Vişne üreticisini üzüyor

Meyve Suyu Endüstrisi Derneği (MEYED) Genel Sekreteri Ebru Akdağ, ülkenin stratejik meyvesi olan vişnenin darağacından kurtarılması gerektiğini söyledi.

Dünya vişne üretiminde ilk sırayı alan Polonya'yı Türkiye'nin izlediğini, üçüncü sırada ise Rusya ve Sırbistan'ın geldiğini ifade eden Akdağ, dünyanın vişne üreticisi konumunda bulunan Türkiye'nin elindeki büyük ihracat potansiyelini yeterince kullanamadığını bildirdi.

Vişnenin, Türkiye meyve suyu pazarında şeftalinin ardından en çok tüketilen tatlarda ikinci sırada yer aldığını vurgulayan Akdağ, ''Son yıllarda iyice su yüzüne çıkan sağlık trendinin de etkisiyle yüzde 100 meyve suyuna olan ilgideki artış sonucunda, meyve suyu sektöründeki üreticiler vişneyi nektar olarak tüketicilere sunmanın yanı sıra, elma, üzüm gibi başka meyveler ile karıştırarak vişnesi baskın olan ikili yüzde 100 meyve suyu karışımları üretiyorlar'' dedi.


Kırmızı meyvelere ilgi artıyor

Kırmızı meyvelere olan ilginin tüm dünyada önemli oranda arttığını, bu durumun vişnenin yer aldığı çoklu meyve karışımlarına olan talebi yükselttiğini vurgulayan Akdağ, şöyle konuştu:
''Sağlıklı beslenme trendinin etkisiyle yüzde 100 meyve sularına olan ilgi Avrupa ve Amerika başta olmak üzere tüm dünyada artıyor. Gıda ürünlerinde tüketim ve dolayısıyla ihracatı tetikleyen etkenlerin başında ürünün sağlıksal özelliği geliyor. Bilimsel araştırmaların işaret ettiği sağlık etkileri, kırmızı meyve ve meyve sularını ilginin odağı haline getirdi. Yapılan araştırmalar kırmızı meyvelerden vişnenin üstün özelliklerine dikkat çekse de ülkemizde yaygın olarak yetişen bu meyve maalesef henüz hak ettiği ilgiyi göremiyor.''


"Küçük kırmızı ikizler" üreticisine kazandırmıyor

Akdağ, ''küçük kırmızı ikizler'' olarak nitelendirilen bu önemli ürünün üretim düzeyi, yüksek verimi, üstün renk ve tat özelliklerinin yanı sıra, sağlıksal değeri bakımından da Türkiye meyve suyu sektörü açısından stratejik bir meyve olduğunu ifade ederek, Türkiye'de üretilen vişnenin yaklaşık yüzde 30'u meyve suyu sektöründe işlendiğini ve daha çok iç pazarın talebine sunulduğunu bildirdi.

Türkiye'nin, dünyanın başlıca vişne üreticilerinden olmasına rağmen, maliyetlerin getirdiği fiyat baskısının ihracat önünde büyük bir engel oluşturduğunu dile getiren Akdağ, Türkiye meyve suyu sektöründe en gelişmiş teknolojilerin kullanılması ve Türkiye'nin özel konumu ile ekolojik avantajlarının bile bu engelin aşılmasına olanak sağlayamadığını anlattı.

Özellikle son 3 yılda dünya vişne suyu konsantresi fiyatlarındaki düşüşten etkilenen meyve suyu sektörünün, Türkiye'nin stratejik meyvesi olan vişnenin üretiminin durmaması için ellerindeki stoklara rağmen, çiftçilere destek olmak adına alımlarına devam ettiğini belirten Akdağ, şunları kaydetti:
''Ancak oluşan fiyatlar ne çiftçiyi ne de meyve suyu üreticilerini mutlu edecek düzeye gelemedi. Özellikle ülkemizde vişne toplama maliyetinin de çok yüksek olması, ürünlerin toplanamamasına ve dolayısıyla büyük bir ekonomik israfa yol açtı. Şu anda vişne için geçerli olan alım fiyatı düşük kaldı. Toplama işçiliği için ödenen payın çıkarılmasından sonra vişne, üreticisine kilogram başına 10-20 kuruş kazandırıyor. Üretici, eline geçen bu tutardan her türlü zirai üretim masraflarını da karşılamak zorunda. Dış pazardaki, Polonya ve Sırbistan rekabetinin yarattığı baskı nedeniyle sanayicinin daha yüksek fiyat vermesi mümkün değil.''

Akdağ, üreticilerin vişne konusunda üst üste üçüncü kötü sezonunu geçirdiğini vurgulayarak, ''Çiftçiler, ağaçlarını söküyor ya da bakımsız bırakarak özellikle kurumaya terk ediyor. Bunlara ek olarak yeni dikim olmayacağı da açık. Gelecekte vişne konusunda ithalatçı ülke haline bile gelebiliriz'' diye konuştu.