Türkiye'de Seçim Sistemi Özürlüdür...

Türkiye'de Seçim Sistemi Özürlüdür...
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 20.10.2010 - 06:22

Bugün ülkemizde demokrasimizin önünde bulunan en önemli engel bağımsız olmayan medya ve güvenli olmayan seçim sistemidir. Halk iradesi özgür ve adil bir şekilde sandığa yansımadıkça gerçek demokrasiden söz edilemez. Bu nedenle özellikle CHP ve diğer muhalefet partilerinin en önemli görevi, seçmen iradesini sandığa adil yansıtacak demokratik seçim sistemini yeniden kurmak için mücadele vermek olmalıdır.

Demokrasilerde halk ya yerel ve genel seçimlerde oyları aracılığıyla tercih ettiği partinin adaylarını destekleyerek iradesinin yönetimde egemen olmasını ya da referandumlarda ülke yönetimiyle ilgili istediği konunun kabul edilmesini sağlar. Bu sürecin sağlıklı işleyebilmesi adil ve şeffaf bir seçim sistemine bağlıdır.

Demokrasilerin olmazsa olmaz önkoşulu seçmen iradesinin sandığa tümüyle yansımasını sağlayan seçim sisteminin güvenilirliğidir. Acaba bu konuda Türkiye’de durum nasıldır?

Referandum öncesinde ve sonrasında seçim sisteminin güvenilirliğini tartışan ciddi iddialar çeşitli örnekler ve kanıtlarıyla öne sürüldü. İddiaların özünde, sistemin yetersizlikleri yüzünden seçmen iradesinin sandığa adil bir şekilde yansımayacağı görüşü vardı. Ancak bu iddialar bazı internet gazeteleri ve birkaç gazete dışında basında yeterince yer almadı.

Kanıtlar mı yetersiz?


Ciddi kanıtların varlığına rağmen ülkemizin ve rejimimizin geleceğini doğrudan etkileyen “seçim sisteminde olumsuzluk” ve “referandumda usulsüzlük” iddiaları neden yazılı ve görsel basınımızda yeterince yer almamış ve devlet kurumları sorunun üzerine gitmemiştir? Kanıtlar mı yetersiz, iddialar mı zayıftır?

Referandum öncesi ve sonrasında dile getirilen başlıca iddialar şunlardır:


Parmak boyama kaldırıldı, bir kişi birçok kez oy kullanabilir.

Kimlik numarası kişinin bir kez oy kullanabilmesi için yeterli güvence değildir. Çünkü nüfusta kişiye ait bir bilginin örneğin baba adının değiştirilmesi ile aynı kişiye yeni bir kimlik ve numarası verilebilmektedir. Böylelikle bir kişi farklı sandıklarda birçok kez oy kullanabilir.

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi yüzünden seçmen kütükleri sağlıklı olmaktan çıkmıştır. TÜİK Başkanvekili Ömer Toprak’ın da ADNKS formlarının imhası üzerine yaptığı açıklamada dile getirdiği gibi, cezayı göze alarak “Biri sahte, iki tane TC kimlik numarası olması halinde mükerrer oy kullanmak mümkün olabilir”.

Bu sahteliğe yol açabilecek olan kayıt sistemi formları, liste ve çizelgeleri de 2008 yılı kasım ayında TÜİK talimatıyla tüm il ve ilçelerde imha edilmiş sahteliklerin belgelenmesi olanağı kalmamıştır.

Seçmen kütükleri yazımında ortaya çıkan karışıklıklar sonunda 2007 genel seçiminde 42 milyon 799 bin olan seçmen sayısı 2009’da yapılan yerel seçimde 48.049 milyon olarak ilan edildi. 2 yılda 5 milyon 250 bin seçmen artışı oldu. 2010 yılında ise kayıtlı seçmen 52.051.828 olarak ilan edildi. Bir yılda seçmen sayısı 4 milyon, 3 yılda ise 9 milyon 300 bin dolayında arttı. Bu artışın nedeni anlaşılamamıştır.

Nüfus yüzde 3, seçmen sayısı yüzde 20 artarken sandık sayısı yüzde 5 azalmıştır.

Türkiye’nin birçok yerinde binlerce kişinin seçmen kütüklerine yazılmadıkları mahkeme kararları ile belirlenmiştir.

ABD’den getirilen SECSİS adı verilen sayım sistemi şüphelidir. Dışarıdan müdahaleye açıktır. Bir milletvekilimizin sistemin güvenilirliği ile ilgili olarak Adalet Bakanı’na verdiği soru önergesine “Yüksek Seçim Kurulu’nun yargısal niteliği ve konumu ile bağdaşmadığı” gerekçesiyle bakan tarafından yanıt verilmemiş, güvenlikle ilgili birçok soru yanıtsız bırakılmıştır. Oysa Yunanistan genel seçimlerde güvenilir olmadığı için bu sistemi kullanmaktan vazgeçmiştir.

Bir başka milletvekilimizin referandum sonrası sandık sonuçlarının tek tek açıklanması isteğine Yüksek Seçim Kurulu ret yanıtı vermiştir. Sayın miletvekili de kararın iptali için Danıştay’a dava açmıştır.

Ancak bir kısmını sıraladığımız iddialar ve kanıtlar görüleceği üzere ne yetersiz, ne de zayıftır. Aksine iddialar ve kanıtlar güçlü ve önemlidir. Var olan seçim sistemi kötü niyetli müdahalelere açık, özürlü ve şaibelidir. Bu seçim sistemiyle bundan sonra adil ve şeffaf demokratik seçimlerin yapılması olanağı kalmamıştır ve AKP gidilecek her seçimde kazanma şansına sahiptir. O halde konunun bu denli ciddiyetine rağmen basında yeterince yer almaması ve ilgili devlet kurumlarının konunun üstüne gitmemesi neyi göstermektedir?

İki ayaklı tehlike

Yaşanan süreç anayasal devlet kurumları ve demokratik rejimimiz açısından tehlikeli bir durumun varlığını göstermektedir. Tehlike iki ayaklıdır. İlki, bir ideolojik düşüncenin kadrolaşmasının sonucunda, çok açık iddia ve kanıtlara rağmen ilgili devlet kuruluşlarının sorunu yok sayarak sorumluluklarını yerine getirmemeleridir. Tehlikenin ikinci ayağı ise yasama, yargı ve yürütmeden sonra demokrasilerin en önemli dördüncü gücü olarak tanımlanan medyanın da ülkemizin geleceği açısından çok önemli olmasına rağmen konuyla ilgilenmemesi ve ne yazık ki kendisinden beklenen hizmeti artık yeterince yerine getirmemesidir.

Kimi görüşlere göre medyamızın yüzde 60’ının yandaş olduğu belirtilmektedir. Oysa referandum sürecinde yaşanılanlar bu oranın bile az olduğunu, AKP hükümetinin devlet gücünü kullanarak oluşturduğu baskıların sonuç verdiğini ve medyanın hemen tümünün hükümetin hoşuna gitmeyecek haberlere ve köşe yazılarına yer vermediğini göstermiştir. Bugün birkaç gazete ve TV dışında iktidarın icraatlarını eleştirebilecek, yapılan yanlışların üzerine gidecek medya aracı kalmamıştır.

Vatandaşlarımız demokrasilerde olmazsa olmaz olan farklı görüşleri çeşitli medya kaynaklarından öğrenebilme olanağından yoksundurlar.

Bugün ülkemizde demokrasimizin önünde bulunan en önemli engel bağımsız olmayan medya ve güvenli olmayan seçim sistemidir.

Halk iradesi özgür ve adil bir şekilde sandığa yansımadıkça gerçek demokrasiden söz edilemez.

Bu nedenle özellikle CHP ve diğer muhalefet partilerinin en önemli görevi, seçmen iradesini sandığa adil yansıtacak demokratik seçim sistemini yeniden kurmak için mücadele vermek olmalıdır.

Halkımızın iradesinin sandığa serbestçe ve adil bir şekilde yansımasını sağlayacak adil ve şeffaf seçim sistemini yeniden tesis etmeden Türkiyemizin sorunlarını çözmeyi beklemek ham bir hayalden öteye gidemez.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon