Tarihe resimle bakmak
Rezan Has Müzesi'nin 2007'den beri düzenlediği koleksiyon sergileri, "Türk Resim Sanatının Bir Asırlık Öyküsü II" ile devam ediyor.
Türk resim sanatına farklı örnekler eşliğinde yeni bir bakış açısı sunmayı hedefleyen sergi, aynı zamanda uzun yılların çabasıyla bir araya getirilmiş özel bir koleksiyonun da öyküsünü anlatıyor.
Rezan Has Müzesi, Türk resim sanatının öyküsünü anlatmaya Ahu-Can Has Koleksiyonu ile devam ediyor. HSBC Bank AŞ’nin desteği ile gerçekleşen ve 30 Nisan’a dek sanatseverlerin ziyaretine açık olan “Türk Resim Sanatının Bir Asırlık Öyküsü II, Yüzyılın Tablosu” sergisi, sadece klasik Türk ressamlarının eserlerini değil, 19. yüzyılda bu toprakları ziyaret etmiş olan Avrupalı sanatçıların ve günümüz modern Türk resim ustalarının eserlerini de taşıyor. Rezan Has Müzesi, serginin yanı sıra hazırladığı katalogla da resim sanatının asırlık öyküsüne doğru bir yolculuğa çıkarıyor.
Koleksiyon yaklaşık 30 yıllık bir geçmişe sahip. Can Has, katalogtaki önsözünde “Topladığımız eserlerin kimi zaman sanatçıları, kimi zaman belgesel nitelikleri, bazen hikâyeleri, bazen de kompozisyon olarak sıra dışı olmaları seçimimizde etkili oldu. Koleksiyonumuzun gelişip, olgunlaştığını, resim sanatımızın gelişim sürecini olabildiğince kapsamlı bir şekilde anlatır bir konuma eriştiğini düşündüğümüzde sergiyi açmaya karar verdik. Katalog da eserler için bir referans kaynağı olarak tasarlandı” diyor. Sergide, Oryantalist dönemden başlayarak günümüze kadar farklı ressamların, dönemin sosyo kültürel, ekonomik yapısını işledikleri eserler bir araya geliyor. Gündelik yaşam ve mimarinin yansıtıldığı bu eserler sayesinde, Türk resim sanatının gelişimine şahit olurken aynı zamanda bir tür tarih okuması olan sergi ile Türkiye’de modernizmin gelişiminin, resim sanatı bağlamında değerlendirilmesi amaçlanıyor. Koleksiyonda, Fausto Zonaro, Alberto Pasini, Fabiust Brest gibi oryantalist ressamlardan; Osman Hamdi, Şeker Ahmet, Halil Paşa, Mahmut Cûda ve Feyhaman Duran gibi Türk Resim Sanatı’nın önemli isimleri ile çağdaş ressamlardan Erol Akyavaş, Burhan Doğançay ve Kemal Önsoy gibi sanatçıların en iyi eserlerinden örnekler yer alıyor. Seçilmiş 100 özel eserin iki ayrı salonda teşhir edileceği sergide oryantalistlerden, ilk Türk empresyonistlerine, D Grubu ressamlardan, günümüze; Türk resim sanatının önemli eserlerini birarada görmek mümkün. Ayrıca Türk resim sanatının en önemli natürmort ustası sayılan Süleyman Seyyid’in bir yapıtının eksikliğine de İbrahim İper, kendi koleksiyonundan katkı sağlayarak destek olmuş.
Prof. Dr. Kıymet Giray, Türk resminin bir asırlık öyküsü değerlendirmesini, özellikle yıllar, yollar ve izler üzerine kurmuş. Giray, giriş yazısında Osmanlı ressamlarının ellerine fırçalarını alıp resimler yapmaya başlamalarının üzerinden bir buçuk asra yakın zaman geçtiğinden söz ediyor: “‘Ressam’ yetiştiren sistemin resmi olarak kabulüyse 126 yıl öncesine tarihlenmektedir. Bir insan ömrü için uzun olsa da, bir sanat dalının gelişimi açısından düşünüldüğünde çok kısadır.”
Sergide ve katalogda resim sanatının Osmanlı İmparatorluğu’nda sarayın isteği doğrultusunda sanat dalları arasına katılmasından, 19. yüzyılın sonlarında yapılan resimler ve heykellere, askeri okullarda yetişen genç ressamlara, kadın ressamların sürece dahil oluşuna kadar gelişimi izlemek mümkün. 1911-28 yıllarında Türk resim sanatındaki kökten değişimin ilk adımları, 1920’li yılların ortasında tanışılan modernizm hareketi ve bu kavramın ortaya çıkışıyla birlikte avant-garde, öncü atılım, yenilik kavramlarının farkına varılması, Avrupa resim sanatıyla etkileşimler görülebilir. Cumhuriyet’in 10 yılını tamamladığında sanatın ve kültürün bir devlet politikası olarak güdümlenişinin ardından yaşanan gelişmelerle beraber de “Türk Resim sanatının bir asırlık öyküsü içinde açılan yollardan geçen sanatçılar, kronolojik sistem içinde gelişimlerini tamamlarken, izler, izmler üzerinden geçerek günümüze kadar uzanan resim tarihimize yapıtlarıyla yeni aşamalar kazandırmaya çabalarlar” diyor Prof. Dr. Giray.
Bir asırlık öyküyü, elbette bir yazıya sığdırmak zor. O yüzden sergi 30 Nisan’a dek Rezan Has Müzesi’nde mutlaka görülmeli. Katolog ise önemli bir arşiv niteliğinde.
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi