'Son derece insafsız ve izansız bir girişim'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bundan 95 yıl önce olmuş, mahiyeti, nedenleri, sonuçları hatta mağdurları dahi tam olarak aydınlığa kavuşmamış bu meselenin adeta bir tehdit gibi çeşitli ülkelerde Türkiye'nin karşısına çıkarılmasını son derece insafsız ve izansız bir girişim olarak görüyorum'' dedi.

'Son derece insafsız ve izansız bir girişim'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 12.03.2010 - 14:00

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kocaeli'nin Çayırova ilçesindeki Namet Entegre Et ve Et Ürünleri Tesisi'nin açılışında yaptığı konuşmanın başlangıcında, İstiklal Marşı'nın kabulünün 89. yıl dönümünü kutlayarak, 89 yıl önce bugün 12 Mart 1921 tarihinde İstiklal Marşı'nın TBMM'de okunduğunu ve büyük bir coşkuyla mili marş olarak kabul edildiğini kaydetti. Başbakan Erdoğan, ''Ülkemize ve milletimize ışık tutan, heyecanımızı, coşkumuzu, aşkımızı her dem tazeleyen bu muhteşem marşı bize kazandırdığı için merhum Mehmet Akif'e, TBMM'ye, şehitlerimize ve gazilerimize de şükranlarımı iletiyorum. İstiklal Marşımızın son kıtasını da burada bir kez daha hatırlatmakta fayda görüyorum. Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal/Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal/Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal/Hakkıdır hakka tapan milletimin hürriyet/Hakkıdır hakka tapan milletimin istiklal'' dedi.

İsveç Parlamentosunda dün alınan 1915 olaylarına ilişkin karara da değinen Erdoğan, bu kararın son derece olumlu seyreden Türkiye-İsveç ilişkilerine gölge düşürdüğünü kaydetti.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bundan 95 yıl önce olmuş, mahiyeti, nedenleri, sonuçları hatta mağdurları dahi tam olarak aydınlığa kavuşmamış, tarihin ve tarihçilerin konusu olması gereken bu meselenin adeta bir tehdit gibi çeşitli ülkelerde Türkiye'nin karşısına çıkarılmasını son derece insafsız ve izansız bir girişim olarak görüyorum. Parlamentolar toplanacak, işi gücü bırakacak, el kaldıracak, el indirecek ve 95 yıl öncesinin olayları hakkında hüküm verecek. Bu yaklaşım bilimden, mantıktan, aklı selimden uzak bir yaklaşımdır. Bu kararlar, altını çizerek ifade ediyorum; normalleştirmek için gayret sarfettiğimiz Türkiye-Ermenistan ilişkilerini de olumsuz etkileyecek kararlardır. Türkiye bu oldu bittilere, bu art niyetli girişimlere, bu sorumsuz tavırlara pabuç bırakmayacak, boyun eğmeyecek kadar büyük bir ülkedir. Tarihi tarihçilere bırakmayanlara, arşiv belgelerinden kaçıp ayak oyunlarıyla Türkiye'yi rencide etmeye çalışanlara da asla prim vermeyeceğiz.'' ''Önümüzdeki Salı ve Çarşamba günleri İsveç'e yapmayı planladığı ziyareti de iptal ettiğini'' bildiren Erdoğan, ''Türkiye'ye yönelik bu tür art niyetli yaklaşımlar karşısında da kararlılığımızdan asla taviz vermeyeceğimizi bir kez daha ifade ediyorum'' dedi.

 

'Ne yaparlarsa yapsınlar, Türkiye büyüyecek'

Erdoğan, 1915 olaylarına ilişkin Ermeni tezlerini içeren tasarıların, çeşitli meclislerde kabul edilmesi gibi gelişmelerin, kutlu yürüyüşlerini, azim ve kararlılıklarını etkilemeyeceğini bildirdi. ''Ne yaparlarsa yapsınlar, Türkiye büyüyecek, Türkiye barış, adalet, demokrasi ve insan hakları için çağrısını ısrarla sürdürecektir'' diyen Erdoğan, Namet'in, Kocaeli ve Türkiye'nin gururu sayılabilecek bir yatırımı başarıyla tamamlandığını ifade etti. Başbakan Erdoğan, Namet'in, 2007 yılında 34 bin metrekarelik alanda çalışmalarına başladığını, bugün de resmen açılışını yaptığını ve tesisi ülkeye kazandırdığını anlattı. Namet'in 68 milyon dolarlık yatırım yaptığını ve burada 700 vatandaşın çalışacağını ifade eden Erdoğan, dolaylı olarak 40 bin insanın buradan ekmek yiyeceğini söyledi. Kayar ailesini tebrik eden Erdoğan, ''Bütün mesele bu girişimci ruhun devam etmesinde. Bu girişimci ruh yaşadığı ve diri kaldığı sürece bu milleti kimse tutamaz, önümüzde kimse duramaz ve sıçramaya devam ederiz, muasır medeniyetler seviyesinin üstüne kesinlikle çıkarız'' diye konuştu.
 

'Et üretimi büyük önem taşıyor'

Et üretiminin dünyada büyük önem taşıdığını vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Özellikle yakın zamanlarda tüm dünyayı etkisi altına alan salgın hastalıklar, et üretiminde, hayvancılık yöntemlerinde, besi çiftlikleri işletiminde hijyenik şartların ne kadar önemli olduğunu hepimize bir kez daha hatırlattı. Bu bakımdan Namet fabrikalarını tebrik ediyorum. Buradaki fabrika AB hijyen standartlarına uygun üretim amaçlanarak, dizayn edilmiş ve bu amaca yönelik ileri teknolojilerle donatılmıştır. Bu tesis şu anda Türkiye'nin en yeni ve modern tesisleri arasında yerini alıyor. 2003, 2004 ve 2005 tüketici ödülleriyle taçlandırılan dünya standartlarında üretim yapan Namet, 85 ürünü vatandaşlarımıza ulaştırıyor. Tesis, aynı zamanda üretiminin yanında istihdama da önemli katkılar sağlıyor. Kocaelili vatandaşlarımız için yeni bir ekmek kapısı. Bundan dolayı ayrıca takdir ediyorum. İstihdamın çok çok önem arz ettiği bir dönemde farklı bir konuma sahip olduğunu ifade ediyorum. Kocaeli'ne, Türkiye'ye, böylesine hayırlı bir eser kazandıran bu aileyi tebrik etmeyeceğim de kimi tebrik edeceğim.''
 

'Yolumuza devam ediyoruz'

Başbakan Erdoğan, Namet firmasına, firmanın yöneticilerine bir başka noktada da şükranlarını sunmak istediğini ifade ederek, küresel kriz ortamında yatırım yaparak, Türkiye'nin ve özel sektörün öz güvenini de ispat ettiklerini vurguladı. Bugün gelişmiş ülkeler ve ekonomiler zorluk içindeyken, Avrupa'da kimi ülkeler adeta iflasın eşiğine gelmişken Türkiye'de çarkların işlediğini belirten Erdoğan, şöyle konuştu: ''Üretim, yatırım, istihdam, ihracat, küresel krize direnerek yoluna devam ediyor. Bir ay kadar önce 6 Şubatta Osmaniye'de Tosyalı Holdinge ait devasa bir tesisi hizmete açtım. 1 milyar dolara mal oldu. 2 bin kişi istihdam ediyor. Ve şimdi yeniden yanında yeni bir yer daha tahsis ettik, orada da 600 milyon dolarlık yeni bir tesis inşa edilecek ve orada da 1500 kişi istihdam edilecek. Şimdi ben bu tür girişimcilerimizi AK Parti iktidarı, gözünün, başının üzerinde taşır.'' Son dönemde açılışı yapılan yatırımlar hakkında bilgi veren Başbakan Erdoğan, ''Yani biz küresel kriz demiyoruz, durmak yok, yola devam diyoruz. Ertelemeyi, ötelemeyi asla kabul etmiyoruz. Küresel krize rağmen, devlet-özel sektör el ele işimize bakıyoruz'' dedi.
 

'Azmedince başarılı oluyoruz'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, küresel kriz sürecinde 37 ülkenin kredi notu, 97 kez düşürülürken, Türkiye'nin kredi notunun son iki ay içerisinde 4 kez artırıldığını, uluslararası kuruluşların, Türkiye'nin kriz karşısında son derece başarılı bir sınav verdiğini, krizin etkilerini hızla geride bıraktığını teyit ettiğini anlattı. Bunun özgüven, Hükümetin sağlam ve tedbirli duruşu, özel sektörün de krize aldırmayıp krizi fırsata dönüştürme çabaları sayesinde olduğunu belirten Erdoğan, şöyle konuştu: ''Şunu buradan özellikle vurgulamak istiyorum. Biz, millet olunca, millet olarak azmedince başarıyoruz. Kendimize güvendiğimizde ve inandığımızda, gücümüzün farkına vardığımızda Allah'ın izniyle her engeli aşıyoruz, her hedefe ulaşıyoruz. Biz tarih boyunca nasıl kendi ayaklarımız üzerinde durmayı başardıysak bugün de bunu yapıyoruz. Bugün de kendi ayaklarımız üzerinde sapa sağlam duruyoruz. Mehmet Akif diyor ya 'Bir zamanlar biz de millet/hem de nasıl milletmişiz/ gelmişiz dünyaya millet/milliyet neymiş öğretmişiz. Biz buyuz. Biz sıradan bir millet ve ülke değiliz.''

Başbakan Erdoğan, krizin başladığı andan itibaren IMF konusunun gündeme geldiğini anımsatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Krizin başladığı andan itibaren bir IMF'dir tutturdular. Türkiye IMF ile imzalamazsa stand-by anlaşmasını, tükenir, biter, iflas eder, dediler. Bu arada da yoğun bir gaz verme süreci başlattılar. Ben ne dedim? Bize kimse gaz vermesin. Biz nerede gaza basacağımızı, nerede frene basacağımızı iyi biliriz. 'İşimize gelirse, şartlar uygun olursa, anlaşırsak IMF ile stand-by anlaşmasını yaparız' dedik. 'Ama anlaşamazsak hiçbir şey olmamış gibi yolumuza devem ederiz' dedik. Yaklaşık 2 senedir stand-by anlaşması olmadan bu süreci başarıyla yürüttük. Türkiye artık böyle bir ülke. Bizden önceki iktidarı da gördük. Gitti IMF'nin kapısına, el pençe divan durdu, 30 milyar dolar borç aldı. Hala onların borcunu ödüyoruz. Hala utanmadan, sıkılmadan konuşuyorlar. Türkiye artık ekonomisiyle, dış politikasıyla, demokrasisiyle güçlü bir ülke ve 2 yıl geçti anlaşamadık ve işi bitirdik. Anlaşamıyorsak, peki kardeşim, siz yolunuza biz yolumuza dedik. Olay bu. Türkiye özel sektörü, özel sektörün vizyonu ve dinamizmiyle güçlü bir ülke.''
 

'Artık Türkiye güçlü bir ülke'

Başbakan Erdoğan, dün Hazinenin 1 milyar dolarlık alım için ihale açtığını, 5 milyar dolarlık müracaat olduğunu belirterek, şöyle konuştu: ''Ne diyorlardı? 'Bulamaz, sıkıntı olur.' Buyurun gerçekler ortada. Mesele şu. Güven, güven... Artık Türkiye güçlü bir ülke, güçlü ve güvenilir bir hazinemiz var. Dolayısıyla bu noktada bir sıkıntı yok. O eski istikrarsızlık günleri geride kaldı. Ekonomi politikalarının her gün değiştiği, belgelerin bir anda alt üst olduğu Türkiye yok. Siyasi krizler neticesinde ülkenin topyekun yoksulluğa itildiği günler geride kaldı. IMF ile her türlü şartı kabul ederek, anlaşma imzalama günleri geride kaldı. Şu anda Türkiye küresel bir krizi, dikkat ediniz, kendisinin üretmediği, kendisinin dahli olmadığı bir krizi kendi imkanlarıyla kendi öz değerleriyle kendi politikalarıyla aşma iradesini gösterdi ve gösteriyor. Buradan tüm özel sektöre şükranlarımı iletiyorum.''

Başbakan Erdoğan'ın konuşması sırasında açılışa katılanların ''Seni sevmeyen ölsün'' sözleri üzerine ''Yok ölmesinler beraber yürüyeceğiz bu yolda'' dedi. Erdoğan'ın sözleri zaman zaman katılımcıların ''Recep Tayyip Erdoğan seninleyiz her zaman'', ''Çalışınca oluyor, çalışınca oluyor'' sloganları ile kesildi.

 

'Her noktada standartlarımızı daha yükseğe çekiyoruz'

Erdoğan, Türkiye'nin ufkunun açık olduğunu, ekonomisi ve dış politikasıyla küresel ölçekte bir aktör haline geldiğini kaydederek, ''Türkiye'ye ayak bağı olan, kalkınmasını, ilerlemesini, atılım yapmasını önleyen her türlü sorunu tek tek çözerek kararlı adımlarla yolumuzda ilerliyoruz'' dedi. Bir yandan Türkiye'yi ve ekonomiyi büyütürken, Türkiye'nin itibarını, gücünü artırırken, diğer yandan demokrasiyi, hukuku, birlik ve bütünlüğü güçlendirdiklerini söyleyen Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Her noktada standartlarımızı daha yükseğe çekiyoruz. Bizimle aynı vizyonu paylaşamayanlar, milletin vizyonuyla aynı vizyonu, aynı ufku paylaşamayanlar engel çıkarmak, Türkiye'nin atılımlarını engellemek için her yola başvuruyorlar. 7,5 yıl boyunca ne tür badireler atlattığımızı, ne tür engellerle karşılaştığımızı sizler çok iyi biliyorsunuz? Milletin iradesini gölgelemek, milletin tercihlerini yok saymak için her yola başvurdular. Çetelerle, hukuk dışılıkla, hukuku zorlayarak üzerimize geldiler. Hiçbirine boyun eğmedik. Milletin emanetine hiçbir şekilde halel getirmedik. Şu anda da Türkiye'ye güç katacak, milletimize güç katacak reformları yapmak için kollarımızı sıvadık.''

'Şahsi düzenleme kitabımızda yazmaz'

Yapacakları reformlar ve düzenlemelerin, sadece Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu reformlar ve düzenlemeler olduğunu söyleyen Erdoğan, ''Şahsi çıkarlar, şahsi beklentiler, makam ve ikbal hırsı bizim politikalarımıza 7,5 yıl boyunca yön vermedi, bundan sonra da vermez ve veremez. AB ile katılım müzakerelerini yürüten bir ülke ne reformlara ihtiyaç duyuyorsa biz onları yapıyoruz'' diye konuştu. ''Hiçbir şeyi, hiç kimseyi kuşatmamız söz konusu dahi olamaz. Şahsi düzenleme, kişisel reform bizim kitabımızda yazmaz'' diyen Erdoğan, yetkilerini milletten aldıklarını vurguladı.

Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Yargı ne diyor? 'Biz bağımsızlığımızı istiyoruz'. Yargı bağımlı mı, nereye bağımlı acaba? Ben merak ediyorum nereye bağımlı? Ben bağımlı olduğu bir yer görmüyorum. Eğer yürütmeye bağımlı olduğunu söylüyorlarsa çıksınlar ispat etsinler. Desinler ki; 'Şu konuda siz bizi bağımlı kıldınız'. Yargı maalesef bağımsız da tarafsız değil. Sıkıntı burada. Yargının hesap vereceği bir makam var mı? Yok. Yargı kararı alırken en sonunda 'millet adına' der. Hangi millet adına? Milletin aldığı karardan haberi var mı? Millete hesap verme diye bir şey var mı? Sadece bir şablon var orada, 'millet adına'. Millet adına icraat yapan biziz. Çünkü biz millet adına icraat yaparız, millete gider hesabını veririz. Bizi millet getirir, bizi millet götürür. Bizim farkımız bu ve biz millete karşı asla saygısızlık yapamayız. Bizim yaptığımız her reforma sırf biz yapıyoruz diye karşı çıkmak sorumlu bir muhalefet tarzı değildir. Yasama organı 411'le karar alacak, 367 ile karar alacak, yargı 'yok' farz edecek. Dünyanın neresinde var böyle bir şey? Böyle bir muhalefet tarzı çağın gerçeklerine de Türkiye'nin gerçeklerine de uzaktır.''
 

'Muhalefetin katkı sağlayacağını düşünüyoruz'

Erdoğan, Türkiye genelinde suça itilmiş çocuklar konusunda adımlar attıklarını ve bu konuda muhalefetin katkı sağlayacağını düşündüklerini belirterek, ''Bu yaklaşımın, bu yapıcı tavrın, her konuda, her aşamada gösterilmesinin Türkiye'nin yararına olacağını düşünüyorum. Mahiyeti bile belli olmadan reformlara karşı çıkmak aklıselimle sağduyuyla izah edilemez. Ne olacağı belli olmadan Anayasa Mahkemesinin yollarına düşmek, yapıcı muhalefet anlayışıyla asla uyuşmaz'' diye konuştu. Tesis açılışının yanı sıra Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin üniversite giriş sınavlarında ilk 100'e giren sekiz öğrenciye otomobil hediye edilen ödül töreninin de gerçekleştirileceğini söyleyen Erdoğan, Kocaeli Belediyesinin öğrencilere destekleri hakkında bilgi verdi. Erdoğan, ''Yalnız ben sayın Başkan'a söyledim. Bundan sonra otomobil vermeyeceksin. Şöyle bir otomobil kesiti, onun üzerine o otomobilin fiyatı neyse o parayı vereceksin. En ideali bu. Üzerine birkaç kuruş daha koysun, gitsin, ev alsın. Daha isabetli olur'' şeklinde konuştu. Erdoğan, bu başarıyı elde eden öğrencilere kendisinin de Mehmet Akif Ersoy'un ''Safahat'' isimli eserini hediye edeceğini söyledi.
 

Elazığ'daki deprem

Dün Elazığ'da deprem bölgesinde incelemelerde bulunduğunu hatırlatan Başbakan Erdoğan, ''Elazığ'da deprem bölgesini dolaştım ve deprem bölgesindeki 41 kardeşimizin vefatı... Fakat oradaki metin olan, isyan etmeyen insanımızı gördüm. Bu ne tevekküldür, bu ne sabırdır. Bu milletle övünülmeyecek de kiminle övünülecek. Övünülecek millet bu millettir. Kendilerine dün orada söz verdim. 2 bin 770 tane küçükbaş hayvan, 200'e yakın büyükbaş hayvan telef oldu. Biz kendilerine hemen küçükbaş hayvanlarını teslim ediyoruz, hibe olarak. Büyükbaş hayvanlarla ilgili olarak da isterlerse ücretlerini, isterlerse hayvanlarını vereceğiz, isterlerse de küçükbaş hayvanla takas edeceğiz. Bu şekilde sıkıntılarını gideriyoruz ve Ramazan Bayramı'na kadar da onlara hem ev hem de evlerinin yanında hayvan barınağı yapmak suretiyle inşallah 6 ay içinde bu problemi de orada gidermiş olacağız'' şeklinde konuştu.

Kocaeli'nin deprem acısını çok iyi bildiğini, yaraların sarılması ve tedbirlerin alınması konusunda Türkiye'ye hatta dünyaya örnek olacak bir performans sergilediğini ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Maalesef bir musibet bize ağır bedeller ödeterek bin nasihat verdi. Burada özellikle şu hususu vurgulamak durumundayım: Türkiye deprem kuşağında yer alıyor. Ülkemizde birçok il, ilçe ve köy fay hatlarının üzerinde inşa edilmiş durumda. Bilim ilerledikçe biz deprem haritamızı oluşturduk, bu harita çerçevesinde çalışmalarımız devam ediyor. Altını çizerek ifade ediyorum. Şu anda Çayırova'dayız. Gelirken evleri gördüm. Bu evlerin büyük çoğunluğunun depreme dayanıklı olduğuna inanmıyorum. Onun için de belediye başkanlarımdan rica ettim, 'özel görüşmeler yapın, halkımızla anlaşalım ve buralarda bu binaları, zemin etütlerini yapmak suretiyle yıkalım ve buraları yeniden inşa edip sahiplerine teslim edelim' dedim. Bir de kentsel değişim, dönüşüm sağlanmış olsun. Benim vatandaşım insanca yaşama layık. Onları da buna inşallah kazandıralım. TOKİ bu konularda gereken talimatı almıştır ve bunu inşallah süratle gerçekleştireceğiz. Bu konularda hiçbir zaman halkımızı yalnız bırakmayız. Çünkü deprem öldürmüyor, çürük bina, kaçak bina, bilgisizlik, cehalet öldürüyor. Şüphesiz ki biz kaza ve kadere inanmış insanlarız. Bizim medeniyetimizde bu var. Medeni olarak bizler bunun inancı içerisindeyiz, bunun farkındayız ama bu afetler, tedbirlerimizi alırsak en az bedelle atlatılmış olur.''
 

Ödül ve açılış törenleri

Konuşmasının ardından Kayarlar Grup Onur Kurulu Başkanı Kemal Kayar, Başbakan Erdoğan'a üzerinde tesisin fotoğrafı bulunan bir plaket takdim etti. Daha sonra Başbakan Erdoğan, üniversite giriş sınavında ilk 100'e giren sekiz öğrenciye, Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin hediye ettiği otomobillerin anahtarları ve İstiklal Marşı'nın yazarı Mehmet Akif Ersoy'un Safahat adlı eserini verdi. Törenlerin ardından Başbakan Erdoğan, Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker'in de katılımıyla üretim tesisinin kurdele kesimi gerçekleştirildi. Başbakan Erdoğan açılışın ardından bereberindekilerle tesisi gezdi ve yetkililerden bilgi aldı. Kendisine sunulan pastırmanın tadına bakan Erdoğan, kameraman ve foto muhabirlerine eliyle pastırma ikram etti.

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler