TÜSİAD daralma tahminini yükseltti

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) üç ayda bir yayınladığı Konjonktür Değerlendirme Raporu'nu açıkladı. TÜSİAD Başekonomisti Dr. Ümit İzmen'in koordinasyonunda, Ekonomik Araştırmalar Bölümü tarafından hazırlanan raporda, 2009 yılı tahminleri güncellendi. Buna göre, 2009 yılında ekonomi yüzde 5.2 daralacağı tahmininde bulunuldu.

TÜSİAD, Nisan ayı Konjonktür Raporunda, 2009 yılında ekonominin yüzde 4.1 daralacağı tahminine yer vermişti. Raporda ayrıca, yerel seçimlerin geride bırakılmış olmasının ve Mart ayında açıklanmış olan önlem paketlerinin, Nisan ayından sonra ekonomideki olumsuz gidişatın derinleşmesini engelleyeceği belirtilmişti. IMF ile anlaşmanın da önümüzdeki dönemde tamamlanacağı varsayımı altında, ikinci çeyrekten itibaren ekonomideki daralmanın şiddetinin azalacağı öngörülmüştü. Ekonominin yılın son çeyreğinde büyümeye geçse de toparlanmanın yavaş olacağı ve yılın bütünü için baktığımızda ekonominin yüzde 4.1 küçüleceğini tahmin etmişti.


Nisan ayından bu yana tahminleri etkileyen gelişmeler yaşandı

Bu değerlendirmelerin yapıldığı Nisan ayından bu yana geçen süre içinde, tahminleri etkileyen bazı gelişmeler meydana geldiğine dikkat çekilen TÜSİAD raporunda, şöyle denildi:
"IMF anlaşmasının sonuçlandırılmamış olması büyüme perspektiflerini sınırlamaktadır. Maliye politikasında bütüncül bir çizgi izlenmiyor olması, bütçe performansının giderek bozulmasına yol açmaktadır. Enerji fiyatlarında son aylarda görülen düşüşler ve Türkiye'nin başlıca ihracat pazarı olan AB ekonomisinde beklenen toparlanmanın gecikmesi, cari açıktaki toparlanmayı beklentilerin altına çekmektedir. Bu gelişmeler üzerine 2009 yılı temel büyüklükleri aşağı yönlü revize edilmiştir. 2009 yılı Temmuz ayı itibariyle elde olan son verilere göre yapılan güncellemeler ekonomideki daralmanın daha şiddetli olacağına işaret etmektedir. 2009 yılının ilk çeyreğinde yüzde 22 gerileyen sanayi üretimi, Nisan ve Mayıs aylarında da yüzde 18.5 ve yüzde 17.4 gerilemiştir. Böylece 2009'un ilk çeyreğinde yüzde 13.8 daralan ekonominin, ikinci çeyrekte de 8.4 gerileyeceği tahmin edilmektedir."


Toparlanma süreci yavaş olacak

Tüketici ve reel kesim güveninin toparlanıyor olması, stokların mevsim normallerinin altına inmiş olduğuna ilişkin göstergeler ve bazı Avrupa ülkelerinde ekonominin toparlanma sürecine girdiğine ilişkin verilere dikkat çekilen raporda, yılın ikinci yarısında ekonominin yavaş bir toparlanma sürecine girebileceğine işaret edildi. Bu durumda ekonomideki daralmanın şiddetinin ikinci çeyrekten itibaren azalacağı ve son çeyrekte pozitif büyüme hızı elde edilebileceği düşünüldüğü belirtilen raporda, son çeyrekte yüzde 3.7 olarak hesaplanan büyüme hızına rağmen, yılın bütünü için ekonominin yüzde 5.2 küçüleceği tahmininde bulunuldu.

Bütçe açığının GSYH'ye oranı yüzde 6 olacak

TÜSİAD'ın raporunda enflasyonun, Merkez Bankası öngörüleri doğrultusunda şekilleneceği belirtildi. Sene sonunda TÜFE enflasyonunun yüzde 5.5'e gerileyeceği tahmininde bulunulan raporda, "Krize karşı alınan maliye politikası önlemleri, bütçe harcamalarında artışa yol açmışken, ekonominin daralması, vergi gelirlerini azaltmaktadır. Bu durumun bütçe üzerinde baskı yaratacağı ve bütçe açığının yüzde 6'ya ulaşacağı, faiz dışı bütçe dengesinin ise yüzde 1 açık vereceği tahmin edilmektedir" denildi.


Daralma dış ticaret açığını düzeltici etki yaratacak

Rapor, ekonomideki daralmanın, dış ticaret açığını düzeltici etki yapacağına dikkat çekti. Yılın ilk yarısında çok düşük yurtdışı ve yurtiçi talebe bağlı olarak hem ihracat hem ithalatın hızla daraldığına değinilen raporda, ikinci yarıda ise, yurtiçi talebin kıpırdanacağı ve stok erimesi nedeniyle ithalatın tekrar hızlanacağı beklentisi dile getirildi. Kurlarda ilk çeyrekte görülen değer kaybının yılın kalanı için söz konusu olmayacağının ifade edildiği raporda, "Yıl sonuna kadar reel kurun mevcut seviyesini koruyacağı beklenmektedir. Yıl sonu dolar kuru tahmini 1.55 TL civarındadır. Merkez Bankasının faiz indirim politikası piyasa faizlerinde de düşüşe yol açmaktadır. Ancak bozulan mali disiplin ve artan kamu borç yükü dikkate alındığında, yılın kalanında dengeleyici önlemler alınmaması ve Orta Vadeli Program ile kredibilitesi yüksek bir ekonomik çerçeve ortaya konulmaması durumunda faizlerin yıl sonuna doğru artma eğilimine girmesi riski vardır" ifadelerine yer verildi.