Usta, Vefa, Emek...

Usta, Vefa, Emek...
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 07.12.2011 - 07:13

29 Kasım 2011 Salı günü Müjdat Gezen Sanat Kültür ve Eğlence Merkezi Bursa-Nilüfer Şubesi’nin açılış törenine katıldım. Neyle karşılaşacağımı bilmeden ama bazı tahminler yürüterek adrese vardığımda gözlerime inanamadım. Karşımda devasa bir kültür merkezi vardı, Nilüfer halkına armağan olarak yapılan bir kültür merkezi.

Öncelikle, içine girdiğimiz andan itibaren yüzümüzü güldüren, içimizi ısıtan, bakışlarımızı aydınlatan bu emek destanı için Müjdat Gezen’i kutlamak gerek. Müthiş bir sabır, özveri, duyarlılık sonucunda önemli bir sanat merkezine kavuştu Bursa’nın Nilüfer ilçesi. Duygu ve düşüncelerimize ses olan, sanata ilişkin kaygılarımıza umut olan bu yapıt, ülkemizin ve dünyanın kültürel ve sanatsal belleğine umarız yeni Müjdat Gezen’ler yetiştirir. Kültür merkezinin mimari yanına ilişkin yorum yapmak benim boyumu aşar. Ancak bu emek destanının arkasında yatanları dillendirmek boynumun borcudur.

Bu yapıtın arkasında bazen yalnızlığını, bazen hüznünü, bazen acısını, bazen mutluluğunu, bazen umudunu sanatsal bir şölene dönüştürmek için harcanan bir ömür var. Ülkemizin geleceğine ışık tutacak olanları yetiştirmeye adanan bir sorumluluk duygusu var.

Sanatsal değerlerimize sahip çıkmak gibi bir vefa, salonun her yanına sinen ve hissedilen bir özen, özveri ve ilgi var. Sahnesiyle, perdesiyle, kafeteryasıyla, derslikleriyle, logosuyla, müzesiyle, dinozor heykeliyle çağdaş bir sanat merkezi yaratma aşkı var. Yıllar sonra bizi hem öğrencilerimizle hem de eski fakat eskimeyen sanatçılarımızla buluşturarak görsel ve işitsel bir şölen yaşamamızı sağlayan bir kadirşinaslık var. Yıldız Kenter’den Türkan Şoray’a, Emel Sayın’dan Fatma Girik’e, Perran Kutman’dan Zeki Alasya’ya, Uğur Dündar’dan Deniz Baykal’a, Talat Halman’dan Yılmaz Büyükerşen’e, Levent Kırca’dan Halil Ergün’e uzanan çok geniş bir yelpazedeki katılımı gerçekleştiren ve “helal olsun” dedirten bir dostluk var. Tuttuğu aynayla hem sanatseverleri, hem de sanata gönül verenleri hem düşündüren, hem utandıran hem de umutlandıran bir aydın sorumluluğu var.

O gece yaşadığımız görsel ve estetik şölene imzasını atan büyük sanatçı Yıldız Kenter’in, “İki elin çıkardığı sese doyurdunuz. Salonda bulunan öğrencilerim neler yapmışlar? Ben hâlâ tozlu tiyatro salonlarında çabalayıp duruyorum” şeklindeki sözlerinin aldığı alkışı anlatamam.

Bildiğim o ki; Müjdat Gezen sahneye çıktığında, kazanç beklentisi olmadan çalışan, koşan, yaşayan, yaşatan, eğiten, yetiştiren, el tutan, el veren kaç sanatçımız olduğunu düşündüm. Bir derviş sabrı ve bilgeliğiyle hayata geçen bu kültür merkezi, bana göre emekle vefanın, özveriyle dayanışmanın buluştuğu bir yer olmuş. Müjdat Gezen, sanatçı kimliğini, eğitici kişiliğini, donanım, bilgi ve birikimini bu kez de Bursa halkının hizmetine sunmuş.

Sağ olsun, sağlıklı olsun.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler