Telekulağa ceza yok!

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu hakkında Silivri Başsavcılığı’nca hazırlanan fezlekenin dayanaklarını da ortadan kaldıran tasarıda geçici bir madde yer aldı. Bu madde, “31 Aralık 2011 tarihine kadar basın yayın yoluyla veya sair düşünce açıklama yöntemleriyle işlenip adli para cezasını gerektiren veya üst sınırı 5 yıl hapis olan suçlar”ın dolaylı affını öngörüyor. Buna göre, bu tarihe kadar düşüncesini açıklayarak herhangi bir suç işleyen kişi hakkında başlatılmışsa soruşturma, açılmışsa dava, verilmişse de cezanın infazı durdurulup 3 yıllığına ertelenecek. Kişi bu süre zarfında benzer bir suç işlerse eski soruşturması veya davası kaldığı yerden devam edecek. 3 yıl içinde benzer suç işleyen kişi, bu afla infazı durdurulmuşsa tekrar cezaevine konulacak. Tasarıda, suç türü sınırlaması getirilmiyor. Bu nedenle düşünce açıklayarak suç işleyen ve bu işlediği suçun cezası, ne kadar olursa olsun adli para cezasını veya üst sınırı 5 yıl hapsi öngören her kişi bu erteleme hükümlerinden yararlanabilecek.

Bu durumda üst sınırı 5 yıl olan örgüt propagandası suçu, yine üst sınırı 2 yıl hapis olan Türklüğü ve devlet kurulmanı hakaret suçu, adil yargılanmayı etkilemeye teşebbüs suçu, kişilere karşı hakaret suçu gibi suçlarla ilgili soruşturma ve davalar ertelenecek. Bu suçlardan hüküm giyip cezaevinde bulunanlar da salıverilecek.

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun 6 aydan 2 yıla kadar hapis olan cezası 1 yıldan 3 yıla çıkartıldı. Gizli dinleme yoluyla kayıt ise 1 yıldan 3 yıla kadar hapisten, 2 yıldan 6 yıla kadar yükselecek. Haberleşme içeriklerini ifşa edenlere ceza 1 yıldan 3 yıla kadar hapisten, 2 yıldan 5 yıla yükseltildi. Kişiler arasındaki konuşmaları dinleyen, kaydeden kişilere verilecek ceza ise 2 aydan 6 aya kadar hapisten, 2 yıldan 5 yıla yükseltildi.

Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal 6 aydan 2 yıl yerine 1 yıldan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılacak. Gizliliğin görüntü veya ses kaydı ile olması halinde verilecek ceza ise 2 yıldan 6 yıla kadar hapis olarak belirlendi. Cezalar artmasına karşın, daha önce gündeme gelen ancak yoğun eleştirilerden sonra vazgeçilen bir düzenleme de tasarıda yer aldı.  Haberleşme içeriklerini tarafların rızası olmadan yayımlama suçundan ceza verilebilmesi “hukuka aykırı olma” kriterine bağlandı. Buna göre, iddianamede ya da dosyada yer aldığı, bu nedenle “hukuka uygun” olduğu gibi gerekçelerle özel hayata ilişkin konuşmalar bile ifşa edilebilecek. Ya da yasadışı kaydedilmiş bir ses veya görüntü kaydının internet ortamında yayınlanmasından sonra “kullanılması” suç olarak değerlendirilmeyecek.

Tasarı, Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 251. maddesinin 8. fıkrasını kaldırılmasını öngörüyor. Bu fıkra, özel yetkili savcılıkların yürüttükleri soruşturmalar için, “Türk Silahlı Kuvvetleri kıt’a, karargâh ve kurumlarından istemde bulunulması hâlinde istem, yetkili amirlikçe değerlendirilerek yerine getirilebilir” hükmünü içeriyor.Tasarının bu hükmü kaldırarak yasalaşması halinde özel yetkili savcılar, askeri birimlerden izin almaksızın askeri mahallerde arama yapabilecekler.