"Türkiye üzerinde oynanan bir oyun"

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Mithat Atabay, Ermeni meselesinin global bir sorun olduğunu belirterek, ''Bunu Ermeni Soykırımı olarak değil, Türkiye üzerinde oynanan bir oyun olarak görmek gerek'' dedi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 05.03.2010 - 09:49

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Mithat Atabay, Ermeni meselesinin, batılıların şark veya doğu sorunu diye ortaya koydukları meselenin, günümüze yansımaları olarak değerlendirildiğini söyledi.

Bunun tarihsel bir proje olduğunu, bu proje çerçevesinde de Osmanlıyı önce Avrupa'da durdurmak, sonra Avrupa topraklarından atmak ve en sonra da Anadolu topraklarından tamamen atarak, geldikleri Orta Asya'ya göndermek amacı bulunduğunu ifade eden Atabay, bunun 19. yüzyılda hız kazandığını vurguladı.

Atabay, ''20. yüzyılda da Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılmasıyla zannettiler ki artık yerle bir ettik biz bunları, onlar bir devlet kuramaz. Ama Türkiye Cumhuriyeti'ni hesap edemediler'' dedi.

Batılıların, Osmanlı içerisinde bulunan gayrimüslim tebaayı özellikle ıslahat yapılması konusunda çok zorladığını, onları kışkırttıklarını ifade eden Atabay, bu kapsamda bunlara bazı hakların verildiğini bildirdi.


ABD'nin yeni dünya düzeni projesi

Mithat Atabay, Lozan'da, Türkiye'de 3 azınlığın kabul edildiğini, bunların Ermeniler, Rumlar ve Yahudiler olduğunu kaydederek, bu üç topluluğun, kendilerini azınlık olarak görmediğini ve Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşı kabul ettiklerini bildirdi.

Ermeni meselesinin tarihi süreç içinde tekrar gündeme gelmesinin 2. Dünya Savaşı sonlarına doğru ABD'nin demokrasi kavramını ön plana çıkararak yeni bir dünya düzeni kurulması şeklindeki projesi olduğunu dile getiren Atabay, bunun üzerine Ermeni temsilcilerinin ABD Başkanı, İngiltere dışişleri bakanı ve Rus devlet başkanına birer telgraf çekerek, yeni dünya düzeni içinde bağımsız olmak istediklerini, Anadoluda topraklarının olduğunu öne sürerek bunları geri istediklerini anımsattı.

Atabay, Ermeni iddialarının 1965'lerde dini, siyasi ve kültürel bir havaya bürünerek tekrar gündeme getirildiğini belirterek, dünyanın her tarafındaki Ermeni patrikhane ve kiliseleri, eğitim öğretim kurumları, siyasi kuruluşların harekete geçerek, sözde Ermeni katliamının 50. yıl dönümü için kendilerine bir kulp bulduklarını savundu.


Mesele global

Mithat Atabay, yaşanan süreç içinde yurtdışında 1976 yılından başlamak üzere Türk Büyükelçileri ve diplomatlarına saldırıların başladığını anımsatarak, 1984 yılından itibaren de Türkiye'nin doğusunda bölücü terör olaylarının yaşandığını kaydetti.

Ermenilerin bir taraftan da yurt dışındaki diasporanın faaliyetlerini sürdürdüğünü anlatan Atabay, şöyle konuştu:
''Mesele aslında global bir mesele. Anadolu'nun değerleri, Anadolu'da yer alan pazarı elde etmek isteyenler bu gruplar, sürekli olarak 19. yüzyılın son çeyreğinden itibaren bu meseleyi gündeme getiriyorlar. Yoksa Türkiye'de yaşayan Ermeni yurttaşlarımızın her hangi bir sorunu yok. Hatta 1934 yılında Atatürk'e bir suikast girişimi yapılıyor, Çerkez Ethem'in adamları tarafından. O zaman bunlar bu suikast girişimini şiddetle kınıyorlar.

Rumlar, Ermeniler ve Yahudiler de bunu kınıyor, sinagoglarda ve kiliselerde dualar yapıyorlar, kurban kesiyorlar. Bugün onları herkes unuttu.

Türkiye huzur içerisinde olduğu zaman yükselir, huzursuzluk çıkarsa kendi içi ile meşgul olacağı için çevresinde olan olaylara fazlaca enerjisini harcayamaz. O zaman da çevresinde pek çok olay başkalarının çıkarına olur. Bunu böyle değerlendirmek gerekir. Bunu bir Ermeni soykırımı olarak değil, Türkiye üzerinde oynanan bir oyun olarak görmek gerekir.''


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler