Suna Kan 50 Yıl sonra Boğaziçi'nde çaldı

Ünlü piyano hocası Ferhunde Erkin'le 1961'de verdiği konserin ardından Suna Kan ilk kez dün akşam yine Boğaziçi Üniversitesi konser salonu Albert Long Hall'de çaldı.

Suna Kan 50 Yıl sonra Boğaziçi'nde çaldı
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 03.11.2011 - 12:19

Gürer Aykal yönetimindeki İstanbul Sinfonietta kendisine Vivaldi’nin Dört Mevsim’inde eşlik etti. Konser öncesinde Gürer Aykal “Ülkemizde hiç yapamadığımız şey gelenekleri yaşatabilmek. Keşke her ilde bir Evin olsa” diyerek Albert Long Hall konserlerini 15 yıldır gerçekleştiren Cumhuriyet Gazetesi müzik yazarı, Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Evin İlyasoğlu’na hayranlığını dile getirdi.  Baş kemancısı da olduğu Ankara Oda Orkestrası’nın kuruluşundan beri Suna Kan’la sayısız konser veren şef Gürer Aykal, “Vivaldi’nin Mevsimler’ini Suna Kan ile Avrupa’nın birçok ülkesinde ve bütün Türkiye’de başarıyla çaldık” diyerek o güzel konserlerden anımsadığı birkaç anıyı seyircilerle paylaştı.

Konserin ilk yarısında Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası solist sanatçılarından oluşan İstanbul Sinfonietta hocaları şef Gürer Aykal yönetiminde Çaykovski’nin ünlü eseri “Yaylılar İçin Serenat”ı seslendirdi. Orkestra, ikinci yarıda Türkiye’de oda müziğinin öncüsü, en deneyimli iki ustasıyla “Dört Mevsimler”i büyük bir keyif ve yüksek bir birliktelikte çaldılar. Ayakta dakikalarca alkışlanan sanatçılar konseri Mozart’tan bisle noktaladılar. Bu tarihi konserde Suna Kan büyük bir virtüöz olduğunu bir kez daha gösterdi.

İdil Biret ile adlarına çıkan yasa ile devlet bursu alarak 12 yaşından önce 6 ay Roma’ya, sonra Paris’e giderek müzik eğitimini tamamlayan, Gabriel Bouillon’un öğrencisi olan Suna Kan, müzik yazarı Evin İlyasoğlu ile Cumhuriyet Gazetesi’nde çıkan söyleşisinde  katıldığı yarışmaları şu sözlerle özetliyor; “15 yaşımdan itibaren 20 yaşıma kadar yarışmalara katıldım. O süreç feci bir şeydi. 1954 Cenevre Yarışması’nda birincilik, 1955 Viotti Yarışması’nda birincilik, 1956 Münih Yarışması’nda ikincilik, 1957 M. Long-J.Thibaud Yarışması’nda “Paris Şehri Ödülü”nü aldım. Karşılığında para veriyorlardı, turneler ve konserler organize ediyorlardı. Emprezaryolarla tanışıyor, onlardan yeni teklifler alıyordum. Bizim kuşakta benden başka bu kadar çok yarışmaya giren yoktu. Ayla Erduran Wieniawski yarışmasında ilk altıya girmeyi başarmıştı. İdil Biret hiç yarışmaya girmedi, doğrudan konserlere başladı.” Gene aynı söyleşide; “Sonra yurda dönünce Anadolu’da en çok konser veren sanatçılardan oldunuz. 1961’den itibaren neredeyse her yere gittiniz” sözlerini ise Suna Kan; “Ancak bir kere gitmekle iş bitmiyor ki! Süreklilik gerek. Yerel yönetimlerin sanatçıları davet etmesi, televizyon kanallarında klasik müzik sunulması çok önemli” diyerek yanıtlıyor. 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler