"Tiyatro aşkı beni ayakta tutuyor"

Usta tiyatro sanatçısı Genco Erkal, televizyonlarda yayınlanan dizi filmlerin sayıca artmasının, tiyatroyu olumsuz etkilediğini belirterek, ''Oyuncular, çalışmıyor olsalar bile, 'dizilerden bir teklif gelir de ben bir tiyatroya bağlı olursam ve fırsatı kaçırırsam' korkusuyla özel tiyatrolarda görev almak istemiyorlar'' dedi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 22.04.2011 - 08:31

Erkal, 13. Adana Devlet Tiyatroları Sabancı Uluslararası Tiyatro Festivali kapsamında ''Nereye Gidiyoruz'' (Azizlikler) adlı oyunu sahnelemek üzere geldiği Adana'da, oyunun, Aziz Nesin'in bakışıyla Türkiye'nin panoramasını çizdiğini söyledi.

Sahnedeki en yaşlı tiyatroculardan olduğunu ifade eden Erkal, ''73 yaşındayım ve 52 yıldır profesyonel tiyatrodayım. Benim yaşımda bu kadar çok çalışan, çok turne yapan, yılda bu kadar çok oyun oynayan hemen hemen kalmadı. Ama tiyatro aşkı beni ayakta tutuyor. Ben enerjimi, bu sevgi ve tutkudan alıyorum. Tiyatroya gidebildiği kadar devam edeceğim'' dedi.

Erkal, tiyatroda amatörden yetiştiğini, okullu değil, alaylı oyuncu olduğunu, tiyatroyu usta oyuncuların yanında öğrendiğini belirterek, Yıldız Kenter'in yanında 3,5 yıl çalıştığını, bu çalışmalarının kendisine çok şey kattığını vurguladı.
 

''Diziler tiyatroyu olumsuz etkliyor"

Televizyonlarda yayınlanan dizi filmlerin sayıca artmasının, tiyatroyu olumsuz etkilediğini savunan Erkal, ''Oyuncular, çalışmıyor olsalar bile, 'dizilerden bir teklif gelir de ben bir tiyatroya bağlı olursam ve fırsatı kaçırırsam' korkusuyla özel tiyatrolarda çalışmak istemiyorlar. Hele bizim gibi çok turne yapanlar için bu durum, oldukça zor oluyor'' dedi.
Son dönemde beğendiği çok sayıda oyuncu olduğunu belirten Erkal, şöyle devam etti:

''Ancak, sadece TV'de oynayanları gördükçe içim 'cız' ediyor. Tiyatroda er meydanı sahnedir. Diyorum ki, 'bu oyuncuların sahneye çıkması, tiyatroda oynaması lazım'. Yazık ki sadece TV ile yetiniyorlar. Bana da teklifler geliyor ama TV'ye sıcak bakmıyorum. Arada bir film yapıyorum ama tiyatro benim çok zamanımı alıyor. Çünkü ben tiyatronun sadece oyuncusu değil, yönetmeni, müdürü, çevirmeni, oyun seçeni, dramatörü, oyun yazarı, uyarlayanıyım.''
 

Türk tiyatrosunun kral dönemleri

Erkal, 1960'lı ve 1970'li yılların tiyatronun ''kral'' dönemleri olduğunu, o yıllarda televizyonun olmadığını anımsatarak, ''O zamanlar en gözde olan gösteri sanatı tiyatroydu. Toplum içinde çok daha etkiliydi. Biz altın yıllarını yaşadık tiyatronun. TV'nin gelmesi ve çok kanallı yayına ve uyduya geçilmesiyle, tiyatro biraz gözden düştü gibi. Her şeye rağmen son yıllarda özellikle bizim yaptığımız politik tiyatroya büyük bir ilgi uyanması var. Yeniden gençlerle buluşuyoruz'' diye konuştu.

Türkiye'nin, özellikle oyuncu potansiyeli olarak çok zengin olduğunu belirten Erkal, şöyle devam etti:

''Oyuncularımız, dünyanın hemen her ülkesinde en büyük oyuncularla rahatlıkla rekabet edebilecek düzeydeler. Ancak, tiyatro örgütlenmesi alanında sorunlarımız var. Özellikle ödenekli tiyatrolar, yani devlet ve şehir tiyatrolarının iyice revizyondan geçmesi, günün koşullarına göre uyarlanması gerekiyor.

Ömür boyu aylık gelir sağlama şeklinde kadro düzenlemesi ve çalışanla çalışmayanın, başarılı olanla olmayanın aynı derecede karşılık alıyor olması çok büyük haksızlık. Oyuncular emeklilik yaşı gelene kadar çalışsa da çalışmasa da o kadroyu tıkıyor. O zaman da gençlerin yolu açılmıyor. Yeni mezun olan, konservatuvarları bitirip sahneye çıkmak için hazır olan zinde kuvvetler kendilerine yer bulamıyorlar.''

Özel tiyatroların sorunlarının ise çok farklı olduğunu belirten Erkal, ''Bizim en çok boğuştuğumuz, salon sorunu. İstanbul'da oyunlarımızı doğru dürüst sergileyecek salonlarımız yok. Diğer bir sorun, oyuncu bulamıyoruz. Çünkü oyuncular 'ödenekli tiyatrolarda bir kadro kapsam da ömür boyu rahat etsem' endişesi içinde. Bir de, daha çok para getiriyor diye televizyona kaptırıyorlar kendilerini'' dedi
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler