Ülkemizin en temel sorunu işsizlik'
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, Türkiye'nin en temel sorununun işsizlik olduğunu, işsizliğin 13,4'lük bir orandan ibaret görülmemesi gerektiğini belirtti.
Ege Bölgesi Sanayi Odası'nda (EBSO) İzmirli sanayicilerle bir araya gelen ve sanayicilerin sorunlarını dinleyen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, burada yaptığı konuşmada İzmir'de olmaktan büyük bir mutluluk duyduğunu belirtti. Bir kişiden başlayarak bir işletmeye, sanayi kuruluşuna, devlet yönetimine kadar herkesin yönetim perspektifinin geleceğe dönük olması gerektiğini vurgulayan Dinçer, şöyle konuştu: ''Hakikaten bizim ülkemizin en temel sorunu olarak baktığımızda karşımıza işsizlik meselesi geliyor. Bizim işsizlik sorunumuz aslında istatistiki rakamlarda gördüğümüz şekliyle 13,4'lük bir orandan ibaret olarak görülmemelidir. Aslında işsizlik meselemiz bizim gördüğümüz kısmıyla buz dağının görünen kısmı kadardır. Bizler bakanlık olarak, sizler sanayiciler olarak işsizlik meselesine bakarken sadece bugünden ibaret değil geleceğe dönük olarak da meseleye bakmak, analiz etmek durumunda kalmalıyız. Bizim işsizlik meselemizin iki boyutu var. Onlardan bir tanesi yapısal boyutudur. Şayet küresel kriz olmasaydı bile biz zaten çok ağır bir işsizlik, çok müzmin işsizlik sorunuyla karşı karşıyaydık. Bakınız bizim genç nüfusumuz toplam nüfusumuz içerisinde çok büyük bir orana sahiptir''.
Dinçer, Türkiye'nin nüfusunun çok büyük bir bölümünün genç olduğunu belirterek, genç nüfus oranının başka ülkelerle mukayese edilemeyecek kadar yüksek olduğunu söyledi.
Bunun hem avantaj hem dezavantaj olduğunu kaydeden Dinçer, ''Eğer siz bu gençlerinize istihdam yaratacak kapasiteye sahipseniz ve bu gençlere çağın ihtiyaçlarına göre yetiştirebiliyorsanız bu müthiş bir avantajdır ama eğer siz bu gençlerinizi dünyada rekabet edebilir uzmanlık bilgileriyle donatmazsanız, istihdam yaratacak kapasite oluşturamazsanız o zaman da büyük bir sorunla karşı karşıyasınız demektir'' dedi.
'Her yıl 500 bin kişiye istihdam sağlandı'
AKP hükümetleri olarak 2003 yılından itibaren 2008 yılı sonuna kadar ortalama yüzde 6,5'luk büyüme sağladıklarını, bu büyüme süreci içerisinde her yıl yaklaşık 450-500 bin kişi arasında insana yeni istihdam yarattıklarını kaydeden Dinçer şöyle devam etti: ''Ama bu süre içerisinde ortalama 700 bin kişi iş gücüne arz oldu. Yani iş gücü piyasasına dahil oldu. Geçmiş dönemlerin krizlerinden kaynaklanan stokları, tarım sektörünün çözülmesi ve giderek rasyonelleşmesi nedeniyle oradan gelen yeni istihdam bekleyen insanları hesap edecek olursak, bunun aslında nasıl bir sonuç doğuracağını ve gelecekte ne tür bir sorunla karşı karşıya bırakabileceğini tahmin edebiliriz. Ciddi sorunlardan bir tanesi de genç nüfusumuzun maalesef sahip olduğu bilgi ve donanımın piyasa ihtiyaçlarına uygunluğuyla alakalıdır. Ciddi bir mesleksizlik sorunu vardır.''
Dinçer, gençlerin çok büyük bir bölümünün aldıkları genel eğitim sebebiyle düşünme kapasitelerinin geniş olduğunu ifade ederek, ''Ancak bir işi iyi yapabilir olmaktan uzaklar'' diye konuştu. Bütün gençleri bir mesleği çok iyi yapan insan haline dönüştürmenin gereğini vurgulayan Dinçer, ''Bunun için de sizler ve bizlerin iş birliğine ihtiyacı var. Mesleksizler ve gençlerin istihdama yönlendirilmesiyle alakalı yan yana gelerek, iş birliği yaparak sürekli yeni projeler üretmeye ihtiyacımız olacak'' dedi.
'İşsizlikte işadamlarının katkılarına ihtiyacımız var'
Ege Bölgesi Sanayi Odası'nda (EBSO) İzmirli iş adamlarıyla bir araya gelen Dinçer, işsizlik meselesinde iş adamlarının katkılarına ihtiyaçları olduğunu belirtti. Bakan Dinçer, İŞKUR vasıtasıyla ciddi istihdam yaratmaya ve mesleksizliği önlemeye yönelik çalışma yaptıklarını, verdikleri eğitimlere katılanlara 317 lira ücret ödediklerini, 2009 yılında Türkiye çapında düzenledikleri 10 bine yakın eğitim programına 145 binden fazla kişinin katıldığını söyledi. Sanayi bölgelerinde ''eleman aranıyor'' tabelaları gördüğünü anlatan Bakan Dinçer, sanayicinin birçok açık pozisyonu olduğunu, bunun yanında birçok kişinin boşta bulunduğunu, bu ikisini uyumsallaştırmaya çalıştıklarını dile getirdi.
Küresel krizde birçok ülkede işsizlik oranının yüzde 100 oranında arttığını Türkiye'de ise yüzde 11 olan işsizlik oranının yüzde 13,5'lara çıktığını ifade eden Bakan Dinçer, küresel krizden başka ülkelerin olduğu kadar Türkiye'nin etkilenmediğini, işsizliğin önlenmesi noktasında birçok tedbir aldıklarını anlattı. Dinçer, 2010 yılında mevcut istihdama ilave alınacak her işçi için işveren payını devletin karşılayacağını, hangi yaşta olursa olsun mevcut istihdama bir kadının alınması halinde, bu kişinin sosyal güvenlik primlerini 5 yıl boyunca devletin kademeli olarak ödeyeceğini kaydetti.
Sosyal güvenlik gelir gider oranları
Sosyal güvenlik gelirlerinin 2002 yılında yüzde 40 olan giderleri karşılama oranının 2009'da yüzde 60-62'ye çıkmasını hesapladıklarını, ancak küresel krizin hesapları altüst ettiğini ve bu oranı yüzde 52-53'lere düşürdüğünü belirten Dinçer, uluslararası standartlarda 4 çalışana karşı 1 emekli hesap edilirken Türkiye'de 1,8 çalışana 1 emekli denk geldiğini söyledi. Emekli maaşlarındaki iyileştirmelere de değinen Dinçer, emeklilere yapılacak 10 liralık iyileştirmenin ekonomiye 1 yıllık maliyetinin 1 milyar 100 milyon lira, 100 liralık iyileştirmenin ise 11 milyar lira ek maliyeti olduğunu anlattı. Dinçer, giderlerin azaltılması noktasında, ilaç fiyatlarındaki düzenlemelerle birlikte kamuya 2,5 milyar lira tasarruf sağlayacak çalışma yaptıklarını kaydetti.
İş verenin üstündeki istihdam yükü
İşverenin üstündeki istihdam yükünün azaltılması konusundaki soruları da yanıtlayan Bakan Dinçer, şöyle konuştu: ''Bizim uluslararası alanda da ciddi sorunlarımızdan birisi bu. İşe giriş ve çıkış maliyetlerinin yüksekliği uluslararası platformlarda sürekli olarak eleştirildiğimiz konulardan birisidir. Özellikle kıdem tazminatıyla ilgili meselelerde bize yönelik eleştiriler yapılıyor. 'İşe giriş ve çıkış maliyetlerini düşürün' diyorlar. Aslında ne hikmettir ben bilemiyorum, kıdem tazminatı meselesi bu ülkenin çalışma hayatının önemli sorunlarından birisidir. Hem işvereninin mağdur olduğu bir konudur, hem de işçinin mağdur olduğu bir konudur. Şimdi normal şartlarda ben konuyla ilgili birisi olarak işin bir tarafındayım. Hem işçi hem de işveren 'bu sorunu hep beraber oturup çözelim' diye konuşmaya yakın olması gerekirken, doğrusu gerçek anlamda ne işverenlerin ne de işçilerin böyle bir sorun çözülsün diye bu meseleye ağırlık koyduklarını göremiyorum. Bu ciddi bir sorun ve çözülmelidir. İşçisiyle, işvereniyle, bakanıyla beraber oturmalıyız. Bunu nasıl çözeceğimizi konuşmalıyız. Nasıl çözmeliyiz o konuda bir fikrimi paylaşmak istemem.''
Kadınların özel halleri
Son zamanlarda anlamakta zorlandığı meselelerden birinin ''Ağır ve tehlikeli işlerde kadınların özel hallerinin olduğu günler dikkate alınarak 5 gün izinli sayılmaları'' konusu olduğunu, bu konunun gündeme gelmesine anlam veremediğini dile getiren Dinçer, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Hakikaten bu sorunun niye gündeme geldiğini anlamakta zorlandığımı ifade ediyorum. Çünkü bu yönetmelikteki bu hüküm 1973'den bu yana bu ülkede var. Bu hüküm yönetmelik 1973'den bu zamana kadar birkaç kez değişmiş hepsinde de korunmuş. Şimdi de bu yönetmelikte bir takım iyileştirmeler, rasyonel tedbirler alırken bu maddeyi koruduk. Bir tek gerekçemiz vardı. Şimdiye kadar sorun çıkarmamışsa, o zaman kadınlara ait bir hakkı ifade ediyor görünüyor. Öyleyse bunu koruyalım. Başka hiçbir teşebbüsümüz olmadı. Bu yönetmelik çıkalı da epey zaman geçti üzerinden. O zamandan beri de hiç sorun çıkmadı. Bu konuyla ilgili, kadınlara konfeksiyonda çalışırken ceza verildiği gibi şikayet gelmedi. Ama son günlerde birden bire çok büyük bir sorun varmış gibi tartışılıyor anlamakta zorlanıyorum. Bu hüküm, bu konuda ek maliyetler getirecek yahut işin aksamasına sebebiyet verecek uygulamaları doğuracak hüküm değil. Sadece biraz farklı yorumlamaktan kaynaklanan bir düzenleme. Zaten var olan bir düzenleme. Müsterih olmalısınız. O konuda ben çok rahatım. Sorun çıkarsa yönetmeliği değiştiririz. Ama sorun çıkmayacak endişe etmeyiniz. Siz rahatça çalışmanıza devam edin. Aslında meclise gönderdiğimiz iş güvenliğiyle ilgili yasa tasarısında veya Başbakanlığa gönderdiğimiz yasa tasarısında ağır ve tehlikeli işler tanımını kaldırıyoruz. Yeni bir kavramlaştırma yapıyoruz. Farklı kavramlar getirerek tanımlayacağız.''
EBSO Başkanı Ender Yorgancılar ise İzmirli iş adamlarına vakit ayıran Bakan Dinçer'e teşekkür ederek, plaket verdi. Bakan Dinçer, AKP Gençlik Kolları'nın Bornova Öğretmenevi'nde düzenlenen eğitim programına da katıldı. Program basına kapalı gerçekleştirildi.
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu