'Türkiye, attığı imzanın arkasında durmuştur'

Açıklamada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, BM Güvenlik Konseyindeki oylama öncesinde bir dizi temaslarda bulunduğu belirtildi. Erdoğan'ın, ABD Başkanı Barack Obama, Rusya Federasyonu Başbakanı Vladimir Putin, İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, Brezilya Cumhurbaşkanı Lula da Silva, Lübnan Başbakanı Saad Hariri ile telefonda görüşerek, alınacak kararlarla ilgili görüş alışverişinde bulunduğu kaydedildi.

Türkiye'nin bu oylamada ''Hayır'' oyu verdiği hatırlatılan açıklamada, gerekçeye ilişkin şöyle denildi: ''Türkiye, Tahran Anlaşmasında attığı imzanın arkasında durmuştur. Zira Türkiye başından beri diplomasi yolunun açık tutulmasını ve sorunun diplomasi yoluyla çözülmesini savunmuştur. Bu yöndeki kararlılığı ve tutarlılığı BM Güvenlik Konseyindeki oylamada da açıkça ifade edilmiştir. Türkiye, yaptırım kararının alınmasına rağmen diplomasi yolunun hala açık olduğuna inanmaktadır. Bu yönde çabalarını sürdürecektir.'' Açıklamada, Dışişleri Bakanlığından konuya ilişkin detaylı bir açıklama yapılacağı bildirildi.

'Kararın diplomatik çabalara zarar vermesinden endişe ediyoruz'

Dışişleri Bakanlığı, BM Güvenlik Konseyi'nin İran'a yönelik olarak kabul ettiği yeni yaptırımlar kararının, bu ülkenin nükleer programıyla ilgili olarak yürütülen diplomatik çabalara zarar vermesinden endişe edildiğini bildirdi. Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, BM kararının, 17 Mayıs 2010'da Tahran Ortak Bildirisi ile açılan, İran'ın nükleer programına ilişkin meselenin diplomasi yoluyla barışçıl şekilde çözümüne yönelik fırsat penceresine ve diplomatik gayretlere zarar vermesinden endişe edildiği ifadesine yer verildi.

Açıklamada, Türkiye'nin bu sorunun çözümünde diplomasi dışında alternatif bulunmadığına inandığı, bu yönde ilgili tüm tarafların, bölgesel istikrar ve uluslararası meşruiyet açısından ciddi sorumluluk taşıdığını düşündüğü belirtildi. İlgili taraflarla diyaloğun sürdürülmesinin ve diplomatik alandaki tüm fırsatların sonuna kadar değerlendirilmesinin tek çıkar yol olduğu ifade edilen açıklamada, İran ile P5 1 arasında diplomatik müzakere sürecinin yeniden başlatılmasına yönelik güven arttırıcı adım teşkil eden Ortak Bildiri'nin temelinde, İran'ın attığı adımların olumlu karşılandığı hatırlatıldı.

Açıklamada, BM Güvenlik Konseyi kararının, bu adımlara yanıt teşkil etmediği, yaptırımların bölgesel barış, huzur ve istikrara katkıda bulunmadığının deneyim edildiği, İran'ın Tahran Anlaşması'na bağlılığını sürdürmesinin, diplomatik çözüm zemininde kalmasının ve gelecek dönemde uluslararası anlaşmalardan doğan yükümlülüklerini yerine getirmesinin beklendiği kaydedildi.

Dışişleri Bakanlığı, Türkiye'nin başından bu yana meselenin tarafları arasında diplomatik çözümü kolaylaştırıcı yönde çaba gösterdiğini, 2009 yılı ekim ayından bu yana ilk defa somut ilerleme sağlanmasında temel bir rol oynadığını hatırlatarak, sürecin bundan sonraki aşamalarında da Türkiye'nin üzerine düşeni yerine getirmeye hazır olduğunu bildirdi.

Açıklamada, BM kararının yaratacağı ağır atmosfere rağmen, başta İran olmak üzere ilgili tüm tarafların, bundan sonra da diyalogdan ödün vermeden meselenin barışçıl çözümü yönündeki gayretlerini sürdürmelerinin ümit edildiği, bu noktada Türkiye'nin, barış ve diyaloğa inanan dünya kamuoyunun çağrısına kulak verilerek, diplomasi ve uzlaşma fırsatının kaçırılmaması gerektiğini içtenlikle savunmaya devam edeceği kaydedildi.

Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, "Gün, tüm süreci BM Güvenlik Konseyi'nde alınan son karara indirgeme günü değil, barış ve eşitliğe inanan tüm dünya kamuoyu olarak karşılıklı diyaloğu kesmeden diplomasiye şans tanıma günüdür" ifadesi kullanıldı.