Suruç katliamı dosyası: Cezasızlığa doğru gidiyor

Mağdur avukatlarından Özlem Gümüştaş, “Suruç’un katilini bulmayanlar, üçüncü ayın sonunda soruşturmada hiçbir ilerleme kaydetmeyenler, IŞİD çetesini ‘terör örgütü’ olarak nitelemeyen, istihbarat eliyle ilişki geliştirenler Ankara katliamının da sorumlusudur” dedi.

Suruç katliamı dosyası: Cezasızlığa doğru gidiyor
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 20.10.2015 - 16:18

Suruç İçin Adalet Platformu, 33 kişinin öldürüldüğü Suruç katliamının üçüncü ayında, soruşturmada yaşanan ihlallere ilişkin rapor hazırladı. Rapora göre, soruşturma dosyasında otopsi raporları bile henüz tamamlanmamış. Dosya, savcıda değil, Terörle Mücadele Şubesi’nde. Ölenlere ait eşyalar, incelendiği gerekçesiyle ailelere teslim edilmiyor. Avukatlar, bombacıların ortaya çıkan ilişkiler ağı yerine, ölenlerin eşyaları üzerinde araştırma yapılmasına mantıklı bir gerekçe sunulmadığını söylüyor. Bombacıların katliam yapmasına göz yuman emniyet görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunulacaklar.

Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturmaya dair “Gözlem ve İhlal Tespit Raporu”, Taksim’deki Makine Mühendisleri Odası’nda yapılan toplantıyla açıklandı. Raporda, katliamdan kurtulanların ifadesinin hala alınmadığı, yapılan tek işlemin ise ölenlerin yakınlarının ifadesinin alınması olduğu belirtildi. Rapora göre, katliamda yaşamını yitirenlerin olay yerinde kalan eşyaları, sırt çantaları ve telefonları Suruç İlçe Emniyeti’nde, Kobane’ye yardım kapsamında toplanan paralar ise ailelere imzalatılan üst arama tutanağından anlaşıldığı kadarıyla, Terörle Mücadele Şubesi’nde tutuluyor. Bu işleme dair avukatlara verilen resmi bir belge yok. Bu eşyalar ve paralar talep ettikleri halde ailelere verilmemiş.

 

“Bende bir şey yok”

Raporda, avukatların savcıyla yaptığı son görüşmenin notları şöyle: “Savcı, ‘otopsi raporları tamamlanamadı. Dosyanın tamamı TEM’de. Bana gelen bir şey yok. Avukatların talepleri doğrultusunda tüm yazışmalar yapıldı. Olay yeri görüntülerinin incelemesi tamamlanmadı’ dedi. Eşyaların teslimine dair talebimize ‘incelemelerinin tamamlanmadığı’ karşılığını verdi. Görüşme sırasında savcının odasında olan TEM polisleri, ölenlerde para bulunmadığını, olay yerinde de yanmış kağıt bulunmadığını söylediler. Maktüllerin eşyarının incelenmesine dair mahkeme kararı görmedik. Bize bu incelemenin amacına dair mantıklı bir gerekçe sunulmadı. ”

 

Polisin kaçırdığı isim...

Raporda, patlamadan önce motosikletle Kültür Merkezi’nin önünden geçen Abdullah Ömer Arslan’a dair bilgiler de yer aldı. Arslan, tanık anlatımlarına göre, kültür merkezinin önünden geçerken bir an yavaşlamış ve başıyla içeriye işaret etmiş. Kısa süre içinde patlama yaşanınca, halk Arslan’ı yakalayarak polise teslim etmiş. Şüpheli önce Kültür Merkezi’ne götürülmüş, kıyafetleri değiştirilerek ve traş edilerek bölgeden çıkarılmış. Arslan hakkında sonrasında nasıl bir işlem yapıldığı ise bilinmiyor. Raporda, olayda ihmali olan emniyet görevlileri hakkında herhangi bir idari soruşturmanın bulunmadığı da vurgulandı.

 

Asıl sorumlu kim?

Mağdur avukatlarından Özlem Gümüştaş, “Suruç’un katilini bulmayanlar, üçüncü ayın sonunda soruşturmada hiçbir ilerleme kaydetmeyenler, IŞİD çetesini ‘terör örgütü’ olarak nitelemeyen, istihbarat eliyle ilişki geliştirenler Ankara katliamının da sorumlusudur” dedi. IŞİD bağlantılı, poliste arama kaydı olan Şeyh Abdurrahman Alagöz’ün hiçbir güvenlik kontrolüne uğramadan Amara Kültür Merkezi’ne girdiğini anımsatan Gümüştaş, “Katliamdan önceki gün Suruç Kaymakamı ile son bir görüşme yapılmış, gençlerin geliş saatleri, konaklayacakları yer ve gidişleriyle ilgili ayrıntılı bilgi verilmiştir. 20 Temmuz günü kültür merkezinin önünde hiçbir güvenlik önlemi alınmamış. Caddede her zaman duran TOMA bile olay günü yerinde yoktur. Polis, patmadan sonra dakikalar içinde oraya gelmiş ve yaralılara gaz atmıştır” diye konuştu.

 

'Aylar önce söyledik'

Gümüştaş, katliamdan bir ay sonra, 21 Ağustos’ta soruşturma savcısıyla görüştüklerini ifade ederek, şöyle devam etti: “Diyarbakır’da HDP mitingine yapılan saldırıya ilişkin soruşturma dosyasının incelenmesini ve Adıyaman’da İslam Çay Ocağı ve Dokumacılar Grubu dosyası hakkında incele yapılmasını talep ettik. Savcı da ‘IŞİD üzerinde durduğunu, failin tüm bağlantılarını araştırdığını, Adıyaman üzerinde derinleştiğini’ söyledi. Adıyaman Emniyeti TEM Büro ile yazışmalar yapıldığını, araştırma başlatıldığını ifade etti. Bunlar yapılsaydı, gün yüzüne çıkan bağlantılara dair tedbir alınsaydı, Suruç etkin araştırılsaydı, Ankara katliamı yaşanmazdı. Ortada kasıt var. Suruç katliamına dair, savcının önünde bir soruşturma dosyası olduğuna inanmıyoruz. Dosyanın TEM’de olmasını, delil karartma süreci olarak değerlendiriyoruz. Savcılık da gizlilik kararıyla buna zırh büründürüyor.”

 

Tazminat istemediler

Gümüştaş, katliama dair idari tazminat süresinin dolduğunu da dile getirerek, “Katliam mağdurlarının ‘terörden doğan zararın’ giderilmesi yönünde bir tazminat talepleri olmadı. Adalet için ceza soruşturmasının sonucunu bekliyorlar” dedi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon