"Türkiye, en az etkilenen ülkeler arasında"

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, çalışmalara zamanında başlanması nedeniyle Türkiye'nin bugün pandemiden (domuz gribi) en az etkilenen ülkeler arasında yer aldığını söyledi.

Yayınlanma: 12.11.2009 - 18:50
Abone Ol google-news

Bakanlığının bütçesini Plan ve Bütçe Komisyonuna sunan Akdağ, 2004 yılında ''Pandemi Ulusal Faaliyet Planı'' hazırlıklarına başlandığını belirterek, şöyle devam etti:
''Ülkemiz çok önceden pandemi ile mücadele hazırlıklarına başlamanın, Bilimsel Kurullar ve Dünya Sağlık Örgütü ile beraber çalışmanın ve süreci iyi bir şekilde yönetmenin semeresini görmüştür. Pandemi Ulusal Faaliyet Planı çalışmalarına zamanında başlanmış olması bugün ülkemizin pandemiden en az etkilenen ülkeler arasında yer almasını sağlamıştır. Hastalığın ülkemize sirayeti geciktirilmiş, hazırlıklar başlayıncaya kadar önemli bir süre kazanılmış, sosyal hayatımızın olumsuzluklardan mümkün olduğunca az etkilenmesi sağlanmıştır. Ülkemiz halen hastalıktan nispeten az etkilenen ülkeler kategorisindedir. Ukrayna hazırlıksız yakalandı. Bir haftada 70'in üzerinde insan öldü.''

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, 2010 yılı sonuna kadar aile hekimliğine bütün Türkiye'de geçilmiş olacağını söyledi. Akdağ, Bakanlığının bütçesini ''Tallin Sözleşmesi'' performans değerlendirme kriterlerine göre Plan ve Bütçe Komisyonu'na sundu.

Duvara yansıyan grafikler eşliğinde sunum yapan Akdağ, 2003 yılından beri uyguladıkları ''Sağlıkta Dönüşüm Programı'' hakkında bigiler verdi.
Akdağ'ın verdiği bilgiler konu başlıklarıyla şöyle:
-Kamuya ait hastaneler tek çatı altında toplandı. Zor bir operasyondu memnuniyet verici sonuçlar aldık.

-Performansa dayalı ek ödeme uygulamasına geçildi.

-Aile hekimliği uygulamalarına başlandı.

-Eleman temininde güçlük çekilen yerlerde sözleşmeli sağlık personeli uygulamasına geçildi.

-Doktorlar için devlet hizmeti yükümlülüğü getirildi.

-18 yaşın altındaki tüm nüfus ve eğitim gören çocuklar Genel Sağlık Sigortası kapsamına alındı.

-Memurlar ve diğer tüm sigortalılar özel hastaneler ve tıp merkezlerinden hizmet almaya başladı.

-Faal sağlık evi sayısı 1.572'den 5 bin 268'e, faal sağlık ocağı sayısı 5 bin 55'ten 7 bin 180'e çıkarıldı.

-İki yılda Avrupa'nın en büyük medikal kurtarma ekibini kurduk.
-27 mobil hastanemiz mevcut. Bu hastanelerde küçük cerrahi operasyonları da yapılabiliyor.

-112 acil istasyon sayısı bin 460'a çıkarıldı.

-80 kar paletli ambulans ve hasta kabinli kar aracı alındı. Doğu'da çok büyük hizmetler veriyor.

-15 merkezde 17 helikopterle hasta nakli yapılıyor.

-Ambulans uçak projesini Ocak ayında başlatacağız. Biri turbo jet, diğeri turbo prob (küçük havaalanlarına inebiliyor) alacağız.

-Yoğun bakım ünitesi sayısını 9 kat artırarak 7 bin 351'e çıkardık. Çok nadir durumlar dışında yoğun yatak sayısı yeterli durumda.

-90'lı yıllardan itibaren başlatılan birçok hastane yatırı mevcuttu. Hukuki sorunların olduğu 8-10 tanesi dışındakiler tamamlandı. 238 hastane, 892 sağlık ocağı inşa edildi.

-Sağlıkta dönüşüm Programından sonra 139 bin sağlık personeli istihdam ettik. Atamalarda çok objektif davrandık.

-Performansa dayalı ödeme sistemi getirdik. Özgün bir model oldu. Tam gün yasasını gerçekleştirince yeni bir sistemi daha getirmiş olacağız.

-Sıtma hastalığını da ortadan kaldırma dönemine girmiş bulunuyoruz.

-Tifo vaka sayısı bitme noktasına gelmiştir. Türkiye Cumhuriyeti olarak iftihar ediyoruz.

-Yeşil kartlı vatandaşlarımız kamu sağlık hizmetlerinden rahatça faydalanabiliyor.

-Acil ve yoğun bakım tedavileri tüm hastanelerde ücretsiz verilmeye başlandı.



Sigara yasağı konusunda çok başarılıyız

Programlarının ara hedefleri hakkında da bilgi veren Sağlık Bakanı Akdağ, uyguladıkları politikalar sayesinde 6 yılda tüketilen ilaç miktarının yüzde 113 arttığını, ancak kamuya daha ucuz ilaç temin edebildiklerini söyledi.

Akdağ, SSK'lı ve yeşil kartlı vatandaşlarının ilaçlarını serbest eczanelerden alabilmelerini sağladıklarını da anlattı. Akdağ, şöyle devam etti:
-Tüm hastanelerde hekim seçme hakkına geçmiş bulunuyoruz.

-Sigara yasağı konusunda Türkiye çok başarılı oldu. Bu yüksek liderlik ve politik kararlılıkla başarıldı. Bu konudaki desteklerinden ötürdü muhalefet partilerine teşekkür ediyorum.

-Obezite ile mücadele programını 2010 yılı başında uygulamaya başlayacağız.

-5 yılda bebek ölüm hızını yüzde 40 azalttık. 2012'deki hedefimiz bu oranı binde 10'un altına düşürmektir.

-Kızamık her 3 yılda bir salgın yapardı. Son 3 yılda neredeyse hiç kimse ölmedi. Türkiye kızamığı kıta Avrupasında elemine eden ilk ülke olacaktır. İngiltere ve Almanya gibi ülkelerde binlerce kızamık vakası görülüyor.
 

MHP'li Durmuş ile tartışma

Bakan Akdağ'ın sağlık harcamalarının iddia edildiği gibi çok artmadığını söylediği sırada Komisyon üyesi olmayan ancak toplantıya katılan MHP Kırıkkale Milletvekili ve eski Sağlık Bakanı Osman Durmuş, rakamların doğru olmadığını ileri sürdü. Durmuş, ''Sizi aldatmışlar'' dedi.
 

Durmuş, Dünya Sağlık Örgütüne ''kıyak olsun'' diye Türkiye'deki 41 milyon insanın faz 4 elemanı olarak kullanıldığını ve sonuçlarının gizlendiğini iddia ederek, ''Böyle bir olay demokratik ülkede kabul edilemez, bakan Anayasayı bilerek ve isteyerek ihlal ediyor'' dedi.

Plan ve Bütçe Komisyonunda, Sağlık Bakanlığının 2010 yılı bütçesi üzerinde konuşan CHP Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi, domuz gribi ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın konuşmasında, domuz gribi hakkında da bir şeyler söylemesini beklediğini belirten Hamzaçebi, ''Başbakanla ters düştü, bu yüzden konuya girmeye cesaret edemiyor. Başbakan karşısında mazeret beyan edebilir ama toplumun merakla beklediği bir konuda, Başbakan, 'ben aşı olmayacağım' dedikten sonra susma hakkına sahip değil. Bu konuya açıklama getirmeli'' diye konuştu.

CHP'li Hamzaçebi, AKP'nin bakanlıkta olağanüstü ölçüde kadrolaştığını iddia ederek, ''Bu kadrolaşma, doğu ve güneydoğu patentli bir oluşumun kadrolaşması deniliyor. Bu ekibin dışındaki bir ricanın yerine getirilmediğini öğrendim'' dedi.

MHP Kırıkkale Milletvekili Osman Durmuş, Sağlık Bakanı Akdağ'ın, domuz gribi aşısı konusunda baskı altında olduğunu öne sürdü.

Bu aşının yan etkilerinin olduğunu ve insanların ölebileceğini ifade eden Durmuş, aşı yapılacak kişiye güvence verilmesi gerektiğini bildirdi. Osman Durmuş, ilaç firması Novartis'in kendi internet sitesinde, ''Aşıyı 4 yaş altına ve hamilelere vurmayın'' denildiğini kaydederek, İsviçre'de 2 yaşın altındaki çocuklara domuz gribi aşısı yapılmadığını bildirdi.

MHP'li Durmuş, eski DDY Hastanesinde çalışan 2 temizlik görevlisinin domuz gribi aşısı olduktan sonra rahatsızlandığını ileri sürerek, ''Birisinin kalbi durdu ve şu anda da yoğun bakımda'' dedi.

Durmuş, ''Bu ne biçim baskıdır ki Dünya Sağlık Örgütüne 'kıyak olsun' diye 41 milyon insanımız faz 4 elemanı olarak kullanılıyor ve sonuçları gizleniyor. Böyle bir olay demokratik ülkede kabul edilemez, bakan Anayasanın 17. maddesini bilerek ve isteyerek ihlal ediyor. Başbakan uyardığı halde, hala devam ediyor'' diye konuştu.

Okullarda bu aşının yapılmasının fecaat olacağına işaret eden Durmuş, ''İnsanlar ölebilir. ülkemizde her yıl 10 bin kişi zatürre oluyor. Bu, günde 30 kişi zatürreden ölüyor demektir. Bakanlık ölü çetelesi tutuyor, 'aşın olun' diyor. Niçin insanlar aşı olmaya zorlanıyor?'' diye konuştu.

CHP Antalya Milletvekili Osman Kaptan da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''aşı olmayın'' derken, Sağlık Bakanı Akdağ'ın ''aşı olun'' dediğini, bu durumun da kafa karışıklığına neden olduğunu söyledi.

Muayenelerin paralı hale getirildiğini ileri süren Kaptan, devlet hastanelerinin muayene parası olarak 8 lira, özel hastanelerin de 15 lira aldığını kaydetti. Osman Kaptan, hastaya müşteri gözü ile bakıldığı iddiasında bulundu.


''Benim eczanem de iflas etti"

DTP Siirt Milletvekili Osman Özçelik, eczacıların sorunlarını dile getirdi. Kendisinin de eczacı olduğunu belirten Özçelik, ''35 yıllık eczacıyım. Benim eczanem de iflas etti. Ama Başbakanın dediği gibi beceriksizlikten değil'' dedi.

DTP'li Özçelik, 24 bin eczaneden 10 binin iflas tehlikesi ile karşı karşıya bulunduğunu, eczacıların bankalara olan borç ve faizleri ödemekte zorlandığını belirterek, devletin katkı paylarını eczaneler yoluyla almasını da eleştirdi.

CHP Muğla Milletvekili Gürol Ergin, Başbakan Erdoğan'ın domuz gribi ile ilgili açıklamasından önce aşı olmayı düşünürken, açıklamadan sonra aşı olmaktan vazgeçtiğini söyledi.

AKP Edirne Milletvekili Necdet Budak, ilinin sağlıkta Avrupa standartlarını yakaladığını söylerken, MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay, sağlıkta dönüşümün Türkiye'ye pahalıya mal olduğunu savundu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler