"Süvari vizyonuyla yöneteceğiz"

İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, tüm ekip olarak bundan önceki dönemde olduğu gibi daha dinamik, daha interaktif ve yaptıklarının daha fazla fark edildiği bir İş Bankası için çalışmayı sürdüreceklerini belirterek, ''Devraldığımız varlığı İş Bankası'nın yerleşmiş kurumsal kültürünün çizgisini takip ederek kısıtlı bir rodeo vizyonu yerine, geniş ufuklara yöneltecek bir süvari vizyonuyla yöneteceğiz'' dedi.

Yayınlanma: 22.04.2011 - 08:41
Abone Ol google-news

Göreve geldikten sonra ilk röportajını veren Bali, İş Bankası Genel Müdürlüğü görevinin profesyonel yaşamda ve iş hayatında gelinebilecek belki de en anlamlı görevlerin başında olduğunu vurguladı. Bali, bu konudaki düşüncelerini, ''Çok büyük bir heyecan duyuyorum, ama bundan daha önemli, daha ağırlıklı olan sorumluluk duygusu... Ben bunun fazlasıyla bilincindeyim. Burası çok geniş bir aile. Çalışanlar, sadakatle bağlı müşteriler, hissedar yapımız, yaygın ve kurumsal nitelik taşıyan hissedarlarımız, iştiraklerimiz, kurucumuz Atatürk'ün çizdiği misyon, kuruluş yıllarından bu yana prensipler... Bunları düşündüğümüz zaman hakikaten ağır bir sorumluluk'' şeklinde dile getirdi.

İş Bankası'nın kendi gelenekleri bulunduğunu ve dışarıdan yönetici transfer etmediğini hatırlatan Bali, ''Kendi kaynaklarımızla yürüyoruz. Kendi kaynaklarımızla ölçek itibariyle yeterli, verimli, etkin çözümler üretmek bize bugüne kadar yetti, şu ana kadar olduğu gibi bundan sonra da yeteceğine inanıyorum. Dolayısıyla bu süreçlerin sonunda bankamızın yetkili kurulları tarafından bir seçim yapılmış durumda. Ben bütün ekip arkadaşlarımla beraber fedakarca çalışarak, devraldığımız bu mirasın hakkını vererek, buna layık olarak bu mirası daha yüksek noktalara çıkartmamız gerektiğini düşünüyorum. Esas duygum, konsantrasyonum şu anda tamamen budur'' diye konuştu.

Atanmasıyla birlikte bankanın üst yönetiminde gerçekleştirilen değişikliklere dair de Bali, şu değerlendirmeyi yaptı:
''Kendi ekibim yok, İş Bankası'nın ekibi var. Hep böyle ola gelmiştir. Yeni atanan 7 genel müdür yardımcımız... Bu kişiler, bankada en kıdemsizi 20 yıldır çalışan en kıdemlisi de 25 yıldır çalışan, bu ülkenin seçkin okullarından mezun olmuş, ticari, bireysel bankacılığın her alanında farklı görevler yapmış, şube deneyimlerinden geçmiş, bugün bu bankada, başka finansal kuruluşta, bürokrasi ya da endüstriyel işletmelerde her zaman çalışabilecek altyapıya sahiptirler... O bakımdan düşünüldüğünde yeni ekibimiz, birikim ve yetenekleriyle İş Bankası'nın ölçeğine, tarihiyle ve birikimiyle ülkenin en büyük özel bankasının kendi içinden doğal olarak yönetici yetiştirme geleneğine uygun tarzda örneklerdir. Bunlarla da sınırlı mı? Asla değil. Biz, belli bir dönemin belli ihtiyaçlarına göre yaptığımız önceliklendirmelerle böyle bir çalışma grubu oluşturuyoruz. Bu, farklı bir çalışma biçimini ifade etmiyor. 7 sayısı, samimi söylemek gerekirse böyle değerlendirilebilir. Şunu da söylemeliyim; emekli olan ve bu kuruma kattıkları değerlere çok müteşekkir olduğumuz büyüklerimiz açısından bakıldığında, normal, olağan bir görev devir teslimi, bayrak yarışı gibi düşünülecek bir olgudur. En azından görev süreleri itibariyle baktığınızda bunun bir kesinti veya kopuş gibi algılanması mümkün değil. Nitekim ilişkiler, her İş Bankalı'nın sahip olduğu karşılıklı anlayış ve fedakarlık düsturu içinde olmuştur. Arzu etmediğimiz gelişme de oldu. Benim o konuda söyleyebileceğim tek şey; yine bu kuruma çok ciddi değerler katmış büyüklerimiz bakımından biz o noktaya gelinmesini tabii ki arzu etmezdik. Ama kişisel kararlara da saygı duymaktan daha öte söyleyebileceğim bir şey yok.''


''Ticari kredilerde açık ara öndeyiz''

İş Bankası'nın toplam kredilerdeki rakamlarının benzer ölçekli bankaların rakamlarına yakın gibi görünmesine karşın, ticari kredilere bakıldığında açık ara farklar görüldüğünü, İş Bankası'na en yakın bankadan 1 milyar dolar civarında, izleyen iki bankadan ise 7 milyar dolar civarında önde olduğunu vurgulayan Bali, ''(ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz) denilir. Biz işimizi yaptığımız zaman zaten onun alıcısı olur hissiyatı içindeyiz. Ama bunları sunmak da lazım. Zaman zaman pozisyonumuzun bu olmasına karşılık, öyle algılanmadığımızı maalesef gördüğümüz oluyor. Biz, bu konuda çok net bir şekilde pozisyon almış bir bankayız. Sadece olumlu işler açısından da değil. Özellikle kriz dönemlerinde bu özelliğimiz müşterilerimizde, firmalarımızda tek tek karşılığını bulmakta'' diye konuştu.
Kriz sırasında işi bozulan, krizden etkilenen, ödeme niyeti olduğu halde probleme düşmüş olan müşterileri için her tür esnek çözümü yarattıklarını dile getiren Bali, ''Biz 12 bin adedin üzerinde ticari müşterimizin 1,2 milyar TL'nin üzerinde ticari kredisini yapılandırdık. Bu yapılandırma, rutin belirli bir standart esaslarla değil... Her vaka hangi ihtiyacı gösteriyorsa ona göre yapılandırdık. Ödemesiz, düzenli, düzensiz ödemeler gibi. Yeter ki o değeri muhafaza edelim diye... Çünkü şuna inanıyoruz; bu ülkenin en kıt değerlerinden biri sermayedir. Zar zor bir yere getirilmiş, yaratılmış değerleri heba etmek bu kuruluşun asla yol açacağı bir durum olamaz. Biz, orada kendimize çok özel bir misyon biçiyoruz'' dedi.

Yurt dışına ilişkin ise Bali, Türkiye'nin aleyhine reyting farkının, iş hayatında borçlanma maliyetleri, vadeler, hacimler ve erişilebilen piyasalar gibi birçok faktörü etkilediğinin altını çizerek, global kriz ile sürecin dışarda kesintiye uğradığını söyledi. Bali, bunun aslında çok ciddi bir mola olduğuna dikkati çekerek, şu değerlendirmeyi yaptı:
''Türkiye ekonomisine, Türk sermayeli kuruluşlara her alanda verilmiş bir fırsattır, moladır. Biz çıtayı daha üst bir noktaya koyabilmek için ummadığımız, bizim dışımızda nedenlerle oluşan bir imkan yakaladık. Bunun farkında olmalıyız. Krizin bizi az etkilemiş olması ve bu defa krizden büyük zarar görmüş olmamamızla yetinmemeliyiz. Bunun bir atak gerekçesi olması gerektiğini düşünüyorum. En fazla biz kendi ödevimizi iyi yaparak, kendi reytingimizi yükselterek bu farkı daraltacağımızı düşünürken, onların reytinginin de aşağıya gelmesi suretiyle dışımızda nedenlerle sürecin lehimize geliştiğini gördük. Bu, fonlama maliyetleri, vade, hacimler, erişebileceğiniz piyasalar ve yatırımcı tabanı açısından yeni imkanlar, yeni fırsatlar sunuyor. Bunun farkında olmamız lazım. Şimdi artık en azından bugünkü pazar paylarını korumak değil, o geçmiş dönemin paradigmasıydı, şimdi bu pazardaki rollerimizi daha hakim kılacak, onu perçinleyecek ataklar yapmayı hedeflememiz lazım. Biz de kuruluş olarak onu düşünüyoruz. Bu, karlılığımızı koruyarak yapılmak durumunda olan bir şey. Yurt dışı ayağında da bütüncül bir stratejiyi gerektiriyor. Çünkü bu reyting farkı daraldığı sürece yurt içinden ve yurt dışından temin ettiğiniz görece maliyet, vade, hacim, yatırımcı tabanı bazında farklılaşan imkanlar dışınızdaki piyasalarda da artık aktif yaratabilme imkanları sunuyor. Bunun oluşabilmesi için fiilen orada olmanız gereken piyasaları da hedeflemeniz gerekir. Bizim yurt dışı ayağımız, yurt dışı ayaklı stratejimiz büyük ölçüde buna dayanıyor. Dolayısıyla bölgesel bir oyuncu olma iddiası, vizyonu bu bakımdan önemli.

"Kısa sürede sonuç alırız"

Bank Sofia için Rusya'daki yetkili makamlardan bütün izinleri tamamladıklarını, şu anda hisse devir işlemlerinin sürdüğünü, dolayısıyla başka özel bir aksilik olmazsa bu konuda kısa süre içinde sonuç almayı düşündüklerini belirten Bali, yurt dışı alımlarında büyük ölçüde Türkiye'nin ciddi ticari işbirliği içinde bulunduğu ülkelere yöneldiklerini, yurt dışı ayağına ilişkin alt stratejileri doğrultusunda pozisyon alabilecekleri ülkelerde fiziki varlık olarak da bulunmak istediklerini söyledi.

Bunun için ticari, siyasi ve kültürel ilişkilerin söz konusu olduğu bütün piyasaları yakından izlediklerinin altını çizen Bali, şöyle konuştu:
''Balkanlar, Orta Doğu dahil yakın coğrafyamızda yer alan diğer ülkeleri de izliyoruz. Bu, hep izlememiz gereken dinamik bir süreç. Aslında mevcut yapımız dikkate alınırsa İş Bankası'nın bu konuda çok farklı bir strateji izleyeceğini söylemek, geçmişimize biraz haksızlık olur. Biz, kuruluşundan 8 yıl sonra 1932 yılında Hamburg ve İskenderiye'de şube açmış bir bankayız. İş GmbH'nın yüzde 100'üne sahip olduğumuz Almanya'daki bankamızın Fransa, Hollanda ve İsviçre'de toplam 15 şubesi var. Bankamız, Bulgaristan'da bir şube açmak üzere. Yine Londra, Bahreyn ve şubat ayında faaliyete geçen Erbil şubeleri var. KKTC'de en fazla şubesi olan özel banka biziz. Bir şube daha açmayı planlıyoruz, bununla birlikte 14'e çıkıyoruz. Suriye'de temsilcilik çalışmalarımız sürüyor. Azerbaycan'da şube için çalışıyoruz. Şu anda yine yurt dışı konsantrasyonumuza hizmet edecek yakın coğrafyamızdaki bütün ülkelerle ilgiliyiz. İştiraklerimizin de bu konuda atılımlarını görüyoruz, başta Şişecam olmak üzere... Dolayısıyla İş Bankası'nın yurt dışı misyonu da en az yurt içi kadar ve onunla bütüncül mahiyette yönetilmektedir.''

İş Bankası Genel Müdürü Bali, aslında yurt içi piyasanın tükenmediğini, 2008'e doğru Türkiye'ye yönelen bankacılıktaki yabancı sermaye olgusunda olduğu gibi büyük ölçüde olgunlaşmış ve imkanları daralan bir piyasadan dışardaki piyasalara keşif anlamında bir hareketin söz konusu olmadığını belirterek, şu yorumu yaptı:
''Bizimki yurt içinde penetrasyon imkanlarını bütüncül manada değerlendirecek, eşanlı yürütülecek bir strateji... Bunun için de geçmişe döndüğümüz zaman, yapabileceklerimiz bakımından bizi ciddi anlamda cesaretlendiren olgular görüyoruz. Bu konudaki ufkumuzun genişliği büyük ölçüde geçmişteki vizyonla çok ilişkilidir. Bu banka, Türklerin bankacılık yapamayacağı iddia edilen bir ortamda kurulmuş. Bu defa iddia bir miktar aşağı alınmış, 'Türkler yurt dışında bankacılık yapamaz' demişler. Yurt dışında nasıl bankacılık yaptığımızı artık dünya alem biliyor. Bizim bu konuda geçmişten gelen cesaretle, bu işleri farklı liglere, farklı seviyelere getireceğimize dair hiçbir kaygımız yok. Ufkumuz ziyadesiyle geniş. Onun için gerek bölgesel bir güç oluşturmak, gerekse dünya ölçeğinde etkili bir oyuncu olma vizyonu bizim için baştan kabul görmeyecek bir iddia değildir.''


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler