Türkiye, Girişimcilik Zirvesi'nde çok konuşuldu

Türkiye, ABD'de düzenlenen Girişimcilik Zirvesine, hem Türkiye'den gidenlerin yanı sıra diğer ülkeleri temsil eden gruplarda Türk girişimcilerinin yer almasıyla, hem de gelecek zirveye ev sahipliği görevini üstlenmesiyle damgasını vurdu.

Türkiye, Girişimcilik Zirvesi'nde çok konuşuldu
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 28.04.2010 - 08:05

ABD Başkanı Barack Obama'nın Müslüman dünyasıyla ilişkileri geliştirmek amacıyla attığı adımlardan biri olan ve başkent Washington'da düzenlenen Girişimcilik Zirvesi sona erdi.

Zirveye, gelecek yılın ev sahipliğini yapacak Türkiye, bu ilk zirvede de Türkiye'den 6 girişimciyle temsil edildi. Zirvedeki tek Türk girişimciler Türkiye ile sınırlı kalmadı.

Almanya'daki heyette, Alman Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir ile Türk-Alman Ticaret Odası Başkan Yardımcı Nihat Sorgeç, Hollanda'yı temsilen Triodor Yazılım firmasının CEO'su Atilla Aytekin, Norveç'ten gelen heyette Alarga şirketinin Genel Müdürü Dilek Ayhan da yer aldı.

Böylece Türkiye, zirveye, hem dünya geneline dağılan girişimcilere sahip olduğunu göstermesi, hem de zirvenin gelecek ev sahipliği gibi önemli bir işlevi yerine getirecek olmasıyla damgasını vurdu.

 

Obama'ya sarılmasıyla adından söz ettirdi

Norveç'i temsilen gelen heyette yer alan Alarga şirketinin Genel Müdürü Dilek Ayhan, zirvede ABD Başkanı Barack Obama'ya sarılmayı başaran kişi olarak konuşuldu.

Zirvede konuşma yapan Obama salondan ayrılırken yanına giden Ayhan, Obama'ya "sarılabilir miyim?" diye sorduğunu, Obama'nın da kendisini çekerek, sarılmasına izin verdiğini anlattı.

Ayhan, korumaların sıkı güvenlik önlemine rağmen Obama'nın kendisine sarılmasına izin vermesine çok sevindiğini belirterek, "Çok sevimliydi, konuşmadık, sadece sarıldım" dedi.

 

"Türkiye'ye aşığım"

Uşaklı olan ailesinin 1970'lerde Norveç'e gittiğini, kendisinin de orada doğduğunu anlatan Ayhan, mühendis olmasına rağmen kendi işini yapmadığını, 8 yıldır girişimcilikle uğraştığını kaydetti.

Ayhan, Avrupa Genç İş Adamları Derneği'nin başkanlığını yaptığını, Norveç'te AB konferansı düzenlediğini söyledi.

Norveç'teki Türk Gençlik Derneği'nin de kurucusu olduğunu söyleyen Ayhan, "Azınlıklara yönelik olarak çalışan en tanınmış derneklerden biri, devletten ödül almış bir dernek. Norveç'te benim kadar uzun süreli azınlıklara yönelik çalışmış insan bulamazsınız. Bu zirveye de Norveç'ten 8 aday vardı, benim haberim bile yoktu. Azınlıklara yönelik bu çalışmalarımdan dolayı seçilmiş olabilirim" diye konuştu.

Norveç'teki işinde çok uluslu şirketlere, eleman göndermek istedikleri ülkelere uygun insan kaynağı sağladıklarını belirten Ayhan, bunun için genellikle üniversitelerdeki yabancı uyruklu öğrencileri seçtiklerini belirterek, "En iyilerini buluyoruz. Bizim öğrencilerimiz arasında 5-6 dil konuşanlar var" dedi.

Ayhan, "Türkiye'ye aşık" olduğunu belirterek, sık sık ziyaretlerde bulunduğunu ve özellikle İstanbul ve Bodrum'a gittiğini sözlerine ekledi.

 

"Zirvenin Türkiye'de yapılacak olması gurur verici"

Hollanda'yı temsil eden Triodor Software CEO'su Atilla Aytekin de, sorularını yanıtlarken, zirveyi, ABD'nin Müslüman ülkelere ilgisini işletmecilik ve girişimcilikle göstermesi açısından son derece olumlu bulduğunu söyledi.

"Bu organizasyonu yapmak bile ABD'nin Müslüman dünyasındaki imajı açısından bir düzeltme demektir" diyen Aytekin, son 10 yılda böyle bir adım görmediklerini ve ilk kez böyle bir mesaj verildiğini kaydetti.

Aytekin, "Bundan sonraki zirvenin Türkiye'de olması da bizim açımızdan son derece gurur vericiydi. Biz Hollanda'daki Türkler olarak Türkiye'de böyle bir şey olduğunu gördüğümüzde çok hoşumuza gidiyor" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bir sonraki zirveye evsahipliği yapma konusunda doğru bir teklif yaptığını belirten Aytekin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Girişimcilikte iki öge var. Birinci gerçekten girişimcilik, ikincisi ise Müslüman dünyası. Müslüman dünyası dediğimiz zaman, gelişen pazarlar da diyebiliriz buna. Çünkü tesadüf değil, gelişen pazarların yüzde 80'i Müslüman dünyası.
Onun için Türkiye, hem gelişen pazarların lideri olmaya oynuyor, hem de 'benim kalkınma politikam işletmecilikten, girişimcilikten yana olacaktır, sosyal politikalara yatırım yapmayalım, artık işletmeciliğe, girişimciliğe yatırım yapalım' diyor. Onun için Türkiye son derece doğru bir seçim."


"Türklerin seçilmesi tesadüf değil"

Halkının çoğunluğu Müslüman olmamasına rağmen Hollanda'nın neden zirveye davet edildiğine yönelik bir soru üzerine Aytekin, "Olaya, sadece Müslüman ülke olarak değil, batılı ülkelerdeki azınlık girişimciler ve azınlıkların başarısı olarak da baktılar, bu da tesadüf değil. Hollanda ve Almanya gibi ülkelerden 4 başarılı Türk temsilcinin seçilmesi güzel bir gösterge bence ve kesinlikle tesadüf değil" diye konuştu.

Hollanda'da en başarılı girişimcilerin Türkler olduğuna dikkati çeken Aytekin, şunları kaydetti:
"Hollanda'da entegrasyon ve katılımcılık açısından da en ileride olan Türkler. Almanya'dan gelen Yeşiller Partisi Eş Başkanı arkadaşımız var, Hollanda'da genel sekreterimiz Türk. Geçen hafta Rotterdam'ın küçük bir kasabasında Türk belediye başkanı seçildi. Bu, katılımcılık, özellikle de entegrasyon açısından Türklerin Avrupa'da sadece tek ülke olarak değil, değişik ülkelerde de önde gittiğini gösteriyor. Buraya da o nedenle davet edildik. Zaten ABD büyükelçiliği beni aradığında 'Biz Türklerin başarısını gördüğümüz için ve Hollanda'da hem girişimcilik açısından hem toplumsal yarar açısından katkınız nedeniyle sizi davet etmek istiyoruz' dediler."

Girişimcilerin yalnızca ekonomileri değil toplumları de geliştirdiğine dikkati çeken Aytekin, 150 kişilik şirketinde 100 Hollandalının çalıştığını örnek vererek, "Beraber çalışmak kadar entegrasyonu ve karşılıklı iyi anlaşmayı teşvik eden başka bir şey yoktur" dedi.

Kendisinin "Hollanda Rüyası" diye bir kitap yazdığını ve bu adı bir vakfa da verdiklerini anlatan Aytekin, "Bu Hollanda basınında da çok yankı buldu. Artık Türkler kendi rüyamızı alıp başarılı oluyor dediler. İsmim belirlenirken bu da çok dikkat çeken bir unsur olmuş" diye konuştu.

 

"Amerikalılar artık KOBİ'lere yatırım yapmak istiyor"

Zirveyle, ABD'nin "artık yatırım sermayesini somut olarak İslam dünyasına açtığını" gözlemlediğini ifade eden Aytekin, "Eskiden İslam dünyasına biraz daha temkinli bakıyorlardı. Ama son 2 gündür görüyorum ki bunu değiştiriyorlar, teşvik ediyorlar" dedi.

Zirvede ABD'lilerin büyük şirketlerden ziyade KOBİ'lere yatırım yapmak istediklerini söylediklerini belirten Aytekin, "(KOBİ'lerde de teknolojiden tutun küçük otomotiv sanayisine bile yatırım yapabiliriz, yeter ki doğru sektörler olsun ve kar getirebilen sektörler olsun) diyorlar. Bu yeni bir açılım. Çünkü KOBİ'lerin kalkınmasını demokratikleşmenin daha güçlenmesi olarak görüyorlar ve artık orta sınıfı göçlendirmek istiyorlar" ifadesini kullandı.

 

"Türkiye'nin konumu taçlandı"

Technopolis Grubu'nun Türkiye Direktörü Şirin Elçi de, zirveye ilk daveti aldıklarından bu yana Türkiye'nin diğer ülkeler içindeki konumunun çok farklı olduğunu bildiklerini söyledi.

Türkiye'nin gelecek yıl zirveye ev sahipliği yapacak olmasının konumunu "taçlandırdığını" belirten Elçi, "Çabalarımız biraz daha somutlaşır hale geldi. Başbakan Erdoğan'ın attığı önemli bir adım. Biz de elimizden gelen desteği vermek için hazırız" dedi.

Zirvede, kendi faaliyetlerini yanı sıra Türkiye için çalışmalar yaptıklarını anlatan Elçi, "Umarız önümüzdeki yıl yapılacak olan çalışmalara bunların katkısı olur. Türkiye'nin omuzundaki sorumluluk arttı. O yüzden bugünden itibaren çalışmaya başlamamız lazım. Bu, son birkaç aya bırakılıp organize edilecek bir konferans olarak düşünülmemeli. Bunu çok ciddi, çok somut açılımlara doğru götürecek bir iş olarak görmemiz lazım. Bugünden itibaren tüm ilgili kesimlerle ciddi işbirliği halinde yoğun çalışmaya başlamamız gerekiyor" dedi.
 

 

Cem Özdemir'in açıklamaları

ABD'de düzenlenen Girişimcilik Zirvesi'ne katılan Alman Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir, Müslüman, Arap ülkelerinde yaşayan insanların, ülkelerinde modernizasyon, açılım, daha fazla demokrasi, insan hakları, şeffaf yönetim isteyenlerin Türkiye'yi model olarak gördüğünü belirtti.

Türkiye'nin, hem Türkiye'den gidenlerin yanı sıra diğer ülkeleri temsil eden gruplarda Türk girişimcilerinin yer almasıyla, hem de gelecek zirveye ev sahipliği görevini üstlenmesiyle damgasını vurduğu zirveye iştirak eden Özdemir, soruları yanıtlarken, "genellikle Batının İslam dünyasıyla diyaloğu konuştuğunda sorunlardan başladığını, ancak şimdi daha farklı bir yolun tercih edildiğini" söyledi.

Girişimcilikle ilgili sorunlara değinen Özdemir, küçük girişimcilerin para bulmakta zorlandığını, kadın girişimcilerin kendilerine has sorunlar yaşadıklarını, yolsuzluk ve bürokrasinin de büyük problem oluşturduğunu dile getirdi.

"Birçok ülkede devlet, 'Yapılacak bir şey varsa ben yapayım devlet olarak sen bu işe hiç karışma' mantığıyla hareket ediyor. Birçok Arap ve Müslüman ülkesinde, bunun değişmesi gerektiğini anlamak ve bunun önünü açmak, en önemli reformlardan biridir" ifadesini kullanan Özdemir, şunları kaydetti:
"Zaten girişimi konuştuğumuzda, kadınların Müslüman ülkelerde birincil konumda neden daha az olduğu, yolsuzluk, bürokrasi sorunu, bu ülkede girişimcilik kültürünün zayıflığı gibi sorunları konuşmamak mümkün değil. Dolayısıyla bunu tartışmak, bir şekilde İslam dünyasındaki reform dinamizmini dile getirmek anlamına geliyor."

Özdemir, girişimciliğin ülkelerde tehdit olarak görülmemesi gerektiğini ifade ederek, "Tam tersine iş sahaları sağlanıyor, insanlara yeni gelecekler açılıyor" diye konuştu.

 

"Bu zirve Bush döneminde yapılmazdı"

Özdemir, önceki ABD Başkanı George Bush döneminde böyle bir zirve yapılmasının mümkün olmadığına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Olsa bile, biz buraya geldiğimizde özellikle Arap ülkelerinden arkadaşlar kendilerini tehlikeye sokmuş olurdu. Obama döneminin ne kadar farklı dönem olduğunu buradan zaten anlıyoruz, son derece inandırıcı birisi. Mısır'daki konuşmasında gerçekten iyi bir sayfa açtığını çok inandırıcı şekilde söyleyebildi. Bunu yakın doğu politikasında da zaten her gün ispat etmeye çalışıyor. Dolayısıyla yeni başlangıcın güzel bir simgesi oldu."

"Obama'nın yerinde olmak istemezdim" diyen Özdemir, Obama'nın bir yandan Afganistan ve Irak'taki savaşla, diğer yandan birçok iç politik sorunla uğraştığını ifade ederek, "4 yıllık süreçte sorunlardan biri bile yeter, O 10 sorunu aynı anda idare etmeye çalışıyor. Buraya katılanlar da bunun bilincinde. O nedenle çok da fazla şey beklemek yanlış olur" diye konuştu.


"Türkyie model ülke"

Özdemir, Türkiye'nin gelecek zirveye ev sahipliği yapacak olmasıyla ilgili olarak da şunları kaydetti:
"Bu çok hoş, Türkiye'nin ne kadar değiştiğini gösteriyor. 10-15 sene önce de Türkiye böyle bir zirve yapabilirdi ama Müslüman nüfusun ağır bastığı birçok ülkelerden insanlar, 'Türkiye'ye niye gidelim?' havasında olurdu. Bugün artık öyle değil.
Bugün Türkiye tartışıldığında bir model ülke olarak, değişim isteyen insanlar olarak görünüyor. Yani Müslüman, Arap ülkelerinde yaşayan insanlar, ülkelerinde modernizasyon, açılım, daha fazla demokrasi, insan hakları, şeffaf yönetim isteyenler, Türkiye'yi adeta bir model olarak görüyorlar."


"Türkiye'nin 'Vazgeçtik' demesini isteyenler var"

Türkiye'nin AB sürecine de değinen Özdemir, "geçmişteki ümitli havayı ne AB'de ne Türkiye'de gördüğünü" söyledi.

Özdemir, "Ona rağmen müzakereye devam etmek aklıselimin gereği" diyerek, şöyle konuştu:
"Türkiye'nin masadan kalkıp 'Biz vazgeçtik' dememesi çok önemli. Zaten bazı siyasetçiler tarafından istenen o, çünkü müzakereleri AB durduramıyor, yasal bir süreç. Birtakım sözler var ama Türkiye'yi küstürmek, onu bu işten vazgeçirmek gibi bir çizgi mevcut. Bunu zaten görüyoruz. Bence yapılması gereken hızla reformlara, açılımlara devam etmek."

Özdemir, yine de Türkiye'nin AB üyeliği konusunda ümitli olduğunu dile getirdi.

 

"Çevre açılımı da olsa..."

Özdemir, "dünyayla diyalog içinde, kendisine güvenen" bir Türkiye'nin, "çok rahatlıkla Ermenistan'la sınırı açabileceğini" ifade ederek, "Ama bunu yaparken de Ermenistan-Azerbaycan arasında arabulucu konumuna da düşmüş oluyor, onu da aynı anda yapmalı. Türkiye'nin gitmesi gereken yol bu" dedi.

"Kürt, Alevi, gayrimüslim açılımına bir de çevre açılımı eklenmesini" isteyen Özdemir, "Ben bir çevreci, Yeşiller Partisi siyasetçisi olarak çok memnun olacağım. Ne yazık ki Türkiye'de birçok güzel bölge barajlardan ötürü su altında kalma tehlikesiyle karşı karşıya. Umarım hükümet bir çevre açılımını da buna ekler" diye konuştu.
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler