Tatlıyla acı art arda

Serkan Salihoğlu, başka bir insan olma arzusu taşıyan 17 karakterin anlatıldığı oyun için "En fazla gülünebilecek noktanın ardından aslında güldüğümüz şeyin göründüğü gibi olmadığını yüzümüze vuruyor. Tatlıyla acı, farklı tabaklarda ama art arda servis ediliyor" diyor.

Tatlıyla acı art arda
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 05.01.2013 - 09:24

“Değişebilseydik eğer”, “Olduğumdan başka biri olabilseydim…”, “Bir dilek tutsaydım eğer” diyor oyundaki karakterler… Başka bir insan olma arzusu taşıyan 17 karakter, bir apartmanın en alt katındaki Çin-Thai-Vietnam lokantası Altın Ejderha’da “buluşuyor”...

Alman oyun yazarı Roland Schimmelpfennig’in 2010 yılında yazdığı, ödüllü politik komedi türündeki “Altın Ejderha”, Dot’ta, Serkan Salihoğlu çevirisi ve rejisiyle sahneleniyor. 2010’da Almanya’da Lars Ole Walburg’un rejisiyle sahnelenen oyunun yönetmen yardımcılığını da yapan Salihoğlu, aynı kostümle, hızlı karakter değişimleriyle ne kadar ikiyüzlü bir dünyada yaşadığımızı 17 oyuncu yerine bu kez beş oyuncu aracılığıyla anlatıyor.

“Anlatıyor, sözü çok önemli” diyor Salihoğlu: “Bu oyunu 17 kişiyle de yapabilirdim, ama o zaman her rol bir kişinin üzerinde kalırdı ve seyircide bir özdeşleşme gerçekleşmesi ihtimali artardı. Bu da seyircinin genel fotoğrafı görmesini engelleyebilirdi. Yazar, oyunun bütün kartlarını açık oynadığını söylüyor. Buna örnek olarak her sahne başında verilen mekân tanımlamalarını ve reji notu olarak nitelendirdiğimiz sessizliklerin söylenmesini verebiliriz. Sonuçta yazarın bu anlatım biçimini tercih etmesiyle hemfikir oldum.”

 

‘Hayata dair doğru sorular’

“İstanbul gibi bir tüketim şehrine bu oyun çok uyuyor”
diyen Serkan Salihoğlu, oyundaki karakterlerin hayatlarından memnun olmamalarını ise “Başka hayatlara özenip, kapitalizmin aşıladığı açgözlülüğe kapılarak kendi hayatlarından mutlu olmayı kaçırıyorlar” sözüyle özetliyor.

Seyirci, oyunu izlerken hem çok gülüyor hem de güldüğüne utanıyor. İnsanı güldüğüne utandıran bir kara mizah aslında. Peki oyunu sahnelerken bu dengeyi nasıl tutturdu?

“Trajik durumların farklı formalara büründürülüp komik olarak resmedilmesi, seyircinin hikâyeye kendini teslim etmesindense oyundaki sosyo-politik eleştirinin iyi anlaşılmasını amaçladım. Bu bir aşama. Daha ilerisi, seyircinin bu sorunları fark etmelerini ve yaşadığımız hayata dair doğru soruları sormalarını sağlamak. Bunun dozunu ayarlamak gerçekten çok önemli. Kırılma noktaları var yer yer. Ve artık en fazla gülünebilecek noktanın ardından aslında güldüğümüz şeyin göründüğü gibi olmadığını yüzümüze vuruyor. Tatlıyla acı, farklı tabaklarda, ama art arda servis ediliyor.”

Barbiefucker, Ağustos Böceği, Dişi Ağrıyan Asyalı...

Dişi Ağrıyan Asyalı, Ağustos Böceği, Kırmızı Elbiseli Kadın, Çizgili Gömlekli Adam, Barbiefucker, Birinci Hostes... Oyunun beş oyuncusu Köksal Engür, Deniz Türkali, Ece Dizdar, Enis Arıkan ve Saim Karakale, 17 karakteri hızlı geçişlerle oynuyor. Deniz Türkali gençlerle çalışmanın ona çok şey kattığını ve prova sürecinde çok eğlendiklerini söylüyor. Köksal Engür her oyunun oynanış biçiminde bir püf noktası olduğunu ve o püf noktası yakalandığında her şeyin çok basit ve eğlenceli olduğunu vurguluyor. Ece Dizdar söze giriyor ve o püf noktasını provalar başladıktan iki ay sonra yakaladığını söylüyor. Enis Arıkan da oyundaki hızlı karakter değişiminden söz ediyor. Arıkan, “Hızlı geçişlerde, dönüşümlerde, seyirciye anlatırken bir anda oynamaya başlamak, sonra tekrar seyirciye dönmek... İlk başta bir tereddüt yaşadık, ama sonra eğlenmeye başladık” diyor. DOT’un yeni oyuncularından Saim Karakale de Bu oyunla mesleğimi anlamaya başladım” diyor.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler