'Türkiye'nin verdiği destek, tarihimizin bir parçasıdır'
Kosova Cumhurbaşkanı Fatmir Sejdiu, Kosova'da yaşayan Türkler ve Türkiye'de yaşayan Kosova vatandaşlarının, iki ülke arasındaki işbirliği ve dostluğun altın köprüsü olduğunu söyledi.
Kosova Cumhurbaşkanı Fatmir Sejdiu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Çankaya Köşkü'nde yaptığı görüşmelerin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, Kosova Cumhuriyeti kurumları ve halkının, Kosova'nın bağımsızlık yolunda verdiği tam destek nedeniyle Türkiye'ye şükranlarını dile getirdi. "Türkiye'nin, Kosova'nın bağımsızlığı ve vatandaşlarımıza daha iyi bir geleceğin sağlanması yolunda sunduğu destek tarihimizin bir parçasıdır" diye konuşan Sejdiu, iki ülke arasında işbirliğinin gelişmesi, Kosova Cumhuriyeti'nin diğer uluslararası aktörler tarafından tanınması ve AB ve NATO üyeliği konusunda desteğin devam edeceğini umduklarını kaydetti.
Türkiye ile imzalanan anlaşmalarla tarihi ilişkilerin, işbirliği ve kardeşlik ilişkilerinin desteklenmesinde büyük önem taşıdığını kaydeden Sejdiu, "Kosova'da yaşayan Türkler ve Türkiye'de yaşayan vatandaşlarımız, işbirliğimizin ve dostluğumuzun altın köprüsüdür" dedi. Sejdiu, Kosova'da, KFOR ve çeşitli uluslararası kurumlarda görev yapan Türklerin çeşitli konularda verdikleri desteğe minnettar olduklarını belirterek, onları Kosovalı olarak gördüklerini söyledi.
NATO ve KFOR bünyesindeki askerlerin yaptıklarının büyük önem taşıdığını kaydeden Sejdiu, ziyaretinin de iki millet arasında gelişmelerin devam etmesi yönünde büyük bir adım olduğunu belirtti. Sejdiu, özellikle ekonomik anlamda en fazla gelişen ülkeler arasında olması ve barışa verdiği destek nedeniyle Türkiye'ye çok önem verdiklerini ifade etti.
'Balkanlar'ın tarihi ortak tarihimizdir'
Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'ye resmi ziyaret gerçekleştiren Kosova Cumhurbaşkanı Fatmir Sejdiu ile Çankaya Köşkü'ndeki baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından düzenlenen ortak basın toplantısına, Sejdiu'yu Türkiye'de ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek başladı. Sejdiu'nun ziyaretini, ''Türkiye ile Kosova arasındaki mükemmel ilişkilerin en güzel işareti'' olarak nitelendiren Gül, 17 Şubat 2008'de bağımsızlığını ilan eden Kosova'nın Cumhurbaşkanı Sejdiu'nun resmi sıfatıyla Türkiye'yi ziyaret etmesinin gurur verici olduğunu ifade etti.
Abdullah Gül, Türkiye ile Kosova arasında tarihi ilişkiler olduğuna işaret ederek, ''Balkanlar'ın tarihi ortak tarihimizdir. Çok ortak değerlerimiz vardır. Bir çok büyük siyasetçi, devlet adamı, asker, siyasetçi, ortak kahramanlarımız ve büyüklerimizdir. Bundan dolayı da bugün çok güçlü ve kuvvetli bağlarımız vardır'' dedi. Kosova'nın tamamının Türkiye'yi kendisine kardeş olarak gördüğünü vurgulayan Gül, Kosova'da, iki ülke arasındaki ilişkilerde köprü vazifesi gören güçlü bir Türk toplumu olduğunu kaydetti. Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'deki bir çok ailenin de tarihi olarak Kosova ve Balkanlar'la bağlantısı olduğunu dile getirerek, bunun da ilişkilerdeki güçlülüğü, sağlamlığı ve halklar arasındaki dayanışmayı gösterdiğini söyledi.
Gül, Sejdiu ile yaptıkları görüşmelerde siyasi ilişkilerin gözden geçirildiğini, Kosova'nın bağımsız olduktan sonra güçlü bir şekilde kurumlarını oluşturmasından memnuniyet duyduğunu ifade ederek, ''Demokratik bir hukuk devleti olarak bütün kurumlarını bu yönde düzenlemektedir. Avrupa Atlantik yapıları içinde yer almak için kendisini hazırlamaktadır. Kosova'yı tanıyan ülkelerin sayısı da giderek artmaktadır'' diye konuştu. Türkiye ile Kosova arasındaki ilişkilerin bağımsızlığın ilanından önceye dayandığına işaret eden Gül, Kosova'daki çok uluslu barış ve polis güçlerinin bünyesinde Türk asker ve polislerinin görev aldığını anımsattı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin de güçlü bir şekilde devam ettiğini, büyük Türk şirketlerinin Kosova'da yatırım yapması için teşvik edildiğini belirterek, Türk şirketlerinin Kosova'daki özelleştirmelere güçlü bir şekilde hazırlandığını kaydetti. Türkiye ile Kosova arasındaki ticaretin de gelişmesi için gerekli teşvikin yapıldığını dile getiren Gül, son 2 yılda yapılan anlaşmalarla gerekli hukuki alt yapının da hazırlandığını bildirdi.
TİKA'nın Kosova'daki faaliyetlerine dikkati çeken ve Türkiye'nin çalışmalardan duyduğu memnuniyeti dile getiren Gül, eğitim konusundaki işbirliğine de büyük önem verdiklerini belirterek, sözlerine şöyle devam etti: ''Türkiye, Kosova'nın kararlı bir şekilde yoluna devam etmesi için her türlü desteği vermeyi sürdürecektir. İnanıyoruz ki günü geldiğinde Kosova, Avrupa ve Atlantik yapıları içinde, NATO'da, Avrupa Birliği'nde güçlü bir şekilde yerini alacaktır. IMF, Dünya Bankası gibi kuruluşlarda ortaklıkları söz konusudur. Bunlar Türkiye'ye gurur vermektedir. Kosova'nın geleceğinin parlak olmasını diliyorum.''
'Komşuluk hukukuna daha çok riayet...'
Açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını cevaplandıran Abdullah Gül, Kosovalı bir gazetecinin, ''Görüşmelerde, Türkiye'nin hangi alanlarda Kosova'ya somut destek vereceğinin ele alınıp alınmadığını'' sorması üzerine, Türkiye'nin Kosova'ya katkısının her alanda giderek artacağını söyledi. İki yıldır kendisini dünyaya ispatlamaya çalışan Kosova'nın bir taraftan da kendi halkına karşı olan sorumluluğunu yerine getirmeye uğraştığını vurgulayan Gül, Türkiye'nin her alanda elinden gelen yardımı yapacağını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Gül, Kosovalı bir başka gazetecinin, ''Türkiye'nin Balkanlar'daki sınır değişikliklerini nasıl değerlendirdiğine ilişkin'' sorusunu yanıtlarken, Balkanlar'daki istikrar ve güvenliğin Türkiye için çok önemli olduğunu söyledi. Son 20 yılda Balkanlar'da çok acı çekildiğini, kan döküldüğünü anımsatan Gül, Balkanlar'ın yeni Avrupa ve yeni dünya istikametinde yeniden inşa edildiğini kaydetti.
Abdullah Gül, Avrupa ve Atlantik kurumlarının da Balkanlar'daki istikrara önemli katkı sağladığını belirterek, şunları kaydetti: ''Balkanlar'da son 20 sene içinde yeni ülkeler çıkmıştır. Eski büyük federasyon içinde olan ülkeler, şimdi ayrı ayrı bağımsız olmuştur, yeni sınırlar çizilmiştir. Bunun sonuncusu da Kosova'dır. Bir taraftan her ülkenin bağımsızlığını saygıyla karşılamak, ama diğer taraftan da bütün Balkanlar'da komşuluk ilişkilerinin dostluk ve barış üzerine gelişmesine de dikkat etmek gerektiği kanaatindeyim. Bütün Balkan ülkelerinin komşuluk hukukuna daha çok riayet etmeleri, aralarında diyalogla problemlerin çözümüne öncelik vermeleri ve bütün Balkanlar'ın bir istikrar ve işbirliği haline gelmesine katkı sağlamaları gerektiğine inanıyorum. Geçmişten alınacak dersler şunu açıkça göstermektedir ki, bir bölgede istikrarsızlık varsa o zaman kan ve gözyaşı vardır. Balkanlar bunlardan yeteri kadar ders almıştır. Balkanlar'da çok etnikli, çok dinli, çok dilli bir yapı vardır, ama bütün bunun üstünde Balkanlar'ın ortak bir kültürü ve ortak bir anlayışı da vardır. Bunu öne çıkartmak gerektiğine inanıyorum. Bu bağlamda Kosova'nın kendi komşularıyla, Sırbistan-Kosova ilişkilerinin diyalog ve anlayışla, karşılıklı görüşmelerle sona erdirilmesinin gerektiğine inanıyorum.''
Gül, Kosovalı bir gazetecinin, ''İslam ülkelerinin Kosova'nın bağımsızlığını tanımada tereddüt ettiğini ileri sürerek, Türkiye'nin bu ülkeler üzerinde etkide bulunup bulunamayacağına ilişkin'' sorusuna karşılık, ''Türkiye zaten Kosova'yı ilk tanıyan ülkelerin başında gelerek, yol göstericilik yapmıştır. Ümit ediyorum ki bazı İslam ülkeleri de belli bir tarihi beklemektedirler. Ondan sonra yeni bir ivmenin olacağını tahmin ediyorum'' diye konuştu.
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu