'Türkiye PYD'nin kontrolüne izin veremez'

Halen KNC Dışişleri Komitesi başında bulunan Abdülhakim Beşar, İngiliz düşünce kuruluşlarından Henry Jackson Society'nin İletişim Direktörü Michael Weiss ile yaptığı mülakatta, Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani'nin girişimiyle KNC ile Demokratik Birlik Partisi (PYD) arasında yapılan Erbil Anlaşması'na değindi. Beşar "Anlaşmada eşitlik yok. Aslında hem siyasi boyut, çünkü PYD'nin Suriye otoriteleriyle olan bağlarıyla biliniyor, hem de temsil oranı açısından PYD lehinde" dedi.

Telegraph gazetesince yayımlanan mülakatta, KNC oluşturulduğunda çeşitli Kürt partilerinin PYD'ye taviz vermeyi reddettiklerini ancak bu anlaşma ile PYD'nin birçok ayrıcalık sağladığını savunan Beşar, kendilerinin de bu ayrıcalıkları "Suriye'de bir Kürt-Kürt ihtilafını önlemek için kabul ettiklerini" belirtti.

Abdülhakim Beşar, "Anlaşma, Kürt bölgelerinin konsensusla yönetileceğini vurgulasa da PYD hala kendine bağlı Halkın Koruma Silahlı Güçleri aracılığıyla tüm Kürt bölgelerinde kendi politikalarını uyguluyor" şeklinde konuştu.

Başka bir soru üzerine PYD'nin Kürt aktivistler ve barışçıl göstericilere karşı "tehdit, gözdağı ve şiddet" dilini kullandığını, KNC'yi gerçek bir ortak olarak kabul etmediğini savunan Beşar, buna karşın Erbil anlaşmasını uygulamak için her türlü çabayı göstereceklerini de ifade etti.

"Türkiye önceden Erbil anlaşmasının farkında değildi"

"Ankara'nın, imzalanmasından önce Erbil Anlaşması'ndan haberi var mıydı? " sorusuna "Türkiye'nin bu anlaşmanın farkında olduğunu sanmıyorum" karşılığını veren Beşar şöyle devam etti:

"Türkiye'nin (Esad) diktatörlüğünü devirmek için her türlü çabayı gösterme arzusu var. Aynı zamanda Türkiye'nin hiçbir zaman PYD'nin, kısmen de olsa, Suriye Kürdistan'ını kontrol etmesine izin vereceğini sanmıyorum. Bu nedenleki yarı özerk bir Kürt bölgesi veya bir federal bölgeye karşı çıkıyor. Ancak biz KNC ve Kürt Demokrasi Partisi'nde halkımızın çıkarları doğrultusunda ve yeni Suriye'nin gerçeği ve kendimizin potansiyelini dikkate alarak hareket edeceğiz."

Abdülhakim Beşar "KNC, Türkiye'nin Suriye'nin Kürt bölgelerine müdahale etmesinden korkuyor mu?" sorusunu yanıtlarken de Suriye otoritelerinin bazı idari ve sivil hizmetlerin yönetimini PYD'ye teslim ettiğini ve PYD üyelerinin de parti bayrağı çektiğini anlattı.

Buna karşın, "Suriye'deki Kürdistan'da hiçbir bölge kurtarılmış değil" diyen Beşar, herhangi bir kentin kurtarılmasının "tüm güvenlik güçlerinin kovulması" demek olacağını, hâlbuki Suriye güvenlik güçlerinin "kurtarılmış" olarak ilan edilen yerlere sürekli gittiklerine dikkat çekti.

"Aslında bundan büyük kaygı duyuyoruz, çünkü PYD'nin silahlı kontrolü, kötü sonuçlara yol açabilir, bunlardan biri de Türkiye'nin Suriye'deki Kürdistan'ı işgali olur" diye konuşan Beşar, son olarak da KNC ile Suriye muhalefetinin üst örgütü Suriye Ulusal Konseyi (SUK) arasındaki ilişkileri değerlendirdi. Abdülhakim Beşar şunları söyledi:
"Konseyle ilişkilerimiz iyi. SUK'ta Müslüman Kardeşler'in oynadığı başlıca role rağmen Suriye muhalefetinin çeşitli gruplarıyla iletişimimiz, SUK'un; aramızdaki birçok ulusal konuya ilişkin görüş ayrılıklarına karşın, Suriye'nin geleceğine ilişkin vizyonumuz ve Kürt sorununun çözümüne ilişkin stratejimize en duyarlı ve en yakın olan çerçeve olduğunu kanıtladı."

SUK'un eskiye göre daha gerçekçi ve daha sorumlu biçimde hareket ettiğini düşündüğünü ifade eden Başer, "Bu da, yeni başkanın (Kürt kökenli Abdülbasid Seyda) Suriye'yle ilgili konuları daha yakından bildiği veya pratik deneyimlerin, SUK'a çeşitli konulara ilişkin daha çok tecrübe edinmesini sağladığı için olabilir" diye konuştu.