"Türkiye'nin Doğu'ya açılımı kibir ve ticari çıkar yüzünden"
Los Angeles Times'ta Obama ve Robert Gates'in "AB soğuttuğu için Türkiye Müslüman ülkelere yöneldi" tezlerinin yanlış olduğunu iddia eden bir makalesi yayımlanan Prof. Henri Barkey, "Obama ve Gates yanılıyor, asıl nedenler farklı. Türkiye dünyadaki rolünü fazla abarttığı için ve ticari çıkar amacıyla Müslüman ülkelere yöneldi" dedi.

Carnegie Uluslararası Barış Programı Konuk Öğretim Üyesi ve Lehigh Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Proferörü Henri Barkey, Los Angeles Times'ta "Türkiye'nin Batı'dan uzaklaşmasında Avrupa'yı suçlamayın" başlıklı bir makale yazdı. Barkey özetle "Avrupa Birliği'nin Türkiye'yi sürekli reddetmesi Türkiye'nin Müslüman ulusları kucaklamasını tek başına açıklamıyor. ABD Türkleri içte reform yapmaya sevketmeli" tezini savundu.
"AB yakın olsa bile hükümet aynı şekilde hareket ederdi"
ABD Başkanı Obama ve ABD Savunma Bakanı Gates'in Türkiye'nin batıdan uzaklaşmasını AB'nin soğuk tavrına bağladıkları açıklamaları anımsatan Barkey, "İkisi de yanılıyor. Türklerin davranışlarına ilişkin analizlerinde ve açıklamalarında işaret ettikleri politika reçetelerinde yanılıyorlar" dedi. Avrupa'yı kınamanın durumu aşırı basitleştirmek anlamına geldiğini ve istenmeyen sonuçlara yolaçabileceğini kaydeden Kıbrıs'ın "bölünmüşlüğünün" de AB için bir sorun olarak sürdüğünü hatırlattı. Barkey, "Her durumda Türkiye'nin AB'ye girişi en az 20 yıl alacak ve AB'nin sürekli reddetmesi Türkiye'nin Avrupa ve Batıya karşı artan karşıt düşünceleri tek başına açıklamaz."
"Sağlıksız kibir dozuyla artan ihtiras"
Recep Tayyip Erdoğan yönetimindeki şimdiki Türk hükümeti ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) AB üyeliği yakın olsa bile aynı şekilde hareket ederdi" iddiasında bulundu. Barkey Türkiye'nin doğuya yönelmesini şöyle açıkladı:
"Türk hükümetinin batılı olmayan hükümetlere doğru artan açılımı, kısmen dünya sahnesindeki önemine ilişkin fazla abartılı bir duygu tarafından yönlendirildi. Türk liderler ülkelerinin önde gelen dünya güçleri arasında olması gerektiğine ve stratejik konum, ekonomik maharet, tarihi bağlar ve kültürel yakınlığın, Ankara'nın Müslüman dünyada önemini güçlendirmeye yönelik tasarlanmış etkin bir dış politikanın arkasında ek sürükleyici değerler olduğuna inanıyorlar. Sağlıksız bir kibir dozuyla artan bu ihtiras, yeni dış politikanın iki sürükleyici gücünden biri.
İkincisi ise Türkiye'nin ticari çıkarlarıdır. Güçlü ihracat dürtüsü ve yabancı yatırım için duyulan iştah büyümeyi ateşlemiş ve Türkiye'yi dünyanın 16'ncı büyük ekonomisi haline getirmiştir. Başkan Obama'nın da bildiği gibi ticari çıkarlar Türkiye'Yi, BM Güvenlik Konseyi'ndeki yaptırımlar oylamasında Tahran'ın yanına ve ABD'nin karşısına yönelten faktörlerden biridir. Türkiye ambarları için sağlam yeni pazarlar arayışında ve Orta Doğu politikası yeni fırsatlar açılmasına yardımcı olmakta, varolanları da pekiştirmektedir."
"ABD Türkiye'de reformları desteklemeli"
Türkiye'nin Kürt sorunu ve hukukun üstünlüğü gibi kısa vadede ortadan kaybolmayacak gibi görünen iki başka temel sorunu bulunduğunu da belirten Barkey, "Kürt sorununa askeri çözüm yok, daha fazla kültürel özgürlüğe izin verecek siyasi yaklaşım gerekiyor" dedi. Türkiye'nin bir kanun devleti olmasına karşın hukukun üstünlüğü ilkesini tamamen kucaklayamadığını iddia eden Barkey, "Askeri cunta tarafından hazırlanan 1982 anayasası, başka birşey için değil, devleti vatandaşlarından korumak için tasarlanmıştı. Hukuk uygulamaları keyfi ve devlete istediği yerde istediğine eziyet etme izni veriyor" dedi. Henri Barkey, bu durumun Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı altında bir nebze bile olsun değişmediğini kaydetti.
Prof. Henri Barkey, söz konusu engellerle başa çıkmanın on yıllar olmasa bile yıllar alacağını kaydederken "Bu nedenle Türkiye'nin karşılaştığı zorluklardan Avrupa'yı suçlu tutmak adil değildir ve Avrupalıları gereksiz soğutmak olur" dedi.
ABD, Türkiye ve AB'li değişim avukatlarıyla aynı safta olmalı
ABD'nin Türkiye'nin iç konuları konusundaki üslup ve sessizliğinin, Türk liderleri reformlar ve AB üyeliği yolundaki zorluklara ilişkin halkları nezdinde dürüst olma yükünden kurtardığını iddia eden Barkey, "Bu Türkiye'nin lehine olmaz, aksine Türkiye ve AB arasındaki mesafeyi katılaştırır" dedi, önerilerini şöyle iletti:
"Daha akıllı bir Amerikan politikası Türkleri reforma sevketmeye odaklanmak olurdu. Reformları oluşturan daha hızlı bir Ankara, AB üyeliğini almaya daha yakın olur. Ve şayet Türkiye'nin üyeliği ABD'nin çıkarına ise, o zaman Washington'un kendi iç sorunlarına da dikkat gösteren bir ülke için daha kapsamlı bir yaklaşım geliştirmesi gerekir. ABD kendini Türkiye ve Avrupa'lı değişim avukatlarıyla aynı safa koymalı ve Türkiye'nin daha hoşgörülü ve demokratik bir topluma dönüşmesine yardımcı olmalıdır. AB üyeliği sadece o zaman olasıdır."

En Çok Okunan Haberler
-
Cübbeli Ahmet'ten 'çakarlı araç' savunması
-
Mansur Yavaş Cumhurbaşkanlığı seçim anketini paylaştı
-
'İmralı' sürecinde amaç açığa çıktı!
-
Saray'dan çok konuşulacak 'Yavaş' çıkışı
-
Edip Akbayram hayatını kaybetti
-
Ayşe Barım'ı tahliye eden hakim hakkında flaş gelişme
-
ABD'de aşağılanan Zelenski aradığını orada buldu
-
Edip Akbayram'dan kötü haber
-
Tüm kredi kartlarında limitler değişiyor!
-
İddia: Bahçeli'den, Demirtaş'a telefon