Sporda şiddet konusunda söz taraftarlarda
''Spor Kulüplerinin Sorunları ile Sporda Şiddet Sorununun Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonu'', 4 büyük takımın taraftar gruplarını dinledi.
İlk söz Beşiktaş'ın Çarşı Grubu Temsilcisi Ayhan Güner'e verildi. 2 yıl önce çıkarılan yasanın uygulanmadığına değinen Güner, ''Uygulansaydı bugün burada toplanmazdık. Yeni çıkacak yasanın da ne kadar uygulanacağından emin değilim. Ayrıca spor mahkemelerinin kurulmasından bahsediliyor. Bu ülkeye spor mahkemeleri lüks gelir. Bu ülkede maçları izleyen gençler şımarırlar, bunlar tatlı şımarıklıklardır. Bu gençleri maçlardaki bu şımarıklıklarından dolayı mahkemeye çıkarmak yanlış olur'' dedi.
Ayhan Güner, Beşiktaş'ın sporun 13 branşında faaliyet gösterdiğini ve kendisinin de bu 13 branşın tamamından dolayı 13 kez karakola götürüldüğünü vurgulayarak, ''Her seferinde de idari cezalar aldım. Verilen cezalardan dolayı kombine biletim olmasına rağmen maçlara giremedim. Maaşlarımızın 500-600 lira civarında olduğunu düşünün. Verilen cezalar ise bin 500 lirayı buluyor. Taraftar arkadaşlarımız bu cezaları nasıl ödesinler. Bu ülkede sadece taraftarlar değil, emniyeti, başkanı, yöneticisi herkes fanatik'' diye konuştu.
Fenerbahçeliler Derneği adına avukat İlyas Bulcay da komisyonun ilk kez bu işin asıl muhatapları olan taraftarları buraya çağırmasını çok doğru bulduğuna değinerek, şöyle konuştu:
''Dünyanın her yerinde taraftarlar spor kulüpleri için en önemli unsurlardır. Şiddeti yaratan tek unsur da onlardır görüşü hakimdir. Eğer şiddeti önlemek istiyorsanız genel uzlaşma kültürünün ortaya konması gerekir. Şunu da unutmamak gerekir, taraftar gruplarının sağlıklı yaklaşımı sonrası bir takım olayların önüne geçilmiştir. Sporda şiddetin ortadan kalkması için taraftar grupları gibi özel unsurların incelenmesi gerekir. Ülkemizde bu alanda gerçek anlamda inceleme yapılmamıştır. Birileri bizi muhatap alsın. Bizim ülkemizin sorunları da dahil olmak üzere pek çok sorunda çözüm için çaba harcıyoruz.''
Avukat Bulcay, taraftarlara gerekli önemin verilmediğinden yakınarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Taraftarların sorunlarıyla da ilgilenen bir merci yok. Bizler statlara birer sığır gibi itile, kakıla sokuluyoruz tek kapıdan. Yanımızda eşlerimiz, çocuklarımız olduğu halde bizlere yapılan bu muamele sizce normal mi? Oysa girişlerimiz 2-3 kapıdan yapılsa bu sorunları yaşamayacağız. Bizi bir suçlu gibi gören emniyet görevlileri de bize şiddet uyguluyor. Bir taraftar gibi davranan, insanları kışkırtan emniyet görevlileri var. Oysa onların özel eğitimli bir ekip olması lazım. Futbol federasyonunda da taraftarlara gerekli önem verilmiyor. Federasyonda yazarların, hakemlerin, antrenörlerin, futbolcuların temsilcileri var. Oysa olmayan tek unsur taraftarların temsilcileridir.''
Bulcay, taraftar gruplarının sorunlarını ilgili mercilere taşımak ve tribün terörünü önlemek için taraftarlar birliği kurmaya hazır olduklarını, kendilerine bu fırsatın verilmesini istedi.
ultrAslan Genel Koordinatörü Oğuz Altay ise 3 büyük kulübün 15 yıl önce yaptığı bir anlaşmayla bu sorunu çözdüklerini belirterek, ''15 yıldır da biz bu anlaşmaya sadık kaldık. Bakın Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş taraftarları arasında hiçbir ciddi olay yaşanmaz. Ben Türkiye'de son yıllarda İnönü'de yaşanan olayların dışında ciddi bir tribün terörü olduğuna inanmıyorum. Polisin yanlı davranma ve insani muamele göstermemesi yüzünden bazı olaylar yaşanabilir. Örneğin statlara girişte polisin yaptığı aramalarda çok kötü muamelelere maruz kalıyoruz'' dedi.
Oğuz Altay, herkesin potansiyel suçlu olarak taraftarları gördüğüne dikkati çekerek, şöyle dedi:
''Oysa cezalar eşit olarak uygulansa, yani başkan ve yöneticilere de uygulansa, onlar daha dikkatli demeç verirler. Bu taşın altına hep birlikte elimizi koymamız lazım. Mesela bakın sayın Hıncal Uluç'un son dönemde ultrAslanlar hakkında yazdığı küfür niteliği taşıyan tahrik edici yazıları karşısında tribüne gelen 10 binlerce genç taraftar arkadaşımızın kontrol edilmesi kolay değil. Bu vesileyle çıkacak yeni yasada cezanın eşit olarak uygulanması lazım. Eğer bu konuda olumlu bir şeyler yapılmasını istiyorlarsa tribün liderleriyle kulüp yöneticilerinin işbirliği içinde olması lazım.''
Trabzonsporlu Gençler Grubu adına konuşan Mehmet Fındıkçı ise bütün bu yaygaranın kamuoyunun büyüterek gündeme getirmesi nedeniyle koparıldığını dile getirdi.
Fındıkçı, statlara girişlerde alkol kontrolünün yapılmasını isteyerek, bunun birçok olumsuzluğun önüne geçeceğini savundu.
Mehmet Fındıkçı, şöyle konuştu:
''Biz Türkiye Cumhuriyeti'nin seçilmiş Başbakanlarına yumurta atmıyoruz. İnsanları rahat bırakırlarsa bu tribün terörü olmaz. Askerlerimize kurşun atmıyoruz ki bizi hapse koysunlar. Hayvanları hapse koyarlar. Polisler bizi götürüp bir dağın başında bırakıyorlar. Ne yiyecek bir şey, ne içecek bir şey, ne de ulaşım aracı var. Biz bu ülkenin insanıysak, ülkemizin her köşesine rahat rahat gitmeliyiz. 10-15 kişinin yaptığı olaylar yüzbinlere maledilmemeli. Şiddetse mecliste de şiddet var. Türk milletinin yapısında şiddet var. Sinan Engin, 'Bu arkadaşları gönderelim dağa, terör örgütleriyle çatışsınlar' diyor. Biz onlarla çok çatıştık. Buyursun biraz da kendisi çatışsın. Ben yeni çıkacak sporda şiddet yasasına da karşıyım. Çünkü gençlerimizin spor müsabakaları nedeniyle hapislere atılmasını doğru bulmuyorum. Çünkü cezaevlerinde yeterince insan var.''
Öte yandan, MHP Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak, taraftar gruplarının ''gönüllü şiddet karşıtları organizasyonu'' yapmasını önerdi.
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev