"Tahliyelerden sadece memnuniyet duyulur"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu toplantısı sona erdi.

Toplantının ardından açıklamalarda bulunan Arınç, "Odatv" davası kapsamında tutuklu olarak yargılanan gazeteciler Nedim Şener, Ahmet Şık, Sait Çakır ve Coşkun Musluk'un tahliye edilmesine ilişkin, "Tahliyelerden sadece memnuniyet duyulur" dedi.

Arınç, Özellikle gazeteci kimlikleri olan insanların 375 gün, bir yıldan daha fazla tutuklu kalmalarının üzüntü verici olduğuna dikkat çekerken, "Ben daha evvel daha önce yaptığım konuşmalarda uzun tutukluluk sürelerinin mağduriyete yol açabileceğini söylemiştim" ifadesinde bulundu.

İddianame ile haklarında yargılama yapılan bu kişilerin iddianamede kendilerine isnat olan suçların ağır cezalık suçlar olduğunu belirten Arınç, "Ancak bugün mahkemenin verdiği tahliye kararına çok dikkat etmek lazım. Karardaki gerekçe fevkalade önemlidir. Doğru olan budur. Bugüne kadar bunun uygulanmamış olmasını aslında sorgulamak gerekir. Kişisel düşünce olarak söyleyeyim suç vasfının değişme ihtimali ceza hukukunda çok önemlidir. Tutukluluk süresinin bir hayli uzun olması çok önemlidir.

Toplanan deliller ve diğer sebeplerle de bir şüphelinin, sanığın tahliyesine karar veriliyorsa bunun çok önemli bir karar olduğunu söylemek isterim" dedi. Esasen bütün sanıklar için buna dikkat etmek gerektiğini dile getiren Arınç, şunları kaydetti:
"Çünkü uzun tutukluluk bir cezaya dönüşmemelidir. Delillerin toplanmış olması, kaçma ihtimallerinin kalmaması gibi sepelerler ile derhal tahliyelerine karar vermek gerekir. Suç vasfının değişmesi çok önemlidir. Çünkü iddianame ile bu gün gelinen nokta arasında bir farkın olduğu mahkeme tarafından kabul edilmektedir. Tabi yargıyı etkilemek veya verdiği kararı tahlil etmek durumunda değilim ama bizim bildiğiniz gibi yargının hızlandırılması ile ilgi bir tasarımız TBMM'ye sevk edilmiştir.

Adalet Bakanımız tarafından yapılan sunumda da; bundan sonra mahkemelerin tahliye taleplerini ret kararlarının gerekçeli olması gerektiği hüküm altına alınmıştı. Bugünlerde görüşülmesi muhtemel olan bu tasarı çok haklı olan bir noktaya temas ediyor. Umarım ki bu gerekçelere dayanarak mahkemeler ellerindeki dosya ve ilgili sanıklar hakkında belki daha farklı kararlar verebilecektir. Yani tahliye taleplerinin basma kalıp bir takım sözler ile reddedilmiş olması ceza hukukunda sürekli eleştirilirdi. Hem tutuklamalarının hem tahliyelerin gerekçeli olması asıldır. Mahkemenin buna uymuş olmasını ben doğrusu olumlu bir gelişme olarak görüyorum."