Turgutlu'da "madene hayır" mitingi

Turgutlu Tema Temsilciliği önderliğinde yapılan ve çok sayıda sivil toplum örgütü tarafından desteklenen mitinge katılanlar Kozapazarı'nda toplandı. Mitingde Tunceli bağımsız Milletvekili Kamer Genç, MHP Manisa Milletvekili Ahmet Orhan da yer aldı.

Jeoloji Mühendisi Talip Ünlü, mitingde yaptığı konuşmada ''Çal Dağı'nda bulunan yaklaşık 280 bin çam ağacının kesileceğini, dünyanın hiçbir yerinde açık havada sülfürik asitle yıkanıp içindeki nikelin kazanıldığı bir işletme olmadığını'' söyledi. Dünyada ilk defa Turgutlu Çal Dağı'nda açık havada üzerine sülfürik asit püskürtülüp nikelin kobaltının çıkartıldığı bir tesis yapılacağını belirten Ünlü, ''Yılda 300 bin ton kükürt gelecek ve Çal Dağı'nda kurdukları bir fabrikada bunu sülfürik aside çevirecekler. Açık havada yılda 1 milyon 200 bin sülfürik asit kullanacaklar. ABD'de bir yılda kullanılan sülfürik ait miktarı 1 milyon tondan daha az. Bunların hepside kapalı tankların içerisinde kullanıyor. Dev çukurlar bırakılacak ve bundan dünya kadar para kazanacaklar. Buna karşı çıkmak bir insanlık görevi buna karşı çıkmak için Turgutlulu olmak şart değil'' şeklinde konuştu.

MHP Manisa Milletvekili Ahmet Orhan ise sivil toplum kuruluşlarının demokrasinin vazgeçilmez unsurları olduğunu, onların yer aldığı tepkiye destek verdiklerini söyledi. Madenin ve yöntemin çok iyi incelenmesi gerektiğini belirten Orhan, şöyle konuştu:
''Turgutlu'ya her birisi 15 bin ton büyüklüğünde kilometrelerce uzunluğunda asitle zenginleştirilmiş maden kalıntıları kalacak. Ormanlarımızın kesilmesini bize kimse kabul ettiremez. 300 kişiye iş sağlayacaklar diye bizi kimse susturamaz.''

Tunceli Milletvekili Kamer Genç ise vatansever insanlara seslenmek istediğini, İngiliz şirketinin çok çevre sıkıntısına neden olacağını söyledi. Maden ocağının faaliyete geçmesi ile çevreye katliamı yaşanacağını belirten Genç, sözlerini şöyle sürdürdü:

''İşte vatanseverlerin burada bu ülkenin menfaatini koruması lazım. İstiklal savaşında Türkiye Cumhuriyeti'ni kurtarmak için o günkü yüce insanlar canını verdi ve ülkeyi düşman işgalinden kurtardılar. Ülkemizi kurtaran bu kişilerin şanı için biz bu İngiliz şirketleri ile savaşalım arkadaşlar. Madenler üretilir ama ülkeyi çöle çevirirse ona dur diyecek kişiler karşısına çıkar. 3-5 kuruşluk menfaat için biz bu ülkeyi sattırmayız.''

Konuşmaların ardından mitinge katılanlar Kozapazarı'ndan 50. Yıl Alanı'na kadar sloganlar atarak davul zurna eşliğinde yürüdü. Bazı katılımcılar ayakkabılarını ve çoraplarını çıkararak yürürken, çevrede bulunan esnaf da mitinge destek verdi ve katılımcılara çiçek dağıttı. Yürüyüş yağmura rağmen devam etti.

Yürüyüş sonunda 50. Yıl Alanı'nda toplanan binlerce kişi saygı duruşunda bulundu ve İstiklal Marşı okudu.

Turgutlu Tema Temsilcisi Ayla Yönet yaptığı konuşmada, Çal Dağı'nda Sardes Nikel Madencilik A.Ş. tarafından işletmeye alınacak nikel madeninin faaliyet alanının 1832 hektar olduğunu, bu alanın içerisinde 1290 hektarı verimli, 511 hektarı da bozuk olmak üzere toplam 1801 hektar alanın ormandan oluştuğunu, şirketin faaliyet göstereceği alanın yüzde 98.3'ünün ormanlık alan içinde bulunduğunu kaydetti.

Maden çıkarma nedeniyle 243 bin dönümlük verimli tarım arazisinin etkileneceğini belirten Yönet, şunları söyledi:

''Tarım arazilerinin doğrudan veya dolaylı olarak işletmenin neden olacağı toz ve gaz emisyonları, tarım topraklarının, sulama suları ve havanın kirlenmesi, asit yağmurları gibi olumsuz koşullarda tarım arazisi olma vasfını yitirecek, hem ekonomik hem insan sağlığı ve ekosistem açısından kaybımız büyük olacaktır. Yine İzmir'in içme su kaynaklarından Saruhanlı yeraltı suları da asit ve ağır metal tehdidi altındadır. İşletmede kullanılan su miktarının yüksekliği (135 litre/saniye), yöredeki su kaynaklarının özellikle yer altı su kaynaklarının tempolu bir biçimde azalmasına neden olacaktır. Yine nikel madeni kanserojen bir madde olup kesinlikle açık havada zenginleştirilme yapılmamalıdır. Zeytincilik Yasasına göre zeytinlik sahalarına 3 km mesafede bu tür tesislerin yapılmasına izin verilmemektedir. Bu yasaya rağmen olumlu ÇED raporunun verilmiş olması dikkat çekicidir. ÇED olumlu kararının iptali istemiyle açılan ve Danıştay'da temyiz incelemesi süren dava sonuçlanmadan, yeni işlemler ve bu arada orman tahsis izninin verilmesi devlet geleneği ve hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmaz.''

Yönet'in ''Benim ülkemdeki dağlarda ağaçlar, kuş sesleri ve çobanım kavalının sesi asla eksik olmasın'' sözleriyle tamamladığı konuşmasından sonra kaval çalındı.