'Terörün nedenlerinden biri Irak'taki istikrarsızlıktır'
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, ''Bugün terörle başımızın belada olmasının nedenlerinden birisi, Irak'ın işgal edilmiş olmasıdır, Irak'ta meydana gelen istikrarsızlıktır'' dedi.
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, AKP Kocaeli İl Başkanlığı'nca Gebze'deki Osman Hamdi Bey Kültür Merkezinde gerçekleştirilen ''İlçeler Buluşuyor, İlçeler Konuşuyor'' toplantısında yaptığı konuşmada, ülkenin her türlü sorununu hızlı bir şekilde çözüme kavuşturarak, milletin ve ülkenin hak ettiği yere yükseltmek için çalıştıklarını söyledi.
Ekonomide, siyasette, hukukta, eğitimde, sağlıkta, altyapıdaki eksiklikleri telafi ederek, bunları millete yakışır noktaya taşımak istediklerini ifade eden Ergün, şöyle konuştu: ''Bunun için samimi olmak önemli. İçtenlikle bir konuya eğilmek önemli. Her konu hızlı bir şekilde çözülememiş olabilir, bitmemiştir henüz. Hayat devam ettiği sürece problemler bitmez. 'Çocuk büyüse' denir, büyüdüğünde dert de büyüyor değil mi? Sonra, 'şimdi bir evlendirsek' denir sonra 'iyi bir işi olsa'... Hayatta her gün yeni hedefler olur. Evi, arabası olsa, evin eksiği biter mi, bitmez. Hayat da böyle. Biz bir problemi çözeceğiz başka bir problem çıkacak ve onu da çözmeye çalışacağız ama önemli olan samimiyet. Samimi olarak bir ülkenin sorunlarıyla meşgul olmaktır önemli olan. Gebze'de altyapı sorunu var mesela. 'Varsa var' diyebilir miyiz? İmkanlarımıza bakacağız ve planlarımız dahilinde çözmeye başlayacağız. Çözmeye başladık mı, önemli mesafe aldık mı? Aldık. Biter mi? Bitmez. Yenileri çıkacak hayatın akışına göre.''
Bazı okullarda öğretmen açığı bulunduğunu ve bilgisayar sınıfı olmadığını ifade eden Ergün, eğitim sorunlarını çözüme kavuşturmak için, yüzde yüz eğitime destek kampanyaları açarak sanayici ve iş adamlarının da elini taşın altına koymalarını istediklerini söyledi. Sağlık sorunlarının giderilmesi için önemli projeleri hayata geçirdiklerini vurgulayan Ergün, ''Halkımız niye kolay ulaşmasın ilaca? Niye iyi hastanelerde tedavi görmesin? diye projeler hazırladık ve önemli mesafe aldık. Köylerde insanlar kızakla eşekle hastaneye getirilmeye çalışılıyordu kar ambulansları yaptık. Sağlıkta bir derdimiz kalmadı mı? Daha çok işimiz var ama baştan dedik ya bu sorunu çözmek için samimi bir çaba harcanıyor'' şeklinde konuştu.
Dış ticaret ve işsizlik
Sanayi ve Ticaret Bakanı Ergün, yılların birikimi işsizlik sorununun çözümü için çalıştıklarına değinerek, şöyle devam etti: 'Nüfusumuz genç. Bu avantaj aslında. Köyden kente göç var. Şimdi eskisi gibi değil ki. Şimdi kız çocukları da okuyor, meslek sahibi oluyorlar, çalışmak istiyorlar. Yani kadınların iş gücüne katılımı da artıyor haklı olarak. Teknoloji de gelişiyor Türkiye'de. Eskiden on kişinin yaptığı işi bir kişi yapıyor Makinelerde. O zaman ne yapmamız lazım? daha hızlı büyümemiz lazım ki işsizlik oranını azaltalım. Sadece ürettiklerimizi tüketmemiz yetmez dünyaya da satmamız lazım. Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, bakanlarımız, iş adamları, sivil toplum kuruluşları, ticaret ve sanayi odaları ile dünyayı dolaşıyor. Yeni ilişkiler kuralım dünyayla, komşularımızla problemlerimiz varsa halledelim çözelim, ticareti artıralım. Dış politikayı buna göre yapıyoruz. Bazen diyorlar ki 'ne yapıyorsunuz, dünyayı geziyorsunuz.' Geziyoruz da dünyayı görme meraklısı değiliz. Gittiğimiz yerde serbest ticaret anlaşması yapıyoruz, vizelerin kaldırılması anlaşması yapıyoruz, çifte vergilendirmenin önlenmesi anlaşması yapıyoruz, karşılıklı ticaretin artırılmasıyla ilgili anlaşmalar yapıyoruz.''
Türkiye'nin 2002 yılında 36 milyar dolarlık ihracatının, 2008'de 132 milyar dolara kavuştuğunu kaydeden Ergün, ''Komşularıyla hiçbir şey alıp satmayan bir Türkiye yerine komşularıyla ticareti 3-4 kat artan bir Türkiye oluşuyor. Avrupa, Asya, Afrika, Karadeniz Ekonomik İşbirliği ve Kafkasya ile ticareti 5 kat artan bir Türkiye meydana geliyor. 2002'de 3 bin 500 dolar olan milli gelir, fert başına 10 bin doların üstüne çıkıyor. 2002'de 240 milyar dolarlık bir üretim yapılan Türkiye varken, 2008'de 750 milyar dolarlık bir Türkiye'ye ulaşmış oluyoruz'' diye konuştu.
Ekonomide 2023 hedefi
İşsizlik oranını aşağı çekmek için üretimin artması gerektiğini kaydeden Ergün, Cumhuriyetin 100. yılı olan 2023'te ihracatın 500 milyar doları aşmasının hedeflendiğini bildirdi. Gayri Safi Milli Hasılanın 20 bin doların üzerine çıkması, yaklaşık 2 trilyon dolarlık bir üretim gücüne ulaşan bir Türkiye'nin 2023 yılında dünyanın ilk büyük 10 ekonomisi içinde yer almasının amaçlandığını kaydeden Ergün, şöyle devam etti: ''Şimdi dünyanın ilk 17. büyük ekonomisiyiz. 2002'de 26'ncıydık. Demek ki 7-8 yılda 26'dan 17'ye gelmişiz. Şimdi 17'den ilk 10'a girmek istiyoruz. Yükselebilir miyiz? Önümüzdeki 13 yılda bu performansı gösterebiliriz. Hedefimiz bu dünyanın en büyük 10 ekonomisi içinde yer almak. Niye? Hem kendi zenginliğimizi artırmak için, işsizimize iş bulmak için, hem de dünyada küresel ekonomik kararlar alınırken masada bulunmamız için. Ya kararların alındığı masada bulunup kararları alanlar arasında yer alacaksınız ya da başkalarının aldığı kararlara uyacaksınız. Şimdi bu topraklarda bu kadar büyük bir millet olacaksın dünyada alınan kararlara etki edemeyeceksin, sadece alınan kararlara uyacaksın; olur mu böyle bir şey? Bu millete, bu topraklara yakışacak bir pozisyon olabilir mi bu? Onun için Başbakanımız şimdi nerede? Kanada'da, G-20 Toplantısında. Dünyanın en büyük 20 ekonomisi bir araya geldi ve dünyanın küresel ekonomik gelişmeler değerlendiriliyor birtakım kararlar alınıyor. O kararların alındığı masada biz olmazsak eksik olur bir şeyler. Bizim o kararların alındığı masada olmamız lazım.''
Türkiye'nin bölgesindeki rolü
Türkiye'nin bölgesinde yaşananlara sessiz kalamayacağını da kaydeden Bakan Ergün, şimdi bölgesinde istikrarsızlık meydana geleceği zaman o konuda doğru olarak görüşlerini ifade eden bir Türkiye bulunduğunu belirtti. Bugün ''yanlışa yanlış, doğruya doğru'' diyen bir Türkiye olduğunu kaydeden Nihat Ergün, Türkiye'nin Orta Doğu'da ve Filistin'deki çatışmalar devam ederken, İsrail hükümetlerinin haksız uygulamaları ve saldırıları sürerken, Türkiye'nin sessizce bunu seyredemeyeceğini vurguladı. Çünkü ortaya çıkan istikrarsızlığın ve barışı bozan havanın bütün bölgeyi, hatta bütün dünyayı olumsuz etkileyeceğine dikkati çeken Ergün, ''O zaman orada barışın tesis edilmesi için İsrail'e bu yaptığının yanlış olduğunu birisinin söylemesi lazım. Dünyanın da o yanlışa artık 'dur' diyecek bir şekilde harekete geçmesi lazım. Çünkü oradaki durum, dünyada barışı tehdit eden bir durumdur. Dolayısıyla bu tehdidin giderilmesi icap eder. İsrail'in doğru politikaya çekilmesi için Avrupa Birliğinin, Amerika'nın ve dünyadaki diğer ülkelerin dikkatinin çekilmesi gerekiyor. Çünkü bu Türkiye'nin de bölgenin de huzur ve çıkarlarını tehdit eder bir tablo ortaya çıkarıyor'' şeklinde konuştu.
İran'ın nükleer çalışmaları
Ergün, İran'ın nükleer çalışmalarıyla ilgili tavırlarının ortada olduğunu ve kimsenin yeni nükleer silah yapmasını istemediklerini vurguladı. Nükleer enerjiyle ilgili çalışmaların da yapılması gerekliliği konusuna değinen Ergün, sorunun barışçıl ve diplomatik yollarla çözülmesi için yıllardır uğraş verdiklerini, Irak'ta da böyle bir çözüm istediklerini söyledi. Terör olaylarına da değinen Ergün, ''Bizim de bugün terörle başımızın belada olmasının nedenlerinden birisi Irak'ın işgal edilmiş olmasıdır. Irak'ta meydana gelen istikrarsızlıktır. Terör örgütlerinin her birinin Irak'ın her yerinde kolayca cirit atabiliyor olması. Silah ve mühimmat elde edebiliyor olmasıdır. Gördünüz mü Irak'ın işgali hem Irak'ın kendi içinde ne büyük bir terör meydana getirdi hem de orada bize yönelik terör faaliyetlerinin artmasına ne tür olaylar karşımıza çıkarmış oldu. Onun için bütün dünyayı dolaştık o zaman yapmayın etmeyin Irak'ın işgali yanlıştır, bu işler barışçıl diplomatik yollarla çözülür diye ama o günkü ABD yönetimi bütün dünyayı dinlemedi ve Irak'ın işgali gerçekleşti'' diye konuştu.
Nihat Ergün, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Siyasi ve ekonomik gücü artan bir Türkiye'yi hep beraber inşa etmek mecburiyetindeyiz. 2023 Türkiye'si dünyada ekonomik ve siyasi olarak güçlenmiş etkili bir Türkiye olacaktır. Böyle olmak mecburiyetindedir Türkiye sessiz kendi halinde 'azıcık aşım ağrısız başım' diyemez. Eğer etrafındaki olayları kontrol altında tutamazsa Türkiye, o zaman oradaki bütün gelişmelerden olumsuz etkilenir. Şimdi size soruyorum. Balkanlarda olumsuz bir şeyler olursa Türkiye'nin başı ağrır mı ağrımaz mı? Ağrır, çünkü bizim milyonlarca buraya göç eden vatandaşlarımız var Balkanlarda da milyonlarca akrabalarımız var. Orta Doğu'da, Kafkasya'da karışıklık yaşansa başımız ağrır mı ağrımaz mı? Oradaki gelişmeleri uzaktan seyredebilir miyiz? Oradaki barışın ve istikrarın korunması için güçlü bir ülke olmamız gerekmez mi O zaman Türkiye'nin bu gücü elde etmesi için içerideki bazı sorunları da hızlı bir şekilde çözmesi lazım.''
En Çok Okunan Haberler
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- Restoranlarda 'harcama limiti' uygulaması başladı
- Milletvekilleri Genel Kurulu terk etti!
- Erdoğan'dan Suriyeliler açıklaması