'Şimdi bedel ödeme sırası AKP'dedir'
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli 57'nci hükümet döneminde erken seçim kararıyla ilgili partisini suçlayan Başbakan Erdoğan'a, "O günkü siyasal ortam, koalisyonu daha fazla sürdürme imkanını vermeyince partimiz milletin iradesine başvurmaktan bedeli ne olursa olsun kaçınmamıştır. Şimdi bedel ödeme sırası AKP'dedir" karşılığını verdi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Meclis grup toplantısında yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi. Başbakan Erdoğan'ın, 'seçimler zamanında yapılacak' dese de 'yorgun, yılmış, yıpranmış, inandırıcılığını kaybetmiş' bir hükümetinin devamının mümkün görülmediğini söyleyen Bahçeli, "Elbette ki tek başına bir iktidarın başarısızlığını kabul ederek zamanından önce seçim kararı alması bir siyasal çelişki olarak karşımıza çıksa da gelişmeler AKP'nin buna mecbur kalacağını işaret etmektedir. Milletin iradesine karşı direnme veya millet iradesinden korkarak kaçma, yalnızca başına buyruk ve başarısız despot yönetimlerin başvuracağı sığınma halidir" dedi.
Başbakan Erdoğan'ın 57'nci hükümet döneminde erken seçim kararı alınmasına yönelik eleştirilerine de tepki gösteren Bahçeli, o günkü siyasal ortam, küresel gelişmeler ve 'MHP'siz siyaset arayışları'nın koalisyonu daha fazla sürdürmeye imkan vermediğini ve partisinin tarihi bir kararla milletin iradesine başvurmaktan bedeli ne olursa olsun asla kaçınmadığını kaydetti. Bahçeli "Bugün Başbakan Erdoğan'ın önünde iki seçenek kalmıştır. Ya giderek eriyen partisinin düşüşünü bir noktada durdurmak için kendince yeterli zannettiği bir seviyeyi yakaladığı anda seçime gidecektir. Ya da destek seviyesini yeniden yükselteceği umuduyla karşılayamadığı toplumsal taleplere dayanabileceği kadar dayanıp zamanında seçime gitmeyi hedefleyecektir. Ne var ki Başbakan Erdoğan ve partisi açısından her iki tercih de çözülmesini ve gerileyişini durdurmaya yetmeyecek, beklenen akıbet er ya da geç karşılarına çıkacaktır" diye konuştu.
'Bedel ödeme sırası AKP'de'
AKP'nin tükendiğini ve beraberinde Türkiye'yi de tükettiğini savunan Bahçeli, 7 Ocak'ta MYK toplantısında aldıkları kararları anlattı. 7 Ocak itibariyle AKP'den kurtuluş gününün başladığını ifade eden Bahçeli, "Almış olduğumuz kararın ve çağrının Başbakan Erdoğan'da uyandırdığı öfke ve yenilgiye doymayan pehlivan kıyaslaması millete olan güvensizliğin, milletten kaçmanın işareti olmuştur" dedi. AKP ile geçen yılların özetini 'Kriz, kargaşa, kaos, korku, kutuplaşma, kavga ve karanlık' adı altında '7-K'lı' tahribat zinciri olarak tanımladıklarını hatırlatan Bahçeli, şöyle konuştu: "Partimiz buhrandan kurtarmak adına sorumluluk üstlendiği 57'nci hükümet döneminde siyasi kültürünü ispat etmiştir. Milli geleceğimize yönelik kaçınılmaz tehlikeyi ve MHP'siz siyaset arayışındaki oyunları gördüğü anda sandığa başvurmaktan çekinmemiştir. Ve o günkü şartlarda partimiz Meclis dışı kalarak siyasi bedeli ödemiş ve milletimiz AKP'yi hükümete taşımıştır. Saygımız sonsuzdur. Şimdi bedel ödeme sırası Adalet ve Kalkınma Partisi'ndedir. Şimdi de çözüm yine sandıktır, seçimdir. Kaçış yoktur, kurtuluş yoktur. Buradan Başbakan'a hatırlatırım ki, korkunun de ecele faydası yoktur."
Ülkücülere 'sokaktan uzak durun' çağrısı
Grup toplantısında Manisa Selendi'de yaşananlar ve Edirne'de yaşanan linç girişimini de değerlendiren Bahçeli, "Ne üzücüdür ki, en küçük bir tartışmanın bile hızla kitleselleşerek toplumun birbirine karşı düşmanca davranmasına neden olacak bu tehlikeli vasat hükümetin tahrikleriyle hazır hale getirilmiştir. Bu ne Bayramiçlinin, ne Bulanıklının, ne Akdenizlinin ne de Selendilinin öncelikli suçu ve ayıbıdır. Bu doğrudan doğruya etnik ayrımcılığı misyon belleyen, cahiliye dönemi kabile zihniyetine takılıp kalmış, kimlik kışkırtıcılığı yapan AKP hükümetinin ayıbı, suçu ve sorumluluğudur. Yurdumuzun her yeri ve yöresi hepimizindir. Nerede doyuyorsa, nerede yaşamak istiyorsa, nerede rızkını kazanıyorsa yasal ve helal olmak kaydı şartıyla herkes ülkemizin imkanlarını kullanma konusunda eşittir" diye konuştu.
Ülkücülere de seslenen Bahçeli şöyle konuştu: "Mahalleler, semtler, sokaklar, komşular arasında keskin sınırlar çizilmeye başlanmıştır. Bu gergin ve hassas ortam hepimize yeni ve ayrı bir sorumluluk yüklemektedir. Onurlu ve müreffeh bir geleceği birlikte paylaşmak istediğimiz, komşumuzdan başlayarak, mahallelimizle, hemşehrimizle ve ülkemizdeki bütün vatandaşlarımızı tekraren ifade ediyorum, hepsini ayrım gözetmeksizin kucaklıyoruz. Bu samimi kucaklaşmayı ve beraberlik çağrısını zayıflatacak hiçbir tepkinin partimiz tarafından masum ve haklı bulunması mümkün değildir. Milliyetçi Hareket, tahrikler ne kadar ağır olursa olsun kardeşliğimize zarar verecek girişimlerin karşısında olacak, sokaktan uzak duracak, oynanmak istenen oyunu sabırla ve sükunetle bozacaktır. Toplumumuzu birbirine düşürecek provokatörü sokakta aramaya gerek yoktur. Hükümetin sözde açılım denilen yıkıcı siyaseti, başlı başına tarihi ve toplumsal provokasyondur. Baş provokatörün kim olduğu da ortadadır. Milletimize ilk genel seçime kadar sabır ve sükunet tavsiye ediyorum."
'Kaşıkla verip kepçeyle almanın kurnazca yolu'
Grup toplantısında ekonomide yaşanan gelişmeleri de değerlendiren Bahçeli, AKP hükümetinin katlanan sorunlara çözüm getirmek bir yana geçmişten örnekler vererek politikalarındaki kirliliği asla temizleyemeyeceğini söyledi. Emeklilere verilen son zamları 'kötünün iyisi' olarak nitelendiren Bahçeli, "Kaşıkla verip kepçeyle geri almanın klasik ve kurnazca bir yolunu emeklilerimize reva gören Başbakan Erdoğan'ın, düşük düzeyli maaş artışlarını ekmekten domatese, etten peynire, giyim eşyalarından ulaşım bedellerine kadar yapacağı zamlarla sıfırlayacağını hatta daha da kötüleştireceğini söylemek isterim" dedi. Başbakan'ı SKK, Bağ Kur ve tarım emeklilerinin maaşlarında sözde bir artış yaparak bunların gelirlerine zamlar yoluyla el koymak için bir tertip içine girdiğini kaydeden Bahçeli, Erdoğan'dan beklentilerinin emekli, çiftçi, memur ve esnafın haklarını vermesi, açlık grevinin arifesinde olan TEKEL işçilerinin sorunlarını çözmesi olduğunu ifade etti.
'Teyyo pehlivan benzetmesiyle siyasi duruşunu özetliyor'
Bahçeli "Ancak bu takdirde hükümeti yaptıklarından dolayı destekler siyasi haklarını teslim ve tasdik ederiz. Aksi halde çalışanlarımızın, emeklilerimizin gelirlerine zam ve fiyat artışları yoluyla el koyan, komik zamlarla onları kandırmaya çalışan Başbakan Erdoğan'ın yakasından yapışarak yapamadıklarının hesabını birer birer soracağımızdan herkes emin olmalıdır" dedi.
Bahçeli şöyle konuştu: "Milletimizin refahını artırmak amacıyla icraat yapması gereken Başbakan'ın vaktini muhalefete laf yetiştirmek için heba etmesi trajikomik bir halin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu beyhude çabalar neticesinde, bizlere değişik yakıştırmalar yapan Başbakan Erdoğan, yaptığı analojilerle kendisiyle ilgili aklında olan sıfatları yansıtma gayretleri içine girmiştir. Teyyo pehlivan benzetmesiyle aslında kendi siyasi duruşunu özetleyen Başbakan'ın palavra ve yalanla bezenmiş iktidarını örtmeye çalışarak ve başkalarını zan altında bırakarak, bir bakıma kendisinin ne olduğunu da gösterdiği açığa çıkmıştır. Bilinmelidir ki gerçeklerin önlenemeyecek tufanı, çok yakın bir zamanda zihinleri uyuşturan pembe balonları patlatacak, sandıkla gelen Başbakan Erdoğan sandıkla arkasına baka baka gidecektir."
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 6 asker şehit olmuştu