Sonbaharda Kapadokya
Kapadokya; ilginç kaya oluşumları, kayaların içine oyularak yapılmış kiliseleri ve Hristiyanlığın merkezlerinden biri olması nedeniyle mutlaka görülmesi gereken bir yer. Sabah uçağıyla Kayseri’ye vardığımızda Ürgüp’e doğru yola çıkmadan önce ufak bir Kayseri turu yaptık.
Şehrin çok düzgün bir planı var, her yerden Erciyes Dağı’nı görebiliyorsunuz. Kayseri’yi tepeden görebileceğimiz Talas ilçesi, Ermenilerin ve Rumların Kayseri’ye Türkler gelmeden önceki yerleşimi. Kapadokya bölgesinde Ürgüp ilk durağımız. Kapadokya; Nevşehir, Niğde, Aksaray üçgeni arasında kalan bölgeye Persler’in verdiği ad. Katpatukya “Güzel atlar ülkesi” anlamına geliyor. Kapadokya deyince akla peri bacaları gelir. Doğanın süslerinden biridir bu bacalar. Yüzlerce yıl önce yaşamış insanların yarattığı uygarlık, Hristiyanlığın ilk yıllarına dayanan gizemli bir bölge Kapadokya.
Ürgüp’ün ana caddesinin arkasında kaya blokları yükseliyor. Göreme’ye doğru giderken Karakuş Restoran’a uğradık. Doğal kayaların içine oyularak yapılmış otantik bir mekan. Oradan eski adı Sinasos olan Mustafakemalpaşa köyüne geçtik. Burada ünlü Asmalı Konak dizisinin ilk konağı olup şimdi “Old Greek House” adıyla hizmet veren konağı gördük. Yolda bir kiliseye girdik. Kilisenin duvarlarında ve tavanında bulunan mozaiklerin renkleri neredeyse bozulmamıştı. Göreme’nin manzara tepesinden baktığımızda göz alabildiğine peri bacası görünüyordu. Peki bu masallardan çıkıp gelmiş bir güzellikte olan peri bacaları nasıl oluşmuştu: Hala süren doğal oluşum 60 milyon yıldır devam ediyor. Üçüncü jeolojik devirde Toroslar yükselmiş, kuzeydeki Anadolu platosunun sıkışmasıyla yanardağlar faaliyete geçmiş. Erciyes ve Hasandağı ile ikisinin arasında kalan daha küçük Göllü dağ, lavlar püskürtmüş. Platoda biriken küller yumuşak bir tüf tabakası oluşturdu. Daha sonra, rüzgar ve yağmur etkisiyle Peri bacaları oluşmaya başlamış.
Çavuşin köyüne bağlı Kızılçukur denen vadiye doğru yolumuza devam ettik. Göreme Açık Hava Müzesi’nde çoğunluğu yerli olmak üzere çok sayıda turist vardı. Burası bir kaya yerleşimi 13. yüzyıla kadar manastır hayatının yaşandığı hatta ilk burada başladığı biliniyor. Kaya bloklarının içerisinde kiliseler, şapeller, oturma yerleri bulunuyor. Buradaki kiliselerde İncil’in ve Hazreti İsa’nin yaşamını anlatan bir çok fresk bulunuyor. Çömlek yapımıyla ünlü minik bir Anadolu kasabası olan Avanos’da çömleklerin yapıldığı atölyeler de yine kaya bloklarının içine oyularak yapılmış. Chez Galip isimli atölye-mağazanın içinde “Saçlı Mağara” bulunuyor. Mağazanın bir parçası olan mağara son dönemde ücretli. Giriş bir lira. Mağaranın içinde 50 bin tutam saç bulunduğu söyleniyor. Mağaraya gezmeye gelen kişilerin hatıra olarak saçlarından bir parça bırakıyorlar. Tüm duvarlar bir parça kağıdın üstüne yapıştırılmış saçlarla kaplı.
Kapadokya gezi güzergahına Uçhisar’dan başlamalı. Kent merkezine 10 kilometre uzaklıktaki Uçhisar, Ortahisar ile birlikte bölgenin doğal kalesi görünümünde adı da bu benzetmeden geliyor. Uçhisar’ın kale olarak kullanımı Hititler döneminde başlamış. Uçhisar’ın tepesine çıkıp kilometrelercelik alana yayılmış muhteşem görünümü seyretmekte yarar var.
Uçhisar’dan Göreme’ye devam etmelisiniz. Göremeden sonra Çavuşin’deki toprak kütlelerine oyulan 12 kiliseyi göreceksiniz. Bu kiliseler Çavuşin’deki vaftizci John Kilisesi’nin etrafında toplanmış. Sağda Aktepeye doğru ilk Hristiyanların buraya yerleştiğini düşündürüyor. Çavuşin’i geçip Avanos’a devam ettiğinizde sağda Aktepe’ye doğru olan yamaçların sunduğu görüntü gözleri kamaştırıyor. Akgedik denilen boğazı aşınca Paşabağı veya Keşişler Vadisi diye adlandırılan küçük vadide ikili, üçlü başlık taşıyan birleşik koniler görünüyor. Paşabağdan hemen sonra Zelve Vadisi başlıyor.
Tıpkı göreme gibi açık hava müzesi olan Zelve Vadisi ören yerine ücretli giriliyor. Süslemesiz 15 kilise bulunan ören yerinin en büyük kilisesi Üzümlü Kilise, bir diğeri ise Geyikli Kilise’dir.
Avanos, Mustafakemalpaşa, Ortahisar, Yer altı şehirleri, Tatlarin, Kervansaraylar, Ihlara Vadisi, Gülşehir, Soğanlı Vadisi Kapadokya bölgesinde gezilecek merkezlerden. Bugün Kapadokya Türk turizminde bir marka. Yurt içi ve yurt dışından gelen yüz binlerce turist dört mevsim Kapadokya’nın tadını çıkarabiliyor. Son yıllarda hızla artan turizm tesisleri hizmet kalitesi olarak da çıtasını yükseltti. Halk turizmden nasıl faydalanabileceğini öğrendi. Şu sıralar Kapadokya’yı gezmenin tam zamanı.
Soğuklar bastırmadan gidin görün deriz, kar zamanı da ayrı bir güzelliğe bürünen Kapadokya’da periler gelinliklerini giymeye başlar.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 6 asker şehit olmuştu
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama