"Türkiye bölgede örnek alınmasını istiyorsa..."

Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir, Mısır ve Tunus'ta yaşananları tarihi bir olay olarak nitelendirdi.

Özdemir, yaptığı açıklamada, "Eğer Türkiye bölgede kendisinin örnek alınmasını istiyorsa ancak bunu demokratik, liberal bir Türkiye ile yapabilir. Avrupa'ya sırtını çevirmeyen, çok kültürlülüğü, hukuk devletini eksiksiz savunan bir hükümetle yapabilir" dedi.

Arap dünyasında hiç kimsenin diktatörlük rejimlerinin yıkılacağına inanmadığını, ancak bu son olaylarla birlikte bu imajın değiştiğini belirten Özdemir, şöyle devam etti:
"Mısır'daki değişim, tarihi bir olaydır. Bütün bölgeye yönelik bir mesajdır. Bu bölgelerde ya Türkiye'deki seküler diktatörlük ya da İran'a benzer dini diktatörlükler kurulur gibi bir ön yargı vardı. Ancak gerek Tunus gerekse Mısır'daki halk Batı'daki insanlar ne istiyorsa onu talep ediyor. Polisten korkmadan, özgür yaşamın olduğu bir hukuk devleti talep ediliyor. Batı bu taleplere daha önce sırtını çevirerek, diktatörlerle işbirliği yaparak bölgede inandırıcılığını yitirdi. Fransa Savunma Bakanının, Tunus'daki diktatörün uçakları ile son tatilini geçirdiğini öğrendik."

Mısır'da yaşanan olaylarda otoriter ve İslami rejimlerin karşısında demokratik eğilimlerin ortaya çıktığını ve bunların desteklenmesi gerektiğini bildiren Özdemir, Mısır'daki olaylara kadın ve azınlıkların da destek verdiğine dikkati çekti.

Mısır'daki Hristiyan azınlıkların da rejim ile ilgili endişelerinin bulunduğunu ve onların da meydanlarda yer aldığını ifade eden Özdemir, şunları söyledi:
"Mısır'da yaşayan yüzde 10 oranında Hristiyan azınlık da büyük ölçüde endişe içindeydi. Bu gibi endişelerin benzerliği Türkiye'de de var. Türkiye'nin demokratikleşmesi, AB'ye yakınlaşması, askeri rejimin ortadan kalkması, meclisin güçlenmesi, Türkiye'yi İslami rejime götürür mü şeklinde endişeler var hala. Bu tehlikeyi ciddiye almak gerekir. Hiçbir demokrat dini tehlikeden korktuğu için Ergenekon davasında da öğrendiğimiz gibi askeri rejimi hele de karanlık girişimlerin desteklenmesini haklı kılamaz. Devletin bir kısmı gayri Müslümanlara karşı şiddet girişimini organize edip, İslam korkusuna yönlendirip, ihtilali çağrıştıranlar oldu".

"Türklere yönelik vize tamamıyla kaldırılmalı"

Balkan ülkelerine yönelik vizenin kaldırılmasının ardından Türk yurttaşlarına da uygulanan vizenin tamamıyla kaldırılması gerektiğini savunan Özdemir, "Er ya da geç Balkan ülkelerine uygulanan durum Türklere de uygulanmalı ve vizede kolaylıklar sağlanmalı" diye konuştu.

Özdemir, vizenin kaldırılması konusunda Türkiye'ye de bazı görevler düştüğünü, Türkiye'nin de Balkan ülkelerinin AB ile yaptığı anlaşmaya benzer yasa teklifi hazırlaması gerektiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eğer Türkiye Brüksel'e Balkan ülkelerinin yerine getirdiği şartları yerine getirmeye dünden hazırız şeklinde' güvence verirse; AB de vize engelini tekrar düşünebilir. Vizenin kaldırılması Almanya'yı aşan bir şey. Yeşillerin iktidar olduğu dönemde vize konusunda Almanya en liberal ülke iken, şu an en sert ülke oldu. Vizeye Yeşiller olarak tamamen karşıyız. Eğer kaldırılırsa ben de özellikle Cuma günleri rahat etmiş olacağım. Çünkü turne, etkinlik vs. için Almanya'ya gelmek isteyen müzisyen ve sanatçılar vize talebi için büromu aramak zorunda kalmayacaklar."

"Parti içi kavgalar çıkabilir"

Hamburg'da SPD'nin tek başına iktidara gelmesi durumunda tekrar parti içi kavgaların çıkabileceğine işaret eden Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir, SPD'nin FDP ile koalisyon kurması durumunda vatandaşların karşısına korkulu rüyaların çıkabileceğini söyledi.

Özdemir, "FDP, çifte vatandaşlık, opsiyon modeli, yabancılar yasasına hep karşı çıktı. Hamburg'da uygulanması düşünülen eğitim reformuna da yine FDP karşı çıktı. Ben olsam FDP'ye oy vermem. FDP'nin sosyal devlet anlayışını anlatmaya hiç gerek yok. SPD'nin tek başına iktidara gelmesi durumunda da tekrar parti içi kavgalar çıkabilir" diye konuştu.

"SPD taviz veriyor"

SPD'nin göçmen politikası başta olmak üzere birçok konuda tavizler verdiğini ve gündeminde göçmen politikasının önemli bir yer bulmadığını iddia eden Özdemir, "SPD'de, yabancı dostu politikayla seçim kaybediliyor gibi bir imaj var. Sarrazin'inin sosyal demokrat olduğunu unutmamak gerekir. SPD Genel Başkanı Gabriel'in önce Sarrazin'in partiden ihracını talep edip, daha sonra onun açıklamalarına benzer ağızdan konuşması onların SPD'nin ne kadar yön değiştiklerinin bir göstergesi. Bu değişimleri SPD'deki Türk kökenli politikacılar çok iyi biliyor" dedi.

Türk kökenli seçmene 20 Şubat'ta mutlaka seçim sandığına gitmesi gerektiği konusunda çağrıda bulunan Özdemir, SPD-Yeşiller koalisyonundan yana olduğunu ve bunun göçmen oyları ile seçimlerde belirleneceğine inandığını bildirdi.