'Türkiye'nin özgürlükçü bir anayasaya ihtiyacı var'
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, ''Türkiye'nin acilen 1982 Anayasası'nı tedavülden kaldırarak ileri demokrasiye yakışacak, birey hak ve özgürlüklerini temel alan, kapsayıcı, özgürlükçü sivil bir anayasaya ihtiyacı olduğunu'' söyledi.
Abant Platformu'nun Bolu'daki Abant Plas Otel'de düzenlediği ''Yeni Dönem Yeni Anayasa'' konulu toplantının açılışında konuşan Devlet Başkanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Platformun 1998'den bu yana Türkiye'nin ileri demokrasi yolculuğunun vazgeçilmez bir parçası olduğunu ve yeni ufuklar kazandırdığını kaydetti. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da söz konusu toplantıların Türkiye'ye farklı perspektifler sunacağına inandığını dile getiren Bağış, şöyle devam etti: ''Farklı fikirlerin tartışılabildiği, birbirimizi anlamak için önemli bir platformu oluşturan bu tür toplantıların devamını çok önemli buluyorum. 12 Haziran seçimleri yaklaşırken en önemli seçim vaadimizin yepyeni, sivil bir anayasa olduğu dönemde Abant Platformu'nun 23. Toplantısı'nı 'Yeni Dönem Yeni Anayasa' başlığıyla gerçekleştirmesi son derece önemli. Herkesin fikirlerini ortak noktada buluşturabildiği, her türlü fikrin dile getirilebildiği, en büyük tabunun tabuları yıkmak olduğu bu atmosfer esasen Türkiye'nin duyduğu yeni anayasa özleminin gerçekleşmesini sağlayacak atmosferdir.''
Bugün iktidarın, devletin ve toplumun entelektüellerin, düşünen, yeni projeler üreten hatta çılgın projeler üreten bir gençlik istediğini vurgulayan Bağış, sözlerini şöyle sürdürdü: ''İşte Türkiye'nin içerisinden geçtiği önemli değişim süreci budur. Artık anayasanın felsefesini ve tanımını tartışmak yerine içerik konularının ele alındığını görmek beni mutlu etti. Türkiye'nin acilen 1982 Anayasası'nı tedavülden kaldırarak ileri demokrasi yolculuğuna yakışacak, birey hak ve özgürlüklerini temel alan, kapsayıcı, özgürlükçü sivil bir anayasaya ihtiyacı vardır. Bin yıllık devlet geleneğine sahip olmakla övünüyoruz ama maalesef o bin yıllık devlet geleneğimizde milletin hissiyatını, milletin iradesini temsil edecek anayasaya kavuşma konusunda başarılı olamamışız. Zira Türkiye Cumhuriyeti sadece 1924 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bizzat milletin vekillerinin iradeleriyle bir anayasa hazırlayabilmiştir. 1924'ten sonra vesayetçi anlayışın ürünü olan darbe anayasaları Türkiye'nin ve Türk halkının kaderi olmuştur.''
Bağış, 1960 ve 1980 darbelerinin ardından Türkiye'nin, askeri anayasaların giydirdiği deli gömleğine hapsolduğunu vurguladı. Askeri anayasalarla asgari demokrasinin olabileceğini dile getiren Bağış, ''Askeri anayasaların tutsağındaki bir Türkiye'nin kaderi de ne yazık ki asgari bir demokrasi olmuştur. Demokrasi millet için her zaman fazla lüks olarak görülmüş, vesayetin ve statükonun bekçileri tarafından milletin özgürlük alanı hep kısıtlanmıştır'' diye konuştu.
AB süreci
Bir yandan 27 Mayısların, 12 Eylüllerin, 28 Şubat ve 12 Martların kalıntılarını temizlemekle uğraşırken, diğer taraftan 27 Nisanlarla, 14 Martlarla yüzleştiklerini ifade eden Bağış, şunları söyledi: ''İşte en son 12 Eylül'de referanduma sunulan anayasa değişiklik paketimize karşı birbiriyle tamamen zıt kutuplarda yer alanların millet iradesinin güçlenmesi karşısında nasıl bir araya geldiğine hep birlikte şahit olduk. Sadece Parlamento'da değil, Parlamento dışında da çirkin ve gözü dönmüş bir muhalefetle karşı karşıya kaldık. Ama bütün bunlara rağmen, bütün dirençlere rağmen biz reform ve değişim irademizden asla taviz vermedik. 45 yıl boyunca kayda değer bir mesafe kat edemediğimiz Avrupa Birliği sürecinde 2 yılda Kopenhag Kriterlerini yerine getirerek müzakere tarihi aldık ve 3 Ekim 2005'te de müzakerelere başladık.''
Egemen Bağış, Avrupa Birliği tarafından kaynaklanan sebeplerle müzakerelerde istenilen noktada olunmadığını, ancak Türkiye'nin katılım müzakerelerini yürüten bir ülke statüsü elde etmesinin Türk demokrasisi adına tarihi bir dönüm noktası olduğunu söyledi. Milli iradeyi gasp edenlerin ve toplum mühendisliğine soyunanların artık Türkiye'de cirit atamadığını dile getiren Bağış, ''Cumhursuz bir Cumhuriyetin, halksız bir demokrasinin, milletsiz bir milliyetçiliğin peşinden koşanlar artık şeffaf Türkiye'nin aydınlığında ayyuka çıkıyor. Ülkemizin tüm sorunlarının konuşulma, tartışılma, çözülme yeri artık siyasettir, Meclis'tir, demokrasidir'' diye konuştu.
Bağış, CHP'ye yüklendi
Bolu Abant'ta düzenlenen Abant Platformu'nun açılışına katılan Bağış, açılış sonrası gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bağış, yıllardır Türkiye'nin anamuhalefet partisinin, milletin vicdanında yargılanıp müebbete mahkum olmuş bir parti olduğunu belirterek, ''Dokunulmazlık da dokunulmazlık deyip duruyordu. Şu anda bu partinin dokunulmazlık zırhına birilerini barındırarak, Meclise girme çabası içerisinde olduğunu görmek, Türkiye'nin önde gelen sosyal demokratlarını yeteri kadar sosyal demokrat görmeyip bugüne kadar sahada siyaset yapmamış kişileri, şimdi sosyal demokrat diye pazarlama çabaları gerçekten düşündürücüdür, komiktir. Milletimizin bu konulara yaklaşımı çok nettir, milletin karnı toktur. Bu tür tünellerle onların çılgın projesi de 'Tünel Ergenekon' olsa gerek'' dedi.
Muhalefetin, iktidarın çevre, turizm, ekonomik kalkınma, eğitime yönelik projelerini duydukları an çelişki içerisine girdiklerini ifade eden Bağış, şöyle konuştu: ''Bir yandan diyorlar ki 'bu saçma olmaz', öte yandan da diyorlar ki 'ama bu bizim projemiz'. Kendi iddiaları çelişkilerle dolu. Ama maalesef Cumhuriyet Halk Partisi, Cumhuriyet Çark Partisine dönüşmüştür. Her attığı adımdan ertesi gün geri dönmeye başlıyor. Bir gün tutuyor 'genel af', ertesi gün 'yok olmuyormuş' diyor. Bir gün 'başörtüsüne özgürlük', ertesi gün 'olmuyormuş' diyor, 'arkadaşlarla değerlendirdik kamusal alanda olamıyormuş' diyor. Bir gün tutuyor farklı bir yaklaşım sergiliyor ertesi gün 'onu yanlış belirtmişiz' diyor. Her konuda bir çark etme dönemi içerisine girdiler. Artık yürüyen merdivenlerde bile ters yola girmeye başladılar. Kendi seçim bölgesinin en önemli ilçesi olan Kağıthane'ye Kağıttepe diyen bir zihniyetin, oy kullanmayı beceremeyen birinin demokrasiye sahip çıkmasını beklemek zaten doğru olmaz. Onların çılgın projeleri ancak böyle tüneller olur, karanlık dehlizlerle karanlık odakların paravanı olmak olur.''
'Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı var'
Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu kaydeden Bağış, ''Mümtaz Türköne yeni anayasayı 'Çılgın proje' olarak değerlendirdi. Biz bunu başından beri söylüyoruz Türkiye'ye yeni bir anayasa gerekiyor. Bugünkü Anayasa 80 darbesinden sonra askeri zihniyetle yazınmış, askeri ruh taşıyan bir anayasayadır. 117 kez değişmiş olmasına rağmen hala bir yamalı bohça olmanın dışında o askeri ruhu taşıdığı için askeri demokrasiye imkan vermektedir. Ama bu millet demokrasinin ileri standardına layıktır. Kısa, öz, katılımcı, kapsayıcı, kucaklayıcı anayasaya kavuşma vaktimiz gelmiştir'' dedi.
Anayasaların ilaç prospektüsü gibi her türlü detayı barındırmaması, kısa öz olması gerektiğini, detayların ise kanunlar ve yönetmeliklerde ortaya koyulması gerektiğini vurgulayan Bağış, ''Artık dünyaya çok önemli bazı demokrasilerin anayasasız faaliyet gösterdiğini hepimiz görüyoruz. Oralarda sistem çalışıyor. Çünkü toplumsal kültür var. Toplumun çizgileri var. Kimsenin kimseyle uğraşmadığı, kimsenin kimsenin yediğiyle içtiğiyle uğraşmadığı, kılık kıyafetleriyle uğraşmadığı, okuduğu kitaplarla uğraşmadığı herkesin özgürcü yaşaya bildiği, herkesin birbirini olduğu gibi kabul ettiği değiştirmeye kalkmadığı, birbirine saygı duyduğu Türkiye'yi inşallah hep beraber inşa edeceğiz ben bunu başaracak potansiyele sahip olduğumuzu görüyorum'' diye konuştu.
'Kardeşçe yaşamaya ihtiyaç var'
Egemen Bağış, birçok ilkin kendi dönemlerinde yaşama geçirildiğini dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Mustafa Kemal'den sonra ilk defa cemevine giden bir cumhurbaşkanı gördük. İlk defa Cumhuriyet tarihinde Alevi vatandaşlarıyla aynı sofrada iftar yapıp onların dertleriyle dertlenen bir başbakan gördük. İlk defa ders kitaplarında Alevilerle ilgili bilgilerin yer aldığını gördük. İlk defa Roman vatandaşlarıyla kucaklaşan bir başbakan gördük. İlk defa Alevi vatandaşların sorunlarını çözen devlet anlayışı gördük. Türkiye'de farklı inanç gruplarının farklı konularda işbirliği yaptığını gördük. Bir şehit cenazesine katıldım. İlk defa kilisedeki cenazeye katıldım. Ermeni vatandaşın cenazesine gittiğimde nasıl bir ortamla karşılaşacağımı ben de bilmiyordum. Acılı babaya sarıldığım zaman duyduğum iki kelime beni çok duygulandırdı. 'Vatan sağ olsun sayın bakanım' dedi ölen gencimizin babası. İşte bu gösteriyor ki bu ülkenin ırkçılığa ihtiyacı yok. Bu ülkenin kafatasçılığına ihtiyacı yok. Bu ülkenin milli birlik ve beraberliğe ihtiyacı var. Kardeşçe yaşamaya ihtiyacı var. Bu ülkenin sorunlarıyla yüzleşip onları teker teker çözmeye ihtiyacı var. Bunu çözecek irade bizde var. Milli iradeye hep beraber saygı duymalıyız. Milletin terazisi hiçbir zaman şaşmamıştır. 12 Haziran'da da şaşmayacaktır.''
'Türkiye'ye yakışır bir sendika yasasını hep beraber yazalım'
Türkiye'nin yeni bir anayasaya kavuşmasının zamanının geldiğini kaydeden Bakan Bağış, sözlerini şöyle tamamladı: ''Bütün işçilerimizin Avrupa standartlarında haklara, özgürlüklere sahip olmasını sağlayacak ama aynı zamanda Avrupa standartlarındaki gibi bir takım koruma mekanizmaları gibi işverenin de güvencesini sağlayacak yapılanmayı hep beraber sağlamalıyız. Ben buradan işveren sendikalarımıza ve işçi sendikalarımıza bir çağrıda bulunmak istiyorum. 1 Mayıs hepimiz için bir olgunluk, bir önümüzü görme günü olsun. 12 Haziran'dan sonra Türkiye'ye yakışır bir sendika yasasını hep beraber yazalım. Almanya'daki, Fransa'daki, Belçika'daki, Hollanda'daki ve Amerika'daki işçinin hakları ve özgürlükleri neyse bunların hepsini masaya yatırılalım, onlardan da ilham alarak Türkiye'ye yakışır, artık televizyon kanalı işleten, otel işleten sendikalar yerine, gerçekten işçinin hakkını koruyan sendikalara kavuştuğumuz günleri hep beraber yakalayalım. Ama aynı zamanda işverenlerimizin de bir takım endişeleri varsa onları da masaya yatıralım. İşçi ve işveren sendikalarımızın uzlaştığı bir nokta da buluşalım.''
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu