Üskül'den önemli açıklamalar
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Zafer Üskül, Türkiye'nin, ''insan hakları açısından, AB ülkelerinin sürekli eleştirdiği bir ülke konumundan çıktığını'' bildirdi.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Zafer Üskül, Mersin'in Silifke ilçesinde basın mensuplarıyla bir araya geldiği toplantıda yaptığı açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun milletimiz açısından çok önemli bir dönüm noktası olduğunu, artık Türkiye'de Cumhuriyet'in dışında bir başka rejimi düşünen, aklından geçiren ve isteyenin olmadığını dile getirdi.
''Bu ülkede Cumhuriyet'ten geriye dönüş artık mümkün değildir'' diyen Üskül, sözlerine şöyle devam etti:
''Ama Cumhuriyetimizin daha demokratikleşmesi konusunda şimdiye kadar atılan adımlara eklememiz gereken yeni adımlar olduğunu da hepimiz biliyoruz. Türkiye uzun yıllardan beri terörle mücadele ediyor. Türkiye kendi içinde insan hakları alanında uzun yıllar sorunlar yaşadı, eleştirilere uğradı. Türkiye farklı toplumsal kesimler arasında zaman zaman değişik çatışmalar yaşadı. Türkiye aynı zamanda son yıllara kadar neredeyse bütün komşularıyla sorunları olan bir ülkeydi. Şimdi baktığımızda bir yandan tüm komşularımızla iyi ilişkilerin geliştirildiğini, bu ilişkilerin hem kültürel, hem ticari, ekonomik, hem siyasi anlamda geliştiğini ve sorunların çözüldüğünü görüyoruz.''
Zafer Üskül, Türkiye'nin, bölgesinde istikrarın sağlanmasında ne kadar etkili bir devlet olduğunu gösterdiğine işaret ederek, şöyle konuştu:
''Türkiye'nin katkıları olmadan bölgemizde istikrarın sağlanması da mümkün görünmemektedir. Bölgemiz de dünyanın neredeyse kaynayan kazanı konumunda. Sürekli gerilimlerin, çatışmaların yaşandığı bu bölgede istikrarın sağlanması, dünyada istikrarın sağlanmasına çok önemli katkılarda bulunacaktır. Türkiye bununla da yetinmiyor. Afganistan'da sorun olduğunda orada, Bosna Hersek'te ve Kosova'da sorun olduğunda orada. Avrupa ile Asya ve Orta Doğu arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi söz konusu olduğunda yine orada. Türkiye, İran'la rahat konuşabilen nadir ülkelerden birisi. Suriye ile ilişkilerini geliştirmiş olması hem Avrupa, hem de ABD açısından çok büyük önem taşıyor. Ümit ediyorum ki bu barış ortamı bölgemizde devam eder, Türkiye'de bu barış ortamının sürmesine katkısını sürdürmeye devam ettirir.''
İnsan Hakları
Toplumun barış içinde yaşamasını sağlayacak önlemleri artırmaları gerektiğine dikkati çeken Üskül, ''Aslında hiç önlem alınmadı demek son derece eksik bir ifade olur. Çünkü 1995 yılından beri demokratikleşme yolunda yapılan düzenlemeler Türkiye'yi çok önemli bir noktaya getirdi'' diye konuştu.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Zafer Üskül, sözlerini şöyle sürdürdü:
''İnsan Hakları açısından artık Türkiye üyesi olmak istediği Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin sürekli eleştirdiği bir ülke olmak konumundan çıktı. Geçen dönemde Avrupa Parlamentosu İnsan Hakları Alt Komisyonu Başkanı İstanbul'a gelip, İstanbul'daki kadın ceza evini gezdiğinde 'Keşke bizim hapishanelerimiz de böyle olsa' demişti.
Türkiye artık işkence ve kötü muamele bakımından gözetim altında tutulmaktan vazgeçilmiş bir ülke. Hiç olay olmuyor mu, oluyor. Sağda solda, tekil olaylarla zaman zaman karşılaşıyoruz elbette. Ama artık bunlar sistemli olmaktan çıktı. Dolayısıyla insan hakları konusunda çok önemli gelişmeler kaydettik. Kültürel hakların geliştirilmesi konusunda da önemli adımlar atıldı. Bütün bu yapılanlara zaman zaman karşı çıkanlar oluyor. İnsan hakları konusunda ileriye doğru atılan adımlara karşı çıkmak, insanlığı geriye çekmek istemekten başka bir anlam taşımaz. Çünkü en önemli varlık, çağımızda artık insandır. Bunun dışında, buna ters gelen, bunu geriye götürecek bir düşünce tarzı, bir politika artık geçerli olmaktan çıkmıştır.''
Demokratikleşme
Devletin herkese eşit mesafede duracağını, her birinin haklarını, kimliklerini, kültürlerini geliştirmesine fırsat vereceğini ifade eden Üskül, şunları söyledi:
''Bu ulus devlet çerçevesi içinde ve Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlığı şemsiyesi altında, bir bütünlük içerisinde olacaktır. Bizim devletimiz üniter bir devlettir. Bu yapının bozulması için hiçbir gerekçe söz konusu edilemez, bundan vazgeçilemez. Bunun tersini düşünenler yanılıyordur. Yani Türkiye'de gerçekten ayrılığı isteyen çok küçük bir azınlıktır. Ama bunu ima bile etmenin hiçbir geçerli temeli yoktur. Bu Türkiye'de yaşayan insanların her birinin aleyhine sonuçlar doğuracak bir gelişmedir.
Dolayısıyla biz üniter devletimizin çatısı altında, Cumhuriyetimiz içinde birliğimizi koruyarak, ama farklılıklarımızı da yok etmeye uğraşmadan, her birimiz Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olarak devletimize bağlılığımızı sürdürerek ortak bir yaşama alanı yaratmak zorundayız. Demokratikleşmeyi böyle anlamak gerekir. Demokratikleşmeyle ülkenin bölüneceğine iddia etmekten bence daha anlamsız bir açıklama söz konusu olamaz. Tam tersine demokratikleşme, insan haklarına saygı, bizim birliğimizi güçlendirecek, birliğimizin çimentosunu daha da sağlamlaştıracak bir gelişme olacaktır. Türkiye'de bugün yaşanan bir takım sıkıntıları, işte bu değişimin sancıları olarak belki düşünmek lazım. Bunlar kaçınılmaz olarak oluyor böyle. Tarihin değişik dönemlerinde zaman zaman başka ülkelerde de bu sıkıntılar yaşanmıştır. Ama biz bunu atlatma dönemine girdik ve bundan dönüş yok. Türkiye bu yolda ilerlemeye devam edecek, bu yolda ilerledikçe de hem bölgesinde, hem dünyada daha önemli bir devlet olarak varlığını güçlendirecek.''
En Çok Okunan Haberler
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Restoranlarda 'harcama limiti' uygulaması başladı
- Milletvekilleri Genel Kurulu terk etti!
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- Erdoğan'dan Suriyeliler açıklaması