Sporda şiddet

Şiddet olaylarının sahalarımızda sıkça yaşanmasının birçok sebebi vardır.Bunlardan bizce en önemli olanı kulüp yöneticilerinin verdikleri demeçlerde kullandıkları yanlış ifadeler ve bu yanlış ifadelerin spordaki şiddet ortamını körüklemesidir.Kuşkusuz bu demeçler maç öncesi veya sonrası maçın vermiş olduğu heyecanla belki de gaza gelerek söyleniyor. Fakat spor seyircisi bu demeçleri duyduğunda bizim yöneticimiz böyle böyle dedi bu durumda biz de istediğimiz şekilde davranırız şeklinde yanlış bir düşünceye kapılıyor. Bu durumda sahalarımızda çıkan olayların fitilini ateşleyen bir unsur haline geliyor.Bu konuda sporda şiddeti körükleyen beyanlarda bulunan yöneticilere çeşitli cezalar verilmesine yönelik bazı kanunlar çıkarılmasına rağmen bu kanunlar ya gerektiği şekilde uygulanamadı ya da uygulansa da caydırıcılığı kesinlikle yoktu.

Sonuçta mevcut kanunlar sporda şiddet olaylarının önlenmesi konusunda son derece yetersiz kaldı. Bunun dışında yöneticiler dışında olay çıkaran,şiddet olaylarına sebep olanlar hakkında çıkarılan kanunlar da farklı nedenlerle ya uygulanamamakta ya da uygulansa da caydırıcılığı zayıf olduğundan olayları önlemede çok yetersiz kalmaktadır. Örneğin sahaya yabancı madde atıldığında bu olaydan kulübünün komik para cezalarıyla kurtulacağını bilen bir seyirci ne derece kendine hakim olabilir. Ayrıca bu şiddet olaylarının meydana gelmesinde birtakım tribün gruplarına çeşitli tavizler veren örneğin gruplara bedava bilet dağıtan kulüp yöneticilerinin yanlış tavrı da oldukça etkili olmaktadır. Bu uygulama ne yazık ki İstanbul'da da Anadolu'nun çeşitli kentlerinde de oldukça yaygındır. Kulüp yöneticilerinin bazı gruplara bu desteği kamuoyunda duyduğumuz kadarıyla sadece bedava bilet dağıtımıyla da sınırlı kalmamakta konfeti vb yabancı maddelerin dağıtımı da mevcut olmaktadır.Kulüp yöneticileri kısacası şiddetin önlenebilmesi için verdikleri demeçleri verirken on defa düşünerek vermeliler hem de birtakım taraftar gruplarına verdikleri çeşitli destekleri mutlaka kesmelidirler. Tabi bu şiddet olaylarının toplumun sosyal ve ekonomik sorunlarından bağımsız olarak incelenmesi de düşünülemez.

Esasında spor sahalarındaki bu şiddet olayları insanların yaşamlarındaki ağır sosyal ve ekonomik bunalımların bir anlamda yansıması ve dışa vurumudur. Bir de bu olayların önüne geçilmesinde eğitimin de çok büyük önemi vardır. Bu şiddet olaylarının ülkemiz gibi eğitim seviyesi çağdaş ülkeler seviyesinin altında olan üçüncü dünya ülkelerinde çok daha yoğunlukta yaşanması bir tesadüf olmasa gerek. Olaylara bazen eğitim seviyesi yüksek kişiler de karışmış olsa bile istisnalar kaideyi bozmaz. Bu olayların önüne geçilebilmesi için ülkemizin eğitim seviyesinin yükseltilmesi konusunda sorumluluğu olan yetkililerin doğru politikaları üretmesi mutlaka gereklidir.