'Türkiye'yi germeyin yazık, günah bu ülkeye'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin çatışma ortamına sürüklendiğini ifade ederken, "Bir şey söyleyeceğiz meclis kürsüsünden o bile yasaklanıyor. Meclis kürsüsü bile yasaklanıyor" dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a "samimi, yürekten" bir çağrıda bulunduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Türkiye'yi germeyin yazık, günahtır bu ülkeye, din ayrımı, mezhep ayrımı yapmayın yazık, günahtır bu ülkeye" diye konuştu.

'Türkiye'yi germeyin yazık, günah bu ülkeye'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 09.02.2012 - 09:46

Temelli'de organize sanayi bölgelerini gezen Kılıçdaroğlu, burada gazetecilerin sorularını yanıtladı. Türkiye'nin iyi yönetilmediğini savunan CHP Lideri, "İnsanlar sabahları gazetelerin manşetlerine bakarken ürküyorlar. Bir bakıyorsunuz bir gün MİT müsteşarı çağrılıyor, öbür gün bakıyorsunuz Genel Kurmay Başkanı tutuklanıyor, hangi ülkede, nasıl bir ülkede yaşıyoruz? Komşulara bakıyoruz, komşularımızla geriliyoruz, vatandaşa bakıyoruz, vatandaşta huzur kalmadı. Dolayısıyla iyi yönetilmeyen bir Türkiye'yiz, iyi yönetilmiyoruz. Bu yönetimi bizim insanımız hak etmiyor. Biz insanlarımız huzur içinde olsun, diyoruz. Yargılama olacaksa huzur içinde olsun, diyoruz. Ama her gün bir şok yaşanıyor ve insanlar bu süreç içinde rahatsız oluyorlar" dedi.

'Bu yönetim Türkiye'yi yoruyor'


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı toplumu germekle suçlayan Kılıçdaroğlu, "Sayın Başbakan konuşurken şöyle bir dinleyin bakalım, sanki savaşa gidermiş gibi konuşuyor, ülkeyi geriyor. Bu gerilim topluma bir yarar getirmiyor. Gerilimden bir sonuç çıkmaz, gerilimden çatışma çıkar, bir çatışma ortamına Türkiye niye sokulmak isteniyor? Suriye'ye bakın, Amerika çekildi, İngiltere çekildi, Avrupa Birliği çekildi, biz baş başa kaldık, sanki kavga edeceğiz" dedi.
Türkiye'nin yeni bir politika, yeni bir bakış açısıyla yönetilmesi gerektiğini belirten CHP Lideri, şöyle devam etti:

"Hem içerde hem dışarıda daha saygın, olaylara daha tepeden daha soğukkanlı bakan bir yönetime ihtiyaç var. Bu yönetim Türkiye'yi, insanları yoruyor. Kavga ortamına sürükleniyoruz. Barış içinde yaşadığımız bir Türkiye'yi özlüyoruz, biz. Elbette siyasette zaman zaman çatışmalar olacak ama bu her sabah çatışma anlamına gelmemeli, her gün çatışma anlamına gelmemeli. Bir şey söyleyeceğiz, meclis kürsüsünden söyleyeceğiz o bile yasaklanıyor. Meclis kürsüsü bile yasaklanıyor, değerli arkadaşlar. Muhalefet nerde konuşacak. Böyle bir anlayış olabilir mi? 'Efendim, konuşma süreni keseceğiz' sanki sabahtan akşama kadar mecliste konuşma hakkımız var da kesilecekmiş. Zaten konuşma hakkımız 20 dakika, 10 dakika, bilemediniz en kısa 5 dakika, o bile kesilmek isteniyor. İnsaf denen bir şey var. Bu yönetim anlayışı Türkiye'yi karanlığa iter. Doğru değildir bunlar."

"Bıkmadınız mı?"

Kendilerinin bu konularda bütün yurttaşları uyarmaları gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Anamuhalefet partisi olarak ben bu görevini yapıyorum; Sayın Başbakan'a bir çağrıda bulunuyorum, Türkiye'yi germeyin yazık, günahtır bu ülkeye. Türkiye'de bir çatışma ortamı yaratmayın, yazık, günahtır bu ülkeye. Din ayrımı, mezhep ayrımı yapmayın yazık, günahtır bu ülkeye. Biz bu ülkede barış içinde, huzur içinde yaşamak istiyoruz, çatışma ortamına eğer bir ülkenin Başbakanı bir ülkeyi sürüklerse bunu toparlayamazsınız, toparlamakta zorlanırsınız. Bu yanlış nereye kadar gidecek. Sağduyulu bir çağrı yapıyorum, samimi bir çağrı yapıyorum, içten ve yürekten bir çağrı yapıyorum; bölmeyin ülkeyi. Demokrasi hepimiz için geçerli olmak durumundadır. Demokrasinin askıya alındığı dönemlerde Türkiye acı olaylar yaşamıştır" dedi.

Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin postmodern bir diktatörlük eliyle yönetildiğini ifade ederken, "12 Eylül askeri rejiminde olmayan olaylarla karşılaşıyoruz. Birisinin apoletleri vardı, diğerinin apoletleri yok. Böyle bir tablo Türkiye'ye yakışmıyor. Dünyanın artık her tarafından artık Türkiye eleştiriliyor, gazeteciler hapiste, aydınlar hapiste, akademisyenler hapiste yeter artık. Bu ülkenin huzura ihtiyacı var, hapishaneleri toplama kampına çevirdiniz. Bunlar doğru değildi. Bırakalım bizim insanımız çalışsın, üretimini yapsın. Üniversiteler konuşsun, öğrenciler rahatlıkla konuşsun, eleştirsin, yazarı çizeri rahatlıkla yazsın. Gazeteye baskı uyguluyorsunuz, üniversiteye baskı uyguluyorsunuz, yargıyı kontrol altına almışsınız nereye kadar gidecek? Bıkmadınız mı artık ülkeyi bu şekilde yönetmekten" diye konuştu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler