Tüm gözler Washington'a çevrildi
ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi, yarın yapacağı "kritik" oturumda "Ermeni soykırımı"nın tanınmasını öngeren tartışmalı tasarıyı ele alacak. Washington'dan Ankara'ya ulaşan son bilgiler, Komite'nin üyelerinin çoğu hala "kararsız" gibi görünüyor ancak, tasarının geçmesi olasılığı da yüksek.
Türkiye'de tüm dikkatler, ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'nce, yarın yapılacak "kritik" oturuma çevrildi. "Ermeni soykırımı"nın tanınmasını öngören tartışmalı tasarıyı ele alacak olan Komite'nin Türkiye'yi çok rahatsız edecek bir karar vermesi olasılığı büyük olduğu belirtiliyor. Ermenilerin yoğun olduğu Kaliforniya eyaletinden, Yahudi kökenli demokrat Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Howard Berman, geçen yıl Temsilciler Meclisi üyeleri demokrat Adam Schiff ve Frank Pallone ile Cumhuriyetçi George Radanovich ve Mark Kirk tarafından sunulan 252 nolu tasarıyı 4 Mart oturumunun gündemine aldı.
Tasarıya ilişkin görüşmeler, yarın sabah yerel saatiyle 10'da başlayacak. Halen 137 Temsilciler Meclisi üyesi imzası ile destek verdiği tasarının geçmemesi için Türkiye tarafından yapılan çabaların sonuç vermesine zor görünüyor. Türkiye'nin tüm girişimlerine rağmen, 2007 yılında Dış İlişkiler Komitesi'nce oylanan önceki "soykırım" tasarısı 21 oya karşı 27 oy ile benimsenmişti. Şubat ayında Washington Büyükelçiliğini üstlenen Dışişleri Müsteşar Yardımcısı ve eski Tel Aviv Büyükelçisi Namık Tan'ın çabalarının yanı sıra ABD'deki Türk örgütleri, Washington'da lobi yapan Türk parlamenterleri, Türkiye için çalışan ABD'li lobicilik şirketleri ve devreye sokulan Türkiye'de iş yapan Amerikan şirketlerinin girişimlerinin tasarıyı engellemek için yetersiz kalabileceği düşünülüyor. Bu hafta başında da Dışişleri Bakanlığı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın tasarıyı durdurmak amacıyla ikili ilişkilere ve Türk-Ermeni normalleşme sürecine zarar verileceği yönünde ABD'ye uyarılarda bulunmuştu.
Komite üyelerinin çoğu hala kararsız gibi görünüyor
Öte yandan, Washington'dan Ankara'ya ulaşan son bilgiler ise, Komite'nin üyelerinin çoğu hala kararsız gibi göründüğü yönünde. Ancak, tasarının Komite'den geçmesi olasılığını göz önünde tutan Ankara'nın tasarının, Genel Kurul'un gündeme alınmamasının engellenmesini istediği ifade ediliyor.
ABD yönetiminin tutumu
Tasarı ile ilgili en çok konuşulan konulardan biri, Obama Yönetimi'nin tutumunu oluşturuyor. Obama Yönetimi'nin önceki yönetimlerden farklı olarak şimdiye kadar tasarıya karşı net bir tutum almadığı ve yoğun girişimlerde bulunmadığı düşünülüyor. Nitekim, Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'un geçtiğimiz günlerde Temsilciler Meclisi'nde yaptığı açıklamalar, Türkiye'de "uyarı" olarak değerlendirilerek olumlu karşılanırken Ermenistan ve diaspora tarafından tasarıya "yumuşak yaklaşım" yorumu yapıldı. Türkiye-Ermenistan arasındaki ilişkilerin normalleşmesi protokollerinin en kısa süre içinde "ön koşulsuz" iki ülkede onaylanmasını ısrarla isteyen Obama Yönetimi, Türkiye'nin çok tepki gösterdiği Ermenistan Anayasa Mahkemesi'nin kararına destek çıkmıştı.
Washington, protokollerin 24 Nisan'dan önce onaylanmasını istiyor. Böylece, Başkan Obama'nın 24 Nisan günü yapacağı geleneksel başkanlık açıklaması konusunda baskı altında kalmasının önleneceği düşünülüyor. Seçim kampanya sırasında "soykırım"ı tanıyacağı sözünü veren Obama, Türk-Ermeni yakınlaşmasını gerekçe göstererek geçen yılın 24 Nisan'da "soykırım" sözcüğünü kullanmaktan kaçınmıştı. Öte yandan, Ermeni lobileri, Senatör olduğu dönemde "tasarı"ya destek veren Başkan Yardımcısı Joe Biden ve Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'un bu defa tasarıya karşı ciddi bir baskı yapmamasını umuyorlar.
Sözcü de net tutum takınmaktan kaçındı
Nitekim, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Sözcüsü Philip Crowley, Salı günü yapılan olağan basın bilgilendirme toplantısı sırasında ısrarla sorunlara karşın tasarının lehte veya aleyhte net bir tutum takınmaktan, olası olumsuz etkilerini de açıkça vurgulamaktan kaçınırken Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesine verilen öneme vurgu yapmayı tercih etti. Crowely, Türkiye ve Ermenistan'ı ilişkileri normalleştirmeleri konusunda teşvik etmeye çalıştıklarının özellikle altını çizerken , "Bunun ne kadar zor, ne kadar duygusal bir konu olduğunu anlıyoruz. 90 yıl önce olup bitenler konusunda ortak bir anlayış yok. Ancak biz, her iki liderin attığı cesur adımlara değer veriyoruz ve iki tarafı, geriye değil, ileriye bakmaya teşvik etmeyi sürdürüyoruz" şeklinde konuştu.
Yahudi faktörü
Türkiye ile İsrail arasındaki gerginliklerinin de ABD'deki Yahudi kuruluşlarının genellikle tasarıya karşı aktif bir kampanyayı yürütmemesi gibi bir durum da doğurdu. İsrail hükümetinin de, sorunun Türkiye ile Ermenistan arasında çözümlenmesi gerektiği yönündeki tavrının değişmediğini belirtmekle birlikte aktif bir destek vermediği de düşünülüyor. Ankara'da yapılan son değerlendirmelerde Komite'nin üyelerinin çoğunun alacağı tavır konusunda "belirsizlik" sürdüğü yönünde ise de tasarının geçmesi olasılığı daha büyük görünüyor. Tasarı Komite'den geçmesi halinde Genel Kurul'da ele alınıp alınmaması konusu gündeme gelecek.
"Soykırım" tanınması yönünde tutum alan Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, 2007 yılında Dış İlişkiler Komitesi'nden geçen 106 no'lu tasarısı gündeme almamıştı. Yönetimin yoğun girişimlerinin etkisiyle tasarının dört ana destekçileri, Pelosi'ye bir mektup göndererek Genel Kurul'daki görüşmelerin ertelenmesini talep etmişlerdi.
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu