Suriye'ye yaptırımlar tartışılıyor

Türkiye'nin Suriye'ye yönelik açıkladığı yaptırım paketi tartışılıyor. Emekli Büyükelçi İnal Batu, Libya'dan ders alarak hükümet bir hesap yaptığını belirterek, "Çünkü Libya'da yanlış hesap yapılmıştı. Kaddafi kalacak hesabı yapılmıştı ve aynı hatayı yapmamak için bu defa baştan Türkiye hükümeti Esad'ın gideceği yönünde tercihini kullandı ve adım adım ilerliyor" dedi.

Batu, "Hükümetin fazla dolduruşa gelmemesini memnuniyetle karşılıyorum" yorumunu yaparak, "Artık askeri harekat kavramını çağrıştırabilecek açıklamalar yapılmıyor bir ara yapılıyordu. Tampon bölge lafları çıktı. Tahrik ediliyor, bu tür fikirler batıdan empoze edilmeye çalışılıyor buna da yüz vermedi hükümet" dedi.

Suriye halkını cezalandıracak su ve elektrik gibi konularda yaptırım uygulamamasının isabetli bir karar olduğunu vurgulayan Batu, "Artık bu girilen yolda başka türlü hareket edilemez. Hükümet artık dönüşü olmayan bir yola girmiştir. Esad konusunda baştan beri o yolda eğer gideceksek bu yaptırımlar konusundaki tutum yerindedir aşırıya kaçmamıştır. Kraldan fazla kralcı olunmamıştır" şeklinde konuştu.
 

'Yaptırımlar fazla bir şey ifade etmiyor'

CHP milletvekili Osman Korutürk, 2010 yılında İstanbul'da hükümetler arası ortak bir bakanlar kurulu toplantısının yapıldığını ve bu toplantıda ekonomik ağırlıklı 21 anlaşma imzalandığını hatırlatarak, bu anlaşmaların hangilerinin yaptırım kapsamına girdiğini hangilerinin girmediğinin bilinmesi gerektiğine işaret etti.

20 milyar 250 milyon metre küp suyun bir yılda Dicle'den Suriye'ye pompalanmasını içeren su anlaşmasının bu yaptırımlara dahil olup olmadığının önemine dikkat çeken Korutürk, açıklanan 9 yaptırımın esasında çok temel yaptırımlar olduğunu belirterek, "Fazla bir şey ifade eden şeyler değil" dedi.

Körfez trafiğinin Irak üzerine kaydırılacağı açıklandığını da hatırlatan Korutürk, o bölgelerin karışık bölgeler olduğuna işaret ederek, "Neresinden bakarsanız hükümetin Suriye ile ilgili politikasında belirsizlikler var, yetersizlikler var" ifadelerini kullandı.

'İçişlerine aşırı müdahale var'

Korutürk, içişlerine de aşırı bir müdahalenin olduğunu vurgulayarak, "Suriye hükümetine silah ve askeri teçhizat verilmemesi öngörülüyor, Suriye muhalefetine de aynı şeyi yapıyor mu onu da sormak lazım. Çünkü Suriye muhalefetine silah verdiği ve eğitim verdiği şeklinde birçok kaynaklı söylenti var" şeklinde konuştu.

Suriye yönetiminin uygulamalarını onaylamanın mümkün olamayacağını vurgulayan Korutürk, "Onaylamadığımız uygulamalara karşı tabi ki pozisyon almak lazım ama bu pozisyon hiçbir zaman iç işlerine doğrudan müdahale şeklinde olmaması lazım. Ayrıca alınacak olan ekonomik önlemlerin de Türkiye'ye zarar vermemesi gerek" dedi.

Osman Korutürk, "Diplomatik yolları sonuna kadar zorlamak lazım ama hükümet diplomatik yolları zorlamak yerine daha çok baskıyla tehditle ve içişlerine müdahale ile askeri yöntemlere doğru kayar gibi bir izlenim veriyor. Batı da bu yönde en azından teşvik ediyor" dedi.

'Bu yaptırımlar pek fazla etkili olmayacak'

Dışişleri eski Müsteşarı ve emekli Büyükelçi Nüshet Kandemir de, "Bu yaptırım kararları kağıt üzerinde sanki etkinlik yaratacakmış gibi bir görüntü veriyor. Ancak bundan önceki uluslararası kuruluşların aldıkları yaptırım kararıyla kıyaslandığında bu tür yaptırım kararlarının istenen sonuçları vermediği kanaatini taşıyorum" dedi.

Arap ülkelerinin de yaptırım kararlarını alırken çok samimi davranmadıklarını söyleyen Kandemir, "Yaptırım kararlarına baz teşkil eden hususların o kararı alan ülkelerin pek çoğunda da o şartlar mevcut. Eğer bir yaptırım kararı alınacaksa demokrasiden nasibini almamış pek çok Arap ülkesi de orada ona imza atarken oldukça tereddüt etmiştir" şeklinde konuştu.

"Bu yaptırımların eğer Türkiye bunun öncülüğünü yapmayacaksa, yapmasına da gerek yok benim kanaatimce, pek fazla etkili olmayacaktır. Batılılarında bu konuda çok samimi oldukları kanaatini de taşımıyorum."