'Türkiye'nin net talepleri İsrail'e söylendi'

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İsrail Sanayi ve Ticaret Bakanı Ben Eliezer'le Brüksel buluşmasında Mavi Marmara baskını için bir özür mektubunun kaleme alındığı iddialarına ilişkin olarak,''Orada Türkiye'nin talepleri net olarak İsrail tarafına, doğrudan, 'Şu taleplerimizin yerine gelmesi lazım' diye söylendi. Taleplerimizden bir kısmı ondan sonra yerine gelen şeyler'' dedi.

'Türkiye'nin net talepleri İsrail'e söylendi'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 31.08.2010 - 12:06

Bir televizyon kanalında gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Yedioth Ahronoth gazetesinde yer alan bir haberdeki Ben Eliezer'le Brüksel buluşmasında Mavi Marmara baskını için bir özür mektubunun kaleme alındığı iddialarına yanıt verdi. Yardım konvoyuna baskın sonrası Türkiye'nin 7 talebinden 5'inin yerine geldiğini ifade eden Davutoğlu, uluslararası hukuka aykırı bir müdahalede bulunan İsrail'in uluslararası toplumdan ve ailelerden özür dilemek durumunda olduğunu söyledi. ''Böyle bir çerçevede bu sadece Türkiye'nin talebi değil, uluslararası toplumun talebi. Bu mesele İsrail ile uluslararası toplum arasında'' diye konuşan Davutoğlu, İsrail'in özrünü Türkiye'ye de yapabileceğini, önemli olanın bunun deklare edilmesi olduğunu vurguladı.

Davutoğlu, ''Bu görüşmelerde dolaylı doğrudan, nihayetinde Brüksel'de veya değil, bütün konular konuşuldu tabii. Nihayet bir araya geliyorsanız bizim için önemli olan o muhasebenin yapılması'' dedi. İkinci bir mektubun kaleme alınıp alınmayacağı sorusunu bu konuda detaya girmeyeceğini söyleyerek yanıtlayan Davutoğlu, Brüksel'de o görüşmeyi yaptığı zaman henüz gemilerin salıverilmediğine, uluslararası komisyonun kurulmadığına dikkati çekti.

Özür ve tazminatın kısa vadede karşılanacağına dair beklentisi olup olmadığına dair bir soruyu da Davutoğlu, şöyle yanıtladı: ''Biz o talepleri gündeme getirdiğimizde daha o komisyon yoktu. Geri kalan talepler konusunda net olarak tutumumuz belli. Vatandaşlarımız uluslararası sularda katledilmişlerdir, hukuki bir durum ortaya çıkmıştır. Bu hukuki durumun sonuçlarının uluslararası toplumca ve İsrailce çok net olarak tanımlanması lazım, bizim beklentimiz bu."

Mektubun ''uluslararası kamuoyuna'' başlığı ile gelmesi durumunda Türkiye'nin kabul edip etmeyeceğinin sorulması üzerine Davutoğlu, ''Meselenin başından beri biz uluslararası toplumla ilgili olduğunu söylüyoruz. Bunun formatı üzerine tabii ki konuşulur. Türkiye de uluslararası toplumun bir parçası. Önemli olan burada bir uluslararası hukuk ihlali olduğunun tescil edilmesi. Özürle kastedilen temel hedef budur" dedi.

Mektubun İsrail Dışişleri Bakanı Lieberman'a takıldığı iddialarıyla ilgili olarak da Davutoğlu, başka bir ülkenin iç işlerine ilişkin yorum yapamayacağını belirterek, ''Ancak o görüşmenin basına sızdırılması o sürecin engellenmesi sonucunu doğurmuştur. Eğer orada istenilen şeyler diğer talepler gibi karşılansa Türkiye İsrail ilişkileri de, Ortadoğu'daki barış çabaları da çok farklı bir yerde olurdu, bunu söyleyeyim. Yeni bir dönem başlaması için de bu konudaki taleplerimiz gayet net ve açık'' diye konuştu.

Yunanistan ile 'casus belli'

Bakan Davutoğlu, Milli Güvenlik Siyaset belgesinde yeni düzenlemelerle Yunanistan'ın karasularını 6'dan 12 mile çıkarmasının savaş nedeni (casus belli) sayılmasının kaldırılıp kaldırılmayacağı ile ilgili olarak, "Milli Güvenlik Siyaset Belgesiyle ilgili çalışmaların gizlilik ihtiva ettiğini, bu konuda açıklama yapmayacaklarını" belirtti. Türkiye'nin genel dış politika stratejisi bağlamında yeni yaklaşımlarında tehdit kavramlarından çok vizyon kavramının öne çıktığını kaydeden Davutoğlu, geçmişte sıkıntı yaşanan Yunanistan, Rusya, Suriye gibi komşu ülkelere bakışında son yıllarda ciddi değişim olduğuna işaret etti. Yunanistan ile karşılıklı olumlu adımların atıldığına dikkati çeken Davutoğlu, "casus belli" kararının daha önce Yunanistan meclisinin aldığı bir karara tepki olarak Türkiye Meclisinin hükümeti tedbir alma konusunda yetkilendirmesiyle ortaya çıktığını anımsattı.

Davutoğlu şunları kaydetti: ''Bu boşlukta doğan bir şey değil. Türkiye ile Yunanistan arasında ilişkiler geliştikçe, bu iki kararın birden revize edilmesi düşünülür. Bu tek taraflı olarak Türkiye'nin atacağı bir adım değil, öbür tarafta da bir Meclis kararı var. Ben bu konuda ümitliyim. Çünkü Türkiye Yunanistan ilişkileri çok olumlu yönde seyrediyor. Daha önce büyük kriz olacak konular, yakın iletişimle bazen kamuoyunun hiç haberi olmadan çözülebiliyor. Genel ortamda bir yumuşama var beklenti yüksek.''

Sonbaharda Yunanistan'a ziyareti olacağını anımsatan Davutoğlu, ''Karşılıklı olarak bu konularda güzel gelişmeler var. Böyle devam ettiğinde, karşılıklı olarak bu konuda atılacak adımlarla, iki ülkenin birbirini tehdit ya da savaş sebebi görmesi şeklindeki tutumlarda değişiklikler beklenir, ama Milli Güvenlik Siyaset belgesiyle ilgisi olmayan konular bunlar'' diye konuştu. Davutoğlu başka bir soru üzerine, bu konuda Genelkurmay ile hükümet arasında bir görüş ayrılığı olmadığını ifade etti.

Anayasa referandumu

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Brüksel'e gideceğinin hatırlatılması üzerine Davutoğlu, ana muhalefet liderinin Brüksel'e gitmesinden Dışişleri Bakanlığı olarak çok memnun olacaklarını söyleyerek şunları kaydetti: "Anayasa paketini Brüksel'e gidip eleştirebilecekse, yani şu maddeler Avrupa Birliği'ne aykırıdır diyebilecekse Ankara'da da desin, Tunceli'de de desin, İzmir'de de desin. Ama bunu Brüksel'de diyemeyecekse Türkiye'de de demesin." Anayasa referandumunun bir siyasi tartışma olmadığını belirten Davutoğlu, süreçle ilgili iç tartışmaların geçeceğini, ancak anayasa reformunun kalacağını ifade etti.

Davutoğlu, Türk halkının olağanüstü dönemlerde yazılmış anayasaya karşı net tutumunu göstermesi gerektiğini söyleyerek, bunun "uluslararası itibar için çok önemli" olduğunu kaydetti. Türkiye'nin son yıllarda yumuşak gücü, diplomasisi, barış arabuluculuk girişimleri, artan ekonomik gücü ve yaygınlaşan dış temsilcilikleriyle öne çıktığını belirten Davutoğlu, "Şimdi bizim bu görünümümüzü daha da güçlendirmemiz lazım" diyerek, bu reform paketinin geçmesi durumunda Türkiye'nin demokratik standardının yükseleceğini kaydetti.

Davutoğlu, anayasa referandumuyla ilgili başta TÜSİAD olmak üzere sivil toplum kuruluşlarının tutumunun sorulması üzerine, "bu konuda kanaatini belli etmenin illa birine oyunu ver" demek olmadığını, hükümet olarak beklentilerinin STK'lerin geçmişte hazırladığı raporlarla bu paketin uyumunun tartışılması gerektiğini ifade etti. Anayasa referandumu konusunda görüş beyan etmenin kendi adına "vatandaşlığın ve aydın olmanın gereği" olarak gördüğünü söyleyen Davutoğlu, bunun referandumda geçmesinin ardından herkesin anayasası olacağını kaydetti.

Davutoğlu, "Bu anayasa paketi dünya standartlarında insan haklarını genişleten, bireysel özgürlüklerin alanını genişleten, siyaseti ve hukuku sivilleştiren, darbe anlayışına darbe vuran, hesap sorulabilirliği artıran, yargı bağımsızlığını güçlendiren bir anayasa. Bu kadar net ve açık bir sivilleşme çabası karşısında sessiz kalmak doğru değil. Sivil Toplum Kuruluşları daha çok talep etsinler, keşke deseler ki; bunlar iyi ama daha çoğunu isteriz, yeni bir anayasa isteriz" diye konuştu.

Bakan Davutoğlu, ABD'nin Irak'tan çekilme sürecinde ABD'nin Türkiye'den bir talebinin olup olmadığının sorulması üzerine, ABD'nin çekilme sürecinde yapılabileceklerle ilgili istişarelerin sürdüğünü kaydetti. "Biz Irak hükümetinin normalleşmesine katkıda bulunacak her sürece destek veririz" diyen Davutoğlu, geri çekilme sürecinin de bunun bir parçası olduğunu hatırlattı ve bu konuda görüşmelerin sürdüğünü yineledi.
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler