Tezkere 1 yıl daha uzuyor

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan Bakanlar Kurulu toplantısı sona erdi. Başbakanlık Yeni Bina'da gerçekleştirilen toplantı yaklaşık 6 saat sürdü.

Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin sınır ötesi harekat ve müdahalede bulunmasına izin veren tezkerenin süresinin 1 yıl daha uzatılarak, TBMM'ye gönderilmesine ilişkin kararın kurul tarafından imzalandığını belirtti.

Çiçek, "Meclis açılır açılmaz mümkünse bunun Genel Kurulda görülüşüp karara bağlanmasını arzu ediyoruz" diye konuştu. Çiçek tezkerenin tarihinin ise henüz belli olmadığını ifade ederek, "Biz bu konuyla ilgili olarak, fiili olarak esas çalışma günü ilk günkü durumu bir tarafa bırakırsak 6 Ekim günü oluyor. Biz isteriz ki bugünlerde görüşülsün. Bu konuyla ilgili haberler de çıkıyor. Bunlar hassas konular. Bir an evvel karar verilmesi lazım. Hükümetin kanaati bu işin bir yıl daha uzatılması yönündedir. Takdir parlamentonundur" dedi.

Bakanlar Kurulu toplantısında, "Varlık Barışı"nın süresinin de 31 Aralık 2009'a kadar uzatılmasına karar verildiğini belirten Çiçek, Cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili de açıklamalarda bulundu.

"Cumhurbaşkanını halk seçmeli"

Anayasa'nın 101 ve 102. maddesinde yapılan değişiklikle cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle ilgili anayasal düzenleme ve değişikliğin zaten mevcut olduğunu hatırlatan Çiçek, "Bu durumda referandumla kabul edilen düzenlemeyle ilgili uyum yasası ihtiyacının ortaya çıkıyor. Cumhurbaşkanı seçimlerinin nasıl yapılacağıyla ilgili Adalet Bakanı'nın hazırladığı bir tasarı var. O bugün Bakanlar Kurulunda görüşüldü. Prensip itibarıyla benimsendi, dolayısıyla bir iki ufak teknik düzenlemenin akabinde tekrar görüşmeye gerek yok, bunu TBMM'ye sevk etmiş olacağız. Dolayısıyla cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili uyum yasasından doğan bir eksiklik böylece giderilmiş olacak" dedi.

Konuyla ilgili gazetecilerin sorularını yanıtlayan Çiçek şunları dedi:
"Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçileceği belli. Bununla ilgili usul ve esasların da 102. maddenin son fıkrasında kanunla düzenleneceği ifade ediliyor. Demek ki o ilke çerçevesinde bu seçimlerde riayet edilmesi gereken usuller, süreler, aday belirleme, adaylara itiraz, adaylarda eksilme olması halinde neyin nasıl yapılacağı, seçimlerin ilanı, devir teslim dahil bir seri düzenleme bu kanuna bırakılmış. Dolayısıyla adalet bakanının bu manada 26 maddeden bir uyum yasası taslağını Bakanlar Kurulu'na getirmiş oldu. Zaten bu Anayasa hükmünün de gereğidir. Bugün görüştük, görüştükten sonra imzaya açıyoruz zaten, imzalar tamamlanacak."
 

"Cumhurbaşkanlığı 5 yılda bir yapılacak"

Çiçek, Cumhurbaşkanlığı süresinin sorulması üzerine şöyle devam etti:
"Anayasa'da belli; 5 yılda bir yapılacaktır. Dolayısıyla bundan sonra Cumhurbaşkanlığı 5 yılda bir, ikinci defa da seçilmesine de imkan verecek bir düzenleme ile halk tarafından seçilecektir. Halk tarafından seçilirken, hangi usullerle yapılacak bununla ilgili; daha evvel parlamento tarafından seçildiği için ayrı bir düzenlemeye ihtiyaç yoktu halk tarafından seçileceğine göre bunun adaylık süreci var, itiraz süreçleri var, propagandası var, oy kullanımı ve sonrasındaki durumlar var,işin kesinleşmesi var, bunların hepsini kanunla belirlenmesi gerekiyor.

Biz sadece Anayasa'nın 102. maddesinin son fıkrasındaki hükmün gereğini yerine üzere bir düzenleme yapıyoruz. Sürenin kaç yıl olduğuyla ilgili olarak da çok fazla bir itilafın olduğuna inanmıyorum."
 

"DTP davası bizim dışımızdadır"

Çiçek, haklarında terör örgütünün propagandasını yapmak suçlamasıyla dava açılan DTP'li milletvekillerinin hatırlatılması üzerine şunları söyledi:
"Yargısal bir işlemdir. Biz yürütme olarak görev yapıyoruz. Mahkemelerde işlemler nasıl yapılır bilmiyorum. Mahkemede zaten kararlarında hiçbir makama sormaz. Mahkemenin aldığı karar bizim dışımızdadır. Herhangi bir yargılama işlemi devam ederken, açıklama yapmıyorum. Bu konu hakkında konuşmak istemiyorum" dedi.
 

"Vergi indirimini konuşmadık"

Çiçek, "Ekonomi gündemi açısından bugün beklenen ÖTV konusundaki indirimler devam edecek mi? Bir karar oluştu mu?" sorusuna bugünkü Bakanlar Kurulu'nda konuyla ilgili herhangi bir şey görüşmediklerini ifade ederek, "Sayın Babacan ve Maliye Bakanımız toplantıda yoktu. Ekonominin karar vericileri olmadığı için toplantıda biz de bu konuyu konuşmadık. Bunların kurulun kararına dönüşmesinin gerekli olup olmadığını da bilmiyorum" yanıtını verdi.
 

Kürt açılımı

'Bahçeli'nin bugünkü açıklamalarına cevap verecek misiniz?' sorusuna ise Çiçek şu yanıtı verdi:
"Bu konun ne kadar önemli olduğunun herkes farkında olmalı. Bu konu ne AKP'nin ne de bizim meselemizdir. Biz böyle yaklaşıyoruz. Kim ne söyleyecekse onların cevabını da TBMM'de bu konular konuşulurken veririz. Konuya ilişkin herkesin sorumluluk duygusu olmalı. Bu konu da farklı fikri olan açıklansın. Bu mesele iç politika malzemesi yapılmasın. Biz sorunun değil çözümün parçası olmak istiyoruz. Ama biz bu süreçte her söylenene cevap verirsek bu zarar verir. En büyük karar verici kamuoyudur.

Bizde millet adına bu konuyu TBMM'ye götüreceğiz. Konu çok önemliydi. Derli toplu olsun diye kapalı oturum olsun dedik. Bu hemen maksadı dışına taşındı. 'Milletten neyi saklıyorsunuz?' denildi. Biz her şeyi açıkta konuşuruz. Bunu söyleyenlerin de döneminde kapalı oturum yapılmış. Bende sorarım 'Siz neden yaptınız? Amacını neydi?' diye. Zaten Meclis açılınca konuyu konuşmuş olacağız. Kapalı oturumlar bir çok demokratik ülkede de yapılıyor. İç tüzükte de var. Tekrar ediyorum bu bir süreçtir. Paket değildir. Bu paket lafını artık lügattan çıkaralım. Paket, birden çok kanunun tek pakette toplamasını ima eder. Ana dilde yayına imkan veren bir konuda mevzuat çalışması yapılıyor. Az önce söylediklerim de açılımın bir parçasıdır. Sınırlayıcı bağlayıcı ve her türlü farklı değerlendirmelere müsait bir paket yerine biz bu meseleye böyle bakmayı uygun görüyoruz."