Siyanür paniği sürüyor

Jeoloji Mühendisleri Odası, Eti Gümüş A.Ş.'nin, Kütahya gümüş madeni işletmesindeki atık depolama barajının iki numaralı havuzuyla üç numaralı havuzu arasındaki setin bir kısmının yıkılmış olmasının ciddi tehlikeler doğurduğunu ifade etti.

Siyanür paniği sürüyor
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 11.05.2011 - 14:19

Jeoloji Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu yaptığı yazılı açıklamada, Eti Gümüş AŞ'nin, Kütahya gümüş madeni işletmesindeki atık depolama barajının iki numaralı havuzuyla üç numaralı havuzu arasındaki setin bir kısmının yıkıldığını, siyanürlü atığın iki numaralı havuza ve buradaki setten de taşarak bir numaralı havuza aktığını ifade ederek, atıkların tamamının son sete yüklenmiş olması nedeniyle tehlikeli bir durumun ortaya çıkmış olup, bu son setin de yıkılması halinde civarındaki tüm canlı yaşamı tehdit edecek boyutta bir çevre felaketi yaşanma riskinin söz konusu olduğunu belirtti.

Siyanür doğal bozunma yoluyla yok edilmeye bırakılmaktadır

1987 yılında işletmeye açılan bu tesiste gümüş elde etmek için, altın işletmeciliğinde de kullanılan siyanür liç yönteminin uygulandığını söyleyen JMO, siyanürleme sırasında, gümüş elde edildikten sonra arta kalan, siyanür ve ağır metal içeren çamurun atık barajında depolandığını, işletmede siyanür oranının düşürülmesi için arıtma kullanılmadığını ve siyanürün doğal bozunma yoluyla yok edilmeye bırakıldığını ifade etti.
Atık barajının yakınındaki Dulkadir Köyü`nde yeraltısuyunda arsenik zenginleşmesi sonucunda kanserden ölenlerin sayısının hızla arttığını ve köyün boşaltıldığını ifade eden JMO, "Bugün sızmanın yarattığı tehlikenin kat be kat ötesinde çok riskli bir durum söz konusudur. Dünya'da yaşanmış ölümcül çevre felaketleri göstermektedir ki atık barajının yıkılması halinde ortaya çıkabilecek tehlike ciddi boyutlarda olabilecektir" ifadelerini kullandı.

Su seviyesinin ne kadar?

Gelinen durumda havuzdaki su seviyesinin yükselmesinin, hem son sete gelen atık yükünün artmasına, hem de son seti oluşturan malzeme içindeki su seviyesinin de yükselmesine neden olduğunun ifade edildiği açıklamada, her iki durumda da şevin stabilitesini (duraylılığını) bozabilecek ve setin yıkılmasına etken olabilecek faktörler olduğunu söyledi. Açıklamada ayrıca, "Bu setlerin projelendirilmesi sırasında setlerin stabilite analizlerinde su yüksekliklerinin dikkate alınmış olması ve havuzlardaki maksimum su seviyesinin ne kadar olması gerektiği belirlenmiş olmalıdır. Yıkılma öncesindeki su seviyesinin ne kadar olduğu/yükseldiği de araştırılması gereken bir husustur" denildi.

Bir felaketin yaşanmaması için, geçici ama acil olarak son sete gelen su yükünün azaltılması gerektiğini belirtildiği açıklamada, bu nedenle bu kesimdeki atıkların başka bir tarafa başka bir çevre felaketine yol açmayacak şekilde taşınması ve havuzun kısmen de olsa boşaltılmasının gerektiği vurgulandı. Açıklamada, "Tüm bu geçici önlemlerin alınmasını ve sadece işletme çevresindeki yaşamı, suyu, toprağı ve havayı tehdit etmekle kalmayıp, Porsuk çayını, Sakarya nehrini ve Karadenizi de etkileyecek boyutta bir çevre felaketinin yaşanmamasını umuyoruz" ifadelerine yer verildi.

JMO olarak, öteden beri siyanür liç işlemi yapılan maden işletmeciliğinin yaratacağı olumsuzlukları ortaya koyduklarını ve uyarı görevlerini yerine getirdiklerini belirten JMO, "Ülkemizin dört bir yanını kuşatan siyanürlü altın işletmelerinde de aynı tehlikelerin her an söz konusu olabileceğini bir kez daha hatırlatıyor ve uyarıyoruz. Yaşanan son olay da göstermektedir ki sağlıklı ve güvenli bir çevrede yaşama hakkımız ciddi risk altındadır. Siyanürleme yöntemi uygulanan maden işletmelerinin faaliyetleri derhal durdurulmalıdır" dedi.

 

Greenpeace de uyardı

Greenpeace (Yeşil Barış) Çevre Örgütü, Kütahya'da gümüş üretilen tesisteki siyanür barajında yaşanan çökmeye ilişkin, siyanürün çevreye yayıldığı, hatta sızdığı anda son derece ölümcül olacağı ve geri dönüşü olmayan bir çevre felaketine yol açacağını duyurdu.

Örgütten yapılan yazılı açıklamada, Kütahya'da bulunan Eti Gümüş A.Ş'ye ait tesisteki siyanür havuzunda bulunan barajın setlerinden birinin, 7 Mayısta çöktüğü hatırlatıldı.

25 milyon metreküp kapasiteli havuzda 15 milyon metreküp atık siyanür bulunduğunun tahmin edildiği belirtilen açıklamada, bölgeye önceki gün gelen Greenpeace ekiplerinin, atık havuzundaki gelişmeleri izlediği ifade edildi.

Bölgede aralıklarla etkili olan yağmurun şiddetinin sürmesi halinde baraj duvarının, havuzda tutulan 15 milyon metreküplük siyanür ve ağır metal içeren atık yükünü kaldırması ihtimalinin zayıf olduğu öne sürülen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
''Olası bir felakete karşı bölgede yaşayan yüzlerce insanın hayatı için acilen bölgenin boşaltılması ve her tür acil sağlık hizmetinin getirilmesi şarttır. Siyanürlü yöntemle üretim yapan tesiste yaşanan vakanın tam olarak nedenini halen bakanlık tarafından açıklanmamış durumda. Eti Gümüş A.Ş. tesislerinde daha önce de ara ara sızıntıların olduğuna dair iddialar bulunuyor. Türkiye'de hala ısrarla siyanür liç yöntemi ile işletilen madenlerin devam ediyor olması ve hatta yenilerinin planlanması, benzer risklerin her an devam ettiği anlamına gelmektedir.
Siyanür, özellikle de altın madenciliğinde kullanılan serbest siyanür, son derece zehirli bir kimyasaldır ve etkisi anında kendini gösterir. Yani tesiste tek bir duvar seti ile tutulmaya çalışılan 15 milyon metreküp siyanür çevreye yayıldığı, hatta sızdığı anda son derece ölümcül olacak ve geri dönüşü olmayan bir çevre felaketine yol açacaktır. Siyanürün anlık ölümcül etkilerinin dışında, atık çamurunda bulunan ağır metaller yayıldığı takdirde bölgede uzun vadeli çevresel ve sağlık risklerine yol açacaktır.''

Açıklamada, Çevre ve Orman Bakanlığından, acil durum ilan edilerek bölgenin boşaltılması, bölge halkının sağlık kontrolünden geçirilmesi, tesisin tüm faaliyetlerinin durdurularak daimi olarak kapatılmasının talep edildiği ifade edildi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon