalarına katkılarını sürdüreceğine inancının tam olduğunu belirten Gül, basında sansürün kaldırılışının yıl dönümünde Türk basınına çalışmalarında başarılar dileyerek, görevlerini yaparken hayatını kaybeden basın çalışanlarını saygıyla andığını kaydetti.

Ödüller verildi

Törende daha sonra ''2009 Türkiye Basın Özgürlüğü Ödülü''ne değer görülen Gazeteci Nedim Şener ile eski Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) hakimi Rıza Türmen'e ödülleri TGC Genel Başkanı Orhan Erinç tarafından verildi. Ödülünü aldıktan sonra konuşan Şener, Türkiye'nin ifade ve basın özgürlüğü bakımından git gide gerilediğini, ifade özgürlüğü ihlallerinin yanında özel hayat ve iletişim özgürlüğü ihlallerinin de Türkiye'yi bir korku toplumu haline dönüştürmeye başladığını söyledi.

''Artık herkesi dinleyen bir derin kulak'' bulunduğunu savunan Şener, ''iktidar sahiplerinin korku toplumu yaratmakta yasa ve yürütmeden gelen gücünü kullandığını ve bunu yaparken de en önemli desteği yine kendilerine yakın gazete ve televizyonlardan aldıklarını'' ifade etti.

Şener, emniyetin Hrant Dink cinayetinde ihmali olduğunun devletin raporlarıyla tespit edildiğini buna rağmen emniyetin, istihbarat teşkilatı yöneticilerinin Dink cinayetini çözme konusunda söz vermiş siyasetçilerin desteğiyle koltuklarını güçlü bir şekilde koruduklarını söyledi.
 

''İlk gazeteci cinayetinin 100'üncü yılı''

Sansürün kaldırılmasının 101'inci, ilk gazeteci cinayetinin de 100. yılı olduğunu vurgulayan Şener, 1909 yılından beri toplam 61 gazetecinin öldürüldüğünü bunlardan 23' ünün 1909-1990 yılları arasında 38'inin ise 1990 ile 2007 yılları arasında öldürüldüğünü anlattı. Şener, ''Bu tablo elinde büyük bir güç ile baskı oluşturmak için hal imkanı bulunan iktidar sahiplerine şunu anlatmalı; Türkiye'de gazeteciler gerçeklerin ortaya çıkması için yalnız hapis cezası değil, Abdi İpekçi ve Uğur Mumcu gibi hayatları pahasına bedel ödeyerek göreve devam edeceklerdir'' dedi.

Rıza Türmen de bu ödülün kendisi için özel önemi bulunduğunu ve gurur duyduğunu belirtti. Basının yaşaması için özgürlükle aynı ortamda olması gerektiğine dikkati çeken Türmen, demokrasinin vazgeçilmez koşulunun özgür basın olduğunu ve basının demokrasinin bekçisi olduğunu kaydetti. Sansürün ortadan kaldırılmasının 101'inci yılında bu konuda önemli mesafe katedildiğine ve basına sınırlamalarda da önemli mesafeler alındığına işaret eden Türmen, basını sansürlemek için daha ince ve sofistike yöntemler geliştirildiğini mali, idari ve hukuki olanaklarla sansürün geliştirilmeye başlandığını vurguladı. Türmen, siyasi iktidarın basının eleştiri hakkına tahammül etmesi gerektiğini, Türkiye'de basının özgür olduğunu yayınlanan raporların ortaya koyduğunu ifade ederek, Türkiye'nin basın özgürlüğü sıralamasında 221 ülke arısında 122. sırada yer aldığını hatırlattı.

Nedim Şener'e ödülü ''Dink cinayetinin aydınlanması konusunda Milliyet Gazetesi'nde yayımlanan haberleri ve bunları genişleterek kaleme aldığı 'Dink Cinayeti İstihbarat Yalanları' adlı kitabıyla, halkın gerçekleri öğrenme ve bilgi edinme hakkının sağlanmasında gösterdiği gazetecilik sorumluluğuyla hareket ederek, Türkiye'de ifade özgürlüğü hakkının temel hak ve özgürlüklerin omurgası olduğunu yeniden hatırlatması'' nedeniyle, Rıza Türmen'e ise ''Türkiye'de insan haklarının ve ifade özgürlüğünün benimsenmesi ve evrensel hukuk ilkelerinin yaygınlaştırılmasındaki yetkin görüşleriyle kamuoyunu aydınlatan ve yol gösteren tüm çalışmalarından dolayı'' verildiği belirtildi.

Törende daha sonra 25 Temmuz 2008 ile 24 Temmuz 2009 tarihleri arasında sürekli basın kartı taşıma hakkını kazanan 99 TGC üyesine de anı plaketleri Erinç, TGC Yönetim Kurulu Üyeleri, DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, Anadolu Ajansı İstanbul Bölge Müdürü Ümit Kanoğlu ve diğer konuklar tarafından verildi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler