'Üniversite Kurultayı' başladı

Türk Eğitim-Sen'in üniversitelerin ve üniversite çalışanlarının sorunlarını tespit etmek ve çözüm önerileri üretmek amacıyla düzenlediği 'Üniversite Kurultayı' başladı. İçkale Otel'de düzenlenen kurultayın açılışında konuşan Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Remzi Kaya, kurultaya YÖK'ten bir temsilcinin katılmaması ile ilgili olarak ''Şeffaf olmak lazım. Oturup sorunları tartışmak lazım'' diye konuştu.

Üniversitelerin sorunlarının bugüne kadar ciddi şekilde ele alınmamasının büyük bir eksiklik olduğunu söyleyen Kaya, Türk Eğitim-Sen'e kurultayı düzenlemedeki katkılarından dolayı teşekkür etti.

''Üniversite çalışanlarının özlük haklarını içeren düzenlemelerden memnun olmadığını'' ifade eden Kaya, üniversitelerdeki idari personelin yok sayıldığını, sendikalaşma oranının da çok düşük olduğunu söyledi.

Müsteşar Yardımcısı Kaya, akademik personelin görevde yükselme kriterleri ile ilgili olarak da kanunla bir araştırma görevlisinin doçent oluncaya kadar amirinin keyfi uygulamalarına maruz kalabildiğini ve bunun özgün bilim yapılmasına engel teşkil ettiğini aktardı.

Kanuna göre, derse girmemesi gereken araştırma görevlilerinin uygulamada ders verdiğini, ancak emeğinin karşılığını alamadığını vurgulayan Kaya, özellikle akademik personelin özlük hakları ve genel tanımlar konusunda yeni düzenlemelerin gerekliliğine işaret etti.

Kaya, ''Dileğimiz YÖK'ün geçmişte yaptığı ve bazı kararları tek başına almak yerine, Milli Eğitim Bakanlığı, sivil toplum örgütleri, diğer paydaşların bir araya gelebileceği ortamlarda sorunların açıkça konuşulacağı, tartışılacağı ve çalışanların mutluluğunu sağlayacak şartların oluşturulması ve sorunların çözümlenmesidir'' dedi.

''YÖK en fazla içe dönüklüğüyle eleştirildi

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Türkiye'nin pek çok bölgesinden gelen temsilcilerin üç gün boyunca üniversiteler, üniversite çalışanlarının sorunlarını tartışacağını ve kurultay sonunda ortaya çıkacağına inandığı raporun YÖK Başkanlığına sunulacağını belirtti.

''YÖK'ün bugüne kadar en fazla eleştirilen yönünün içe dönüklüğü, antidemokratik kararlar alması'' olduğunu savunan Koncuk, ''Yapılan eleştirilere kulak vermek durumundayız'' dedi.

''Üniversitelerin bir korku imparatorluğu gibi yönetildiğini'' öne süren ve üniversite çalışanlarının ciddi problemler yaşadığını belirten Koncuk, ''YÖK, kendi dışındaki seslere kulak verir olmalıdır. Bunu başaramayan bir YÖK'ün Türk üniversitelerini dünya üniversiteleri ile yarışır hale getirmesi söz konusu olamaz'' diye konuştu.

Rektörlerin, üniversitelerindeki sendikalı idari ve akademik personel sayısına bakmalarını isteyen Koncuk, ''Rektörler ondan sonra (ben demokratiğim) diyebilme hakkını kazansınlar'' görüşünü ifade etti.

Gazi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Duran Altıparmak da sayıları 140'a ulaşan üniversitelerin sorunlarını çözmek üzere toplanan kurultaydan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

MHP Kütahya Milletvekili Alim Işık da 1981'de çıkarılan ve Yüksek Öğrenim Kanunu olarak bilinen 2547 sayılı yasayla ilgili düşüncelerini ve yapılması gerekenleri sıraladığı konuşmasında yasanın 27 yılda pek çok maddesinin değiştirildiğini, yasaya 56 kez de geçici madde ilave edildiğini kaydetti. Işık, ''Söz konusu yasa, günümüz şartlarına yetişmemektedir'' dedi.

Üç gün sürecek kurultayda, YÖK'le ilgili sorunlar ve çözüm önerileri, üniversitelerin akademik ve idari personeli, yeni akademik personel yetiştirme politikaları ve ücret konuları ele alınacak.