Türkiye, 'güvence' konusunda ısrarlı

Ermenistan Anayasa Mahkemesi'nin Türkiye ile yapılan ilişkilerin normalleşmesine ilişkin protokollerin Anayasaya uygun olduğunu bildirmişti. Ancak mahkemenin, Ocak ayında açıklanan gerekçeli kararında, protokollerin, Anayasanın atıfta bulunduğu, "soykırım" tanınması amacını içeren Ermenistan'ın bağımsızlık bildirgesiyle "çelişemeyeceği"ni bildirmesi, Ankara'nın sert tepkilerine neden oldu.

Kararın "düşündürücü", Ermenistan ile sağlanan uzlaşın, "lafzı ve ruhuna aykırı" olduğunun altını çizen Türkiye, bu ülkeden talep edilen "güvence" verilmesinde ısrar ediyor.

"Güvence hangi yöntemlerle verilir?"

Erivan'dan beklenen "güvence"nin iki yöntem ile verilebileceği belirtilirken, bunların yazılı bir metin, ya da "kuvvetli üst düzey bir siyasi deklarasyon" olmasına dikkat çekildi.

Bu arada, yanlış bir anlamaya da vurgu yapılarak, Erivan'dan talep edilen "güvence"nin sağlanması halinde TBMM'ye sevk edilen protokollerin onaylanacağı gibi bir durum söz konusu olmadığı belirtildi.

Ankara'da, "Erivan güvence verdiği takdirde protokollerde ilerleme sağlanacağını demedik. Söylediğimiz, güvence verilmesi, mahkeme kararı önceki duruma dönülebilmesi için gerekli olduğudur" görüşü dile getirildi.

"Washington ve Bern Türkiye'nin hassasiyetlerini anlamadı"

Öte yandan, Türkiye'nin sert tepki gösterdiği Ermenistan Anayasa Mahkemesi kararına, Obama Yönetimi ve Türk-Ermeni sürecinde arabuluculuk yapan İsviçre tarafından verilen destek değerlendirilirken, Washington ve Bern'in, Ankara'ya karara "sadece hukuki baktıkları"nı söylediklerine dikkat çekiliyor.

Mahkeme'nin kararı açıklandığında protokollerin Anayasaya uygun bulunmuş olmasına odaklanan ABD ve İsviçre'nin "Türkiye'nin hassasiyetlerini anlamadığı" ifade ediliyor.

Ancak, bunun ardından her iki ülke ile gerçekleştirilen temaslarda yapılan bilgilendirme sonucunda hem Washington'da, hem de Bern'de Türkiye'nin pozisyonuna yönelik "daha anlayış" görüldüğüne dikkat çekiliyor.