TGC, Recep Bilginer'i ölüm yıldönümünde andı

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), gazeteci-yazar Recep Bilginer'i ölümünün 7'nci yılında TGC Burhan Felek Konferans Salonu'nda düzenlediği programla andı.

TGC, Recep Bilginer'i ölüm yıldönümünde andı
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 20.06.2012 - 20:36

TGC BİZİMGAZETE-Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin (TGC) önceki Genel Sekreter, Genel Sayman ve Başkan Yardımcılarından gazeteci-yazar Recep Bilginer, ölümünün 7’nci yılında TGC Burhan Felek Konferans Salonu’nda düzenlenen bir panelle anıldı.

TGC Başkanı Orhan Erinç’in moderatörlüğünü yaptığı panele gazeteci-yazar Refik Erduran, gazeteci-yazar ve belgesel yönetmeni Tülay Bilginer Kopkiman ve yönetmen Hüsamettin Ünlüoğlu konuşmacı olarak katıldı.
 
TGC Başkanı Orhan Erinç, “Ustalarımızdan Recep Bilginer’i aramızdan ayrılışının 7’nci yılında anmak üzere bir toplantı düzenledik. Öncelikle Recep ağabeyin TGC’yle ilişkilerine değinmek istiyorum” dedi.

Erinç konuşmasına şöyle devam etti:
 
“Recep ağabey uzun süre Cemiyete katkıda bulunmuştur ve Cemiyetin kurumsallaşmasındaki çabaları da ayrıca belirtmeye değer bir özelliğidir. Recep ağabey TGC’de genel sekreter, genel sayman ve başkan yardımcısı olarak görev yapmıştır. Bu görevleri sırasında şu anda bulunduğumuz binanın ve Basın Dispanseri’nin bulunduğu binanın arsasının sağlanmasında çok önemli katkıları olmuştur. TGC’nin kıdemlileri hatırlayacaklardır, Cemiyet 1957 yılına kadar bugün Ziraat Bankası Cağaloğlu şubesinin bulunduğu binada görev yapmıştır. Kayıtlardan 1950’li yıllarda o binayı satın almak için başvurduğunu, 280 bin TL gibi bir rakam istendiği için başvurunun sonuçlanmadığını kısa bir süre önce öğrendim. O nedenle binanın yapılmasında ve arsanın imar durumunun alınmasında Bilginer ustamıza ayrıca teşekkür etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Recep Bilginer’in en önemli özelliği ilkeli bir kişi olmasıydı. 1922 yılında Adana’da doğan Bilginer, 1945’de gazeteciliğe başladı. Türkiye’nin çok partili döneme geçişi sırasında hapis yatan ustalarımızdan biriydi. Eskişehir’de gazeteciliğe başlamıştı sonra İstanbul’a geldi. En son Vatan gazetesinde çalıştı. Recep ağabeyin son dönemde en büyük özelliklerinden biri tiyatro yazarlığıydı. Tiyatro Yazarları Derneği başkanlığı da yaptı. Kendisini saygı, sevgi ve rahmetle anıyoruz.”
 


“Recep'i kınadılar"

Gazeteci-yazar Refik Erduran, Recep Bilginer’le çok eski dost olduklarını ifade ederek, “Recep Bilginer’in çok deli bir tarafı vardı. Hiçbir zaman kendi egosu, çıkarı için kullanmadığı olumlu bir deliliği vardı” dedi.
 


“Basının gücüne inanıyordu

Erduran şöyle konuştu:

“Şimdi işin ciddi ve vahim bir noktasına değinmek istiyorum. “Recep öldü” diyemem, Recep adeta öldürüldü. Tiyatro kesiminden birileri Recep kardeşimle uğraştılar. Ayrıca bir takım laflar yayarak Recep’i kırdılar. Bu da yüreğine indi. Recep Bilginer’i böyle bir olaya değinmeden, kaybettiğim bir dostum olarak anabilmeyi çok isterdim. Recep kadar kişilikli, dürüst olup bu tür olaylara karşı çıkabilmeyi onun vasiyeti sayıyorum. Hakkını korurken basının gücüne inanıyordu. Bir anlamda basınla, yozlaşmış bölüm çarpıştı. Ve basın yenildi. Recep bu çarpışmanın kurbanı oldu. Umarım ruhu şad olur. ”
 


“Gençlere açılan bir pencereydi"

Yönetmen Hüsamettin Ünlüoğlu, Recep Bilginer’in eserlerini ekrana taşıdığını belirterek, onun gençlere açılan bir pencere olduğunu ifade etti.

Bilginer’in Sarı Naciye, İsyancılar ve Parkta Bir Sonbahar Günüydü adlı eserlerini ekrana taşıdığını vurgulayan Ünlüoğlu, “Ben ondan tek parti dönemlerini, hapishane anılarını ve pek çok şeyi dinledim. Recep Bey’den öğrendiklerim, anladıklarım benim için büyük bir pencere oldu” diye konuştu.
 


"Babamın tenor olduğunu bilir misiniz?"

Recep Bilginer’in kızı gazeteci, yazar ve belgesel yönetmeni Tülay Bilginer Kopkiman, babasının TRT’de yaşadıklarına ilişkin örnekler verdi. “Bende birden fazla Recep Bilginer var. Hem kızı, hem öğrencisi, hem meslektaşı, hem de sırdaşıyım. Mesela siz babamın müthiş bir tenor olduğunu bilir misiniz?” diyen Kopkiman sözlerine şöyle devam etti:
 
“Meşhur operaların aryalarını ezbere bilirdi. İdeal babalar vardır ya, işte biz öyle bir şey görmedik. Ama babamdan müthiş bir kültür aldık. Değişik, hoş bir babaydı. Onun kanından bize geçen müthiş bir gazetecilik aşkı vardır. Babam ölmedi benim. Geriye böyle güzel nefesler bırakanlar ölmüyor.”
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler